Bölüm 4 -Canım kardeşim...-

124 14 16
                                    

İyi Okumalar 🙈 Multi: Miray Altan yani Kuzey'in kardeşi 🐙

**
"Haa" diyip kafamı salladım. "Ama ben ne bilebilirim kızım? Senin için gitmiştim ben oraya işte." diyerek de devam ettim.
Ellerini uzatıp yanağımı sıktı "Ay ay ay! Sen büyüdün de kuzenini mi düşünür oldun! Yerim seni!" Yanaklarımı bırakıp ağzıma vurmaya başlayınca ellerine vurup ittirdim.
"Tamam Pelo. Abartma. Hadi gel biz depresyonuna kaldığımız yerden devam edelim. dizinin kaçıncı bölümünde kalmıştın?" diye sorup bilgisayarı önüme çektim.
Ayağı ile beni dürtüp yanıma sinsice yaklaştı.
"Şişt kuzi, benim abur cuburlarım bitti hadi markete gidip alalım.Depresyon abur cubursuz olur mu hiç?" Bir an gözlerimin parladığına eminim. Sevinçle yüzüne baktım.
"Sen hazırlanmaya git,ben de paramı alıp geliyorum."

*

Kasadan geçen aburcuburlara baktım. Hepsi çok lezzetli gözüküyordu ve birazdan midemize inecekti. Kasadan geçen son aburcuburdan sonra kasiyer bize dönüp ödeyeceğimiz ücreti söyledi .
"22 lira 85 kuruş efendim. "
Kasiyere tek kaşımı kaldırarak bakmaya çalıştım.
" Pardon ama 22 lira biraz fazla değil mi sizcede? " Pelin anne edasıyla kolumu cimcikleyip Kasiyere parayı uzattı. Hâlâ oldukça şaşkındım. Aldığımız şeylerin bu kadar pahalı tuması çok tuhaftı. Hemen aldıklarımızı poşetlere doldurup marketten eve doğru ilerlemeye başladık. Ev markete oldukça yakındı bu yüzden yürümeye başladık.
Biraz ilerlemiştik ki, karşımıza bir köpek çıktı. Pelin de köpekten korktuğu için arkama geçtiğinde ben kıkırdıyordum.
Arkadan koluna vurup "Aşk olsun ya!" diye söylenmeye başladı.
"Tamam Pelo, özür dilerim. Hadi eve gidelim biran önce abim kızmasın şimdi" diyerek öne geçtim.
Bir anda üzerimde bir titreşim olduğunda, ilk ne oldu diye telaş etsemde sonra Telefonuma mesaj geldiğini anladım.
"Pelin, cebimden telefonumu çıkarabilir misin? Mesaj geldi de."
Pelin telefonumu aldığı gibi çığlık attı. Etrafa ben bu kızı tanımıyorum valla gibi bir bakış atıp, Pelin'e döndüm.
"Ne bağrıyorsun be! Kimden gelmiş mesaj, söylesene!" diye çıkışıp Pelin'e sinirli bakışlar attım. Ya da atmaya çalıştım desem daha doğru olur. Evet.
"Bulut yarın buluşmak istiyoğğrmuğğğşşş!!" diye sevinçle konuştu.
İç sesim Bulut? Hani şu taş olan ? Benimle mi buluşmak istiyormuş ? Benimle ? İnanmuoğğruum ! Sonunda Pamuk Şeker Prens'imi buldum derken ben iç sesime aykırı olarak cevap verdim;
"Bulut kim ya?"
Pelin gözlerini devirdi.
"Hani şu geçen gün seni eve bırakan" diye bir hatırlatma yaptığında hatırladığımı belirten sesler çıkardım. Zaten en başından beri hatırlıyordum ya neyse.
"Ee ne diyorsun?" dedi Pelin büyük bir umutla.
Anlamamazlıktan gelerek "Neye ?" dedim
"Bulut'a ?"
"Bulut diyorum Pelin ne diyim? Abdürrezzak mı diyim çocuğun adı Bulut." diyip göz devirdim ve eve girdim.

*

Ertesi Gün

"Yok yok bu çok resmi olmaz bu elbise." diyerek bana elbise seçmeye çalışan Pelin'e boş boş bakmaya başladım.Nereye gideceğimizi bilmediğimden kıyafet seçimi yapamıyordum.Bu yüzden önceden Bulut'a mesaj atmıştım.Lunapark'a gideceğimizi söylediğinde sevinçten ne yapacağımı şaşırmış bir halde telefonu çocuğun suratına kapamıştım.

"Pelin valla bir daha senden yardım istemeyeceğim.Ya lunapark'a gidecekmişiz diyorum sen bana taşlı tuşlu elbise çıkarıyorsun." dedim ve dolabımdan siyah kot bir şort ve salaş koyu mor renginde bir tişört çıkardım.Pelin insanların yanında giyinemediğimi bildiğinden dışarı çıkmıştı.

Hızlıca üstümü giyinip, saçlarımı yandan ördüm. En doğal halimle gitmeye karar verdiğinden makyaj yapmamıştım. Henüz hazırlanmıştım ki, Pelin hızlıca içeri daldı.

"Kuziş her şeyi atlattık, düşündük ama abini düşünemedik ya. Sizle geliyorum diye tutturdu." diyip kapıyı kilitledi ve yatağıma kendini atarmışçasına oturdu.

Pamuk Şeker TadındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin