4. BÖLÜM - İnatçı Aşk -

50 9 0
                                    

"Birincisi ben sana o gözle bakmıyorum. İkincisi sen benim arkadaşımsın. Kalbini kırmak istemem ama üzgünüm."

"Pekala Ayla. Ama şunu bil ki ben çabuk vazgeçmem!" dedi ve şaşırdım. Ne demek bu? Ne demek vazgeçmem? Ne planlıyor bu çocuk? Oradan ayrılıp evime gittim ve üzerimi değişip uyudum.

Sabah yine geç kalmak üzereydim. Hızlıca giyinip aşağı indim. Kahvaltımı da hızlıca yapıp abimle okula gittim. Dolabıma eşyalarımı yerleştirmek için dolabı açtım. Bu da ne? Bir gül! Off Kaan! Olmaz dedim. Bu çocuk beni neden anlamıyor? Dersin başlamasına daha vardı. Hemen eşyalarımı koydum ve gülü alıp sınıfa gittim. Sınıfa girdiğimde Berrin, Arda ve Kaan konuşuyordu. Hızlıca yanlarına gidip gülü Kaan'a uzattım ve "Olmaz Kaan!" dedim.

"Peki inatçı prensesim. Ama ben daha vazgeçmedim." Dedi ve bana göz kırptı. Sinir yaa. Olmaz dediysem olmaz! Anlama sorunun mu var?

...

Kaan'ın her gün dolabıma bir gül daha eklemesi sinirimi bozmaya devam ediyor. Ayrıca her gün gülü alıp "Olmaz Kaan!" demekten de sıkıldım.

Ertesi gün dolabımda gül buketi gördüm. Nedense her geçen gün Kaan'ın benim için çabalaması hoşuma gidiyor ve mutlu oluyordum. Teklifini kabul etmek için buketi aldım ve sınıfa girdim. Ben daha bir şey söylemeden Kaan sözüme atıldı.

"Olmaz anladım. Merak etme zaten bu sondu. Bu yüzden buket olarak bıraktım ve senide rahat bırakıcam." Dediği an yıkıldım. Bu kadar çabandan sonra...

Birden gözlerim doldu ve elimdeki buketi yere düşürdüğüm an tuvalete koştum. Önce bu bir kabus diye düşündüm ama sonra kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Sanırım arkamdan Berrin geliyordu. Bense ağlayıp duruyordum. Berrin gelir gelmez sordu.

"Ayla ne oldu? Kaan'ın bunu demesine sevinmen gerekiyordu. Sonuçta her gün "olmaz" demekten bıkmadın mı? Belli ki Kaan'da anladı ve..." sözünü yarıda kestim ve ağlamayı bıraktım.

"Berrin ama ben Kaan'dan hoşlanıyorum. Onun yanına da konuşmak için gitmiştim. Ama o bunları söleyince..."

"Tamam anladım. Gidip Kaan ile konuşacağım." Dedi ve kolundan tuttum.

"Hayır Berrin ona bunu ben söyleyeceğim." Dedim ve yüzümü yıkadım. Sınıfa girdim ama Kaan ortalıkta yoktu. Sonra fark ettim ki Duru'nun yanında. Bir saniye! Duru ve Kaan mı? NE? Bu olamaz! Sessizce yanlarına gittim ve sırama oturdum. Onları dinlerken Kaan Duru'ya çıkma teklifi etti. Buna inanamıyorum! Ne berbat bir gün!

Duru tabi ki teklifi kabul etti. Hiç kaçırır mı? Kaan ağladığımı fark etmiş olacak ki yanıma geldi.

"Ayla iyi misin?" Oylo oyomosonn... Bir az önce nerdeydin beyefendi ?

"İyiyim. Bir şey yok!"

"Ama sen ağlamışsın. Bana mı kızgınsın?"

"Evet ağladım. Bundan sana ne? Hem sen gidip Duru ile ilgilensene!" diyince sustu. Tabi susar öküz değil mi? Arada bana baktığını fark ettim. Ama bu oyun iki kişilik. Bir insan bu kadar çabuk sevdiğinden vazgeçemez. Hele ki erkekler sevdiğini unutmak için başka bir kızla zaman geçirir. Madem öyle dedim ve ders arsında Emre'nin yanına gittim. Evet Emre. Emre'de bana geçen gün teklif etmişti.

"Emre! Teklifin hala geçerli mi?"

"Tabi ki Ayla, senin için her şeyi yaparım."

"Tamam o zaman. Kabul ediyorum." Diyince sevindi ve yemek yemeye karar verdik. Ben bunu Berrin'e ve Arda'ya söledim fakat Kaan, Duru ile meşgul olduğu için öğrenemedi. Ben de ya Berrin ya da Arda söyler diye bir şey demedim. Ve Arda sölemiş. Bana öyle dedi. Her neyse sürünsün!

Yemek yiyeceğimiz yere geldik ve olamaz! Oda burada! Sırf benim inadıma oda burada.Hem de o cadı ile....

Emeğe saygı lütfen... :)

Kusurlu AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin