Bölüm 2-Birbirimize İhtiyacımız Var

66 10 0
                                    


''SEN!'' diye bağırdı ve hemen kolundan tuttu.

''BENİM BEDENİM!'' diye bağırdı Chanyeol'de Baek'e bakarak. İkisi de çatılmış kaşlar ile birbirlerine bakıyorlardı. Baek Chanyeol'ün kolunu sıkı sıkı tutuyordu. Her an kaçmasından korkuyordu. Birbirlerini bulmaları tesadüf müydü yoksa kader miydi? İkisi de kafasında bu sorularla boğuluyorlardı. 

''Bu nasıl olur?'' diye mırıldandı Baek. Chanyeol'ün kolu acımaya başlamıştı. Yüzünü buruşturup ona bakıyordu. 

''Kolumu bırak. Acıtıyorsun.'' dedi daha fazla dayanamadan. Yeni bedeninin bu kadar narin olmasını anlayamıyordu. Kız gibi vücudu vardı. O kadar narindi ki ufak bir sıkmada bile canı hemen acıyordu. Bu kadar narin olması yüzünden üzgündü Chanyeol. Baek kendi gücünün farkında değildi. Yavaşça ellerini gevşetti fakat bırakmadı. Her an kaçıp gitmesinden öyle korkuyordu ki...

''Kol benim kolum. Niye bırakayım?'' 

''Bak.. Sende şu an benim bedenimdesin. Sakin olup düzgün düşünmeliyiz. Masan nerede? Oturup bu konuyu konuşalım. İkimizde ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz.'' dedi Chanyeol. Mantıklı konuştuğunu düşündü Baek ve dediğini yapıp oturduğu yeri işaret edip ''Şurada'' dedi.

Yavaşça Baek'in masasının olduğu yere gidip birer sandalye çekip, oturdular. Sehun ağzı açık şekilde Chanyeol ve Baek'e baktı. Bunun gerçekten mümkün olup olmadığını düşündü ve dudaklarını kemirmeye başladı. Chanyeol Sehun'a bakınca aklına geride unuttuğu Jongin geldi. 

''Ah.. Konuşmaya başlamadan önce masama geri dönmeliyim. Arkadaşım orada kaldı. Şok yüzünden onu unuttum.'' dedi Chanyeol. Jongin'in endişelenmiş olduğunu düşünüyordu. Tam kalkacağı sırada Baek Chanyeol'ün kolunu tuttu ve ''Hiçbir yere gidemezsin.'' dedi. Chanyeol bunu beklemiyordu. Chanyeol'ün bedeni kendisinde olsada Baek hala endişeliydi. 

''Masaya gidip geleceğim hemen.'' 

''Sehun'un sen git.'' dedi hemen Baek. Sıkı sıkı Chanyeol'ün bileğini tutuyordu. Chanyeol bileğini geri çekip masasının yerini Sehun'a söyledikten sonra yerine tekrar oturdu. Sehun gittikten sonra Baek direk konuya atlayıp ''Ne yapacağız?'' dedi. Chanyeol bu sabırsızlığını anlıyordu. 

''Öncelikle adım Park Chanyeol. Yani şu anki senin adın...'' dedi ve durakladı Chanyeol.

''Benim adım Byun Baekhyun.'' dedi.

''Okuyor musun?'' 

''Evet. Bir çeşit müzik okulu. Mezun olabilirsem eğer ki bu halde olamam müzik öğretmeni olmak istiyorum.'' dedi Baek.

Chanyeol'ün gözleri büyümüştü ''Yani şimdi ben müzik okuluna mı gideceğim??'' diye atladı heyecanla. Baek kaşlarını çatmıştı ve ''Bu olay düzelene kadar.'' dedi. Chanyeol'ün gözleri parlıyordu. 

''Peki ya sen? Okula gitmek zorunda mıyım?'' dedi Baek. İçinden 'lütfen mezun olmuş ol ' diye yalvardı.

''Ben mezun oldum. Babamın şirketinde başkan olmak için çalışıyorum şimdi...'' dedi mutsuz bir şekilde. Dün geceki yaşanan olaylar geldi gözünün önüne. Babasını düşündü,dediği acımasız lafları... Kalbi acıdı bir kaç saniyeliğine. Düşüncelerden kurtulmasını Baek sağlamıştı. 

''YANİ SEN ZENGİNSİN?!'' diye bağırdı heyecanla. Bu sefer kaşlarını çatan Chanyeol'dü. 

''Kim zenginmiş?'' diye atladı Sehun sandalyeye yerleşirken. 

''Chanyeol zengin.'' Bu sefer konuşan Jongin'di. Chanyeol'e değil de Baek'e bakarak söylemişti bunu. Baek dik dik Jongin'e bakarak bakışlarına karşılık verdi. 

You're My DestinyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin