Bölüm 3

40 16 0
                                    

Başımın ağrısı yüzünden uyanmaya başladım. Bugün ne kadar çok uyumuştum? Yeni uyanmanın verdiği mahmurlukla ilk başta nerede olduğumu anlamadım. İki kişi benden bayağı bir ilerde merdivenlerin orda konuşuyorlardı ve bense bir kanepenin üstüne uzanmıştım.

Aklım başıma yavaşça gelirken burada ne aradığımı sorgulamaya başladım. En son koşuyordum ve gözleri benim gözlerime çok benzeyen bir kız beni bir araya çekmişti. Hoş kızın sadece gözlerini görmüştüm ama. Belki de o anın verdiği şokla ve koşmanın verdiği adrenalinle bayılmıştım. Etrafıma bakınmaya başladım. Kesinlikle tanıdığım, bildiğim ve ya daha önce geldiğim bir yer değildi. Hemen bakışlarımı merdivenlerin orada konuşan kişilere çevirdim. Biri kız biri ise erkekti. Erkek olan bana dönük olsa da kız olanın bana sırtı dönüktü bu yüzden kızın sadece uzun sarı saçlarını görebiliyordum.

Tam onlara seslenecektim ki erkek olanın bakışlarının bana değmesiyle bana doğru gelmesi bir olmuştu. Kız olan hala yerinde kıpırdamadan dururken çocuk sert bakışlarla bana doğru gelmeye başladı. Açıkçası çocuğun bakışlarından korkmaya başlamıştım. Uzaktan pek belli olmayan fakat yaklaştıkça belirginleşen göz rengine daha dikkatli bakmaya başladım. Yeşil ve mavi karışımıydı fakat tam olarak birbirine karışmamışlardı. Nasıl tuzlu su ve tatlı su birbirine karışmadan yan yana duruyorsa bu çocuğun gözlerindeki yeşillik ve mavilikte aynı öyleydi. Sanki yeşil ve mavi arasında belirli bir çizgi varmış gibi gözüküyordu. Bu çocuktan daha çok korkmama neden olurken olduğum yere sindim.

Tam önümde durdu ve direkman gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.

"İyi misin?" bu soruyu o kadar sert söylemişti ki berbat bir durumda bile olsam iyi olduğumu söylerdim herhalde. Bakışlarımı kaçırdım.

"İyi... İyiyim." Bir süre konuşmadığım için sesim ilk başta çatallı çıksa da öksürerek sesimi düzelttim. Hala olduğu yerde bekleyen kıza baktım bir kez olsun buraya dönmemişti.

"İyi o zaman beni takip et." Çocuk bir kez daha konuşunca bakışlarım yeniden onu buldu. Neden onu takip edecektim?

"Kızı korkutmayı bırak." Duyduğum ses beni çok şaşırtmıştı bu ses benim sesime o kadar çok benziyordu ki. Sarışın kızın hala hiçbir şekilde hareket etmeden yerinde olduğunu gördüm. Eğer bu odada başka bir kız daha olsaydı kesinlikle onun konuştuğunu düşünürdüm ancak ben konuşmadığıma göre kesinlikle bu kız konuşmuştu.

"Senin arkanı topluyorum burada. Bana bağırma!" çocuk birden bağırmaya başlayınca yerimden sıçradım. Ne kadar da gür bir sesi vardı.

"Kes sesini arkamı toplamana ihtiyacım yok! Ayrıca ben doğru olanı yaptım. Bu kızın şimdi gelmesi gerekiyordu şimdi geldi!" sarışın kız bağırmaya başlamış olsa bile hala buraya dönmemişti. Sanki yüzünü görmemi istemiyor gibi bir hali vardı.

"İyi ne yaparsan yap ben gidiyorum!" çocuk birden bağırarak evi terk etti. Hoş burası ev miydi onu bile bilmiyorum ya!

"Sen onun kabalığına bakma tatlım. O sadece... Tam bir gerzek." Bana mı söylemişti anlamamıştım ama başımla onayladım. Benden başka kime söyleyebilirdi ki zaten.

Olduğu yerde derin bir nefes alıp bana döndüğünde çığlık attım.

Bu kız benim kopyam gibiydi. Sarı saçları dışında her şeyimiz aynıydı, sesimiz bile. Gözlerimi kırpıştırarak ayağa kalktım. Küçük ama hızlı adımlarla kıza doğru ilerlemeye başladım. Suratında sıkılmış bir ifade vardı. Sanki bu anı daha önce birçok kez yaşamış gibi.

"Sen... Sen..." derin bir nefes aldım ne söylediğim farkında bile değildim.

"Ah evet tatlım biz çok benziyoruz hatta biz benzemiyoruz biz aynıyız. Tamam mı? Gerçekten senin şaşırmanı ve saçmalamanı izlemeyi çok isterdim ama buna ayıracak vaktim yok şimdi beni takip et." Gözlerimi kırpıştırdım söyleyeceğim her şeyi ağzıma tıkmıştı. Hoş konuşmama izin verseydi ne söylerdim onu bile bilmiyordum ya. Aniden arkasını dönüp gitmeye başladı. Kendime gelmeye çalışıp hemen peşine takıldım. Nereye gittiğimizi bilmiyordum onu da tanımıyordum ama içimden bir ses onu takip etmemi söylüyordu bana.

LiyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin