1.Bölüm; "Cam Mavisi."

152 9 5
                                    

Alarmın çalmasıyla falan uyanmadım. Klasik hikayelerden hep nefret etmişimdir. Herkes bilir, o alarm çalar...çalar...çalar. Ama sadece, çalar. Kimse o alarmın sesi ile kalkıp hazırlanmaz. Kalkıp kapatır, o yarım kalan uykusuna devam eder.

Lamia. Adımın anlamı gibi değilim, çünkü anlamını bilmiyorum. Öyle klasik; 'Adım...' diye başlayan hikayeler gibi değil benim hikayem. Bok çukurun da biriyim ben. Ölüme adım adım yaklaşır, tam kenarında durur, orta parmak çıkarır, kıçımı sallaya sallaya geri dönerim evime.

Ben bir veterinerim. Hayvanlarla iyi anlaşan bir karakterim vardır. Buna erkek hayvanlar dahil değil. "Ayı, Öküz, Domuşuk" gibi türler ilgi alanıma girmiyor açıkçası.

Onun dışında gece bir bar işleten Şerif adında bir dostuma yardım ediyorum. Göz altlarım hep mordur. Bunun yüzünden uyuşturucu kullandığımı sananlar bile olmuştu. Her şeyden önce soğuk bir karaktere sahip değilim. Konuşganımdır.

Susmak nefret sebeplerimdendir. Birinden nefret edersem...Allah yardımcısı olsun canısı.

Başka...Ada isminde güzel bir kızla ev arkadaşlığı yapıyorum. Ada ufak bir ajansta mankenlik yapıyor.

Mankenlik diyince aklınıza direk soyunmuş kız, yada iç çamaşırı reklamları vs vs geldi. Değil mi?

Şu ön yargılar...Ada babasının yanında mankenlik yapan biri. İsmet baba pekte izin vermez öyle şeyler giymesine zaten.

Şerif'in mekanına giderken üzerimde ki yorgunluk resmen bedenime işgence ediyordu. Hala anlayabilmiş değilim, neden bir türlü dinlemiyorum?

Ayakta uyuyacak kadar berbat bir durumdayım, dün bir kaç hayvana yardım etmiştim, bir çok insan bu işi küçümser. Halbu ki ufacık bir karınca bile sizin evinizde ki ekmek kırıntılarını toplayarak günah'a girmenizi önlüyor. Tabii bâzı saftirikler bunları anlamıyor. İnsan oğlu işte... ne beklersin ki?

"İki dakika dalma be kızım, dalgıç oldun başımıza."

Şerif'in bariton, boğuk sesini duyunca düşler aleminden çıktım demek istesem de...çıktığım yer düşler alemi değil, boklar alemiydi.

"Ben dalgıç değilim Şerif ama sen çok edebiyatçı bir adamsın."

Şerif gözlerini devirirken bar kısmına geçip önce kıçımı bar masasına koydum...Sonra da ters dönüp içeri girdim. İki saat arkayı dolaşmaya üşenirim ben. Millet homurdansa da umursamayıp arka odaya geçtim. Çantamı fırlatırken, deri cekete göz gezdirdim, barmen alınmıştı da benim mi haberim yoktu?

Madem barmen aldın, beni niye buraya getirdin Şerif efendi!

"Beğendiysen senin olabilir."

Arkamı dönüp baktığım da önce durdum, son bir kahka bıraktım solmuş, buruşuk, çatlak dudaklarımdan. En fazla 19 olan bu adam (?) Yada çocuk, üzerine benim olan önlüğü giymiş bana bakıyordu.

Üzerinde ki yazıyla bir kahkaha daha bıraktım dudaklarımdan.

"Bar'ın gözde barmen güzeli emrinize amade!"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 12, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Bok ÇukuruHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin