K2

43 6 1
                                    

Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Bugün düne göre hava açık ve güneşliydi. Uyku sersemliği ile yatakta doğruldum ve çıplak ayaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Ayağa kalktım ve adımlarımı odamın yanındaki lavaboya doğru hızlandırdım. Ilık bir duşun ardından beyaz bornozumu üzerime geçirip adımlarımı tekrar odama dogru attım. Dolabın önüne geldiğimde kafamı çevirip pencereden dışarı baktım. Evet hava gerçekten güzeldi bu yüzden üzerime beyaz göğüs ve bel kısmı tam oturan, diz kapaklarımın iki karış üzerinde salaş bir elbise giymeye karar verdim. Lacivert kot bir ceket ve  siyah bilekte dolgu topuk botlarımla kombinimi tamamladım. Makyaj masama oturdum ve önceden ısıtmış olduğum maşa ile saçlarıma şekil vermeye başladım. Doğal bir sarışın olarak saçlarıma aşık birisiydim. Vücudum her erkeği etkileyebilecek kadar dikkat çekici ve güzeldi. Göğüslerim bir kıza oranla daha dik ve dolgun duruyodu. Saçlarımla işim bittiğinde yumuşak saçlarımı ellerimle biraz kabarttım ve mavi gözlerimi ortaya çıkaran ince bir aylaynır çektim. Rımel ve çilekli parlatıcımı da sürdükten sonra uzun askılı siyah çantamın içine telefonumu ve cüzdanımı da koyup omzuma attım. Evden çıktım ve nefret ettiğim otobüslere binmek üzere durağa doğru ilerledim.

Yarım saatlik yolun ardından nihayet okula varmıştım. Dersin başlamasına on dakika vardı. Bu süre içinde kantine gidip bir şeyler içsem iyi olacaktı.

Beş dakika sonra bitmiş olan kahve bardağıyla tam kalkmak üzereyken yanıma oldukça güzel şirin bir kız oturdu. Yüzündeki içten gülümseme ve neşeli sesiyle konuşmaya başladı.

"Merhaba"

Bana doğru uzatmış olduğu eline bakarken bu ani hareketine şaşırmıştım. Esmer tenli ve gece karası gibi görünen ama adeta bir güneş gibi parlayan koyu kahve gözlere sahip yüzünde yok diyebileceğim kadar az bir makyajla karşımda oturan kıza bakmaya bir son verip kendime geldim ve bende aynı içtenlikle gülümseyerek elini sıkıp konuşmaya başladım.

"Merhaba."dedim.
Sorar gözlerle karşımda oturan kıza baktığımda anlamış olucak ki konuşmaya başladı.

"Şey benim adım Melisa okul panosuna astığın ilanı gördüm ev arkadaşı ariyor muşsun. Ben de kalacak bir yer arıyorum ve birkaç gündür de seninle iletişim kurmaya çalışıyorum. Ama bir türlü fırsat bulamadım. Eğer zamanın varsa tabi sende istersen biraz konusabilir miyiz? "
Melisa' nın sözleri bittiğinde kendimi toparladım. Oldukça şirin sıcak kanlı birine benziyodu. Ve baya da istekli görünüyordu. Aslında üstündeki marka kiyafetlerden anladığım kadarıyla da kendisine bir ev alabilecek kadar durumu iyiydi. Neden bir ev arkadaşı arıyordu ki. Kafamdakileri bir kenara bırakıp bana sabırsızlıkla bakan Melisa ya baktım.

"Anladığım kadarıyla maddi durumun iyi. Neden benim gibi biriyle kira da oturmak istiyorsun? Lütfen yanlış anlama sadece seni tanımaya ve anlamaya çalışıyorum. "

Tebessüm eşliğinde gözlerime bakarak sorumu cevapladı.

"Bunlar benim için özel konular ve olur olmadık yerlerde konuşmak istemiyorum. Eğer vaktin varsa baska bir yerde konuşsak olur mu?

Sesi sonlara doğru kısılmıştı. İçimde ki merak duygusu da artarken bu kızı bana çeken bir şeyler olduğunu hissetmiştim. Ona bir şans vermeye karar vererek sıcak nefesimi yavaşça dışarı üfledim. Bu hareketim onu daha da heycana sokarken tebessüm ettim.

"Bugün öğleden sonra iki gibi müsaitsen bir yerlerde konuşabiliriz. "

Sözlerimle birlikte gözlerinde ki heycan ve mutluluk karışımı parıltı artarken ayağa kalkti ve birden bana sarılarak konuşmaya başladı. "Tabi ki de müsaitim. Çok teşekkür ederim."

Onun bu hareketine karşı bende gülümsedim "Telefon numaranı verirsen sana mesaj atarım her seyi konuşuruz olur mu? " Benim de ona karşı olan  davranışlarım onu etkilemiş olmalı ki gözleri hafif dolu bir sekilde kafasını salladı. Birbirimizin numaralarını aldıktan sonra el sallayarak yanımdan ayrıldı. Arkasından bakmaya devam ederken ilk defa birine karşı bu kadar çabuk içim ısınmıştı. Deli dolu hareketleri ve hiçte yapmacık olmayan gülümsemesiyle insanın içini kıpır kıpır yapıyordu. Yüzümde yer edinen gülümsemeye bir son verip derse girdim.

Dört saatlik dersin ardından kendimi bahçeye attım ve Melisa ya mesaj atmak üzere telefonumu elime aldım.

Ben:" Bahçedeyim bankaların orda seni bekliyorum dersin bitince mesaj at lütfen. "

Deli kız ( Melisa ): "Şimdi çıktım hemen geliyorum. :* "

Evet Melisa yi "Deli kiz" diye kaydetmiştim. Ama hakaret olsun diye değil tamamen icimden gelmişti. Ve mesajin sonuna koyduğu öpücük sembolüyle de benim bu tezimi kanıtlamış oldu. Bu hareketine de güldüm ve kafamı telefondan kaldırdım. Kapıdan çıkmış hızlı adımlarla ve yine yüzündeki gülümsemeyle bana doğru geliyordu. Tekrar onu incelediğimde gerçekten çok güzel ve hayatdolu bir kız olduğunu fark ettim. Üzerindeki çiçekli toz pembe diz kapaklarinda biten elbisesi ve tenine tezat beyaz konversleriyle etrafına adeta pozitiflik saçıyordu.Bende ona gülümsedim.  Sonunda yanıma geldiğinde bana sarıldı. "Hadi gidelim" dedim ve üniversiteyi arkamızda bırakarak en yakın kafeye doğru ilerlemeye başladık. Bakalım hayat beni sürüklediği bu yolda mesafesini koruyup ilerleticek mi yoksa bariyerlere çarptırıp tepetakla olana kadar çabalicak mıydı. Bunu öğrenmenin en iyi şekli bu yolu olabildiğince uzun ve geniş tutmaktı ve benim bu yoldaki görevimin ilk bölümü de şu zamanlarımda ki aldığım kararları düzgün seçmekti.Ama bir şeyden emindim.O da başıma ne gelirse gelsin yanımda duran ve bana her an gülümsemeyi teşfikleyen bu kızın beni mutlu edeceğiydi. Bunu her hücremde hissediyodum. Nasıl yapacağını ya da bunun hayatın bana bir getirisi mi bilmiyorum ama karmaşık duyguların içinde bulunacağıma dair kuvvetli hislerim vardı. Ve tek temennim bu yolda acıyı en az şekilde çekmekti.

KaranlıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin