Yarım saat araba sürmenin ardından sonunda kızlarla her zaman kamp yaptığımız yere geldim. Arabayı park edip çadıra doğru yaklaşmaya başladım. Ama olağan dışı bir hareketlilik vardı çadırda. Bir ağacın arkasına gizlenip uzaktan ne olduğuna bakmaya başladım.
Çadırın içinden üstü başı kan olan kapüşonlu biri çıktı. Tüylerim diken diken oldu.
Kapüşonlu kişi bana doğru bakar gibi oldu iyice sindim ağacın arkasına. Yüzü kapalı değildi. Yüzünü net bir şekilde gördüm, bu annemdi. Ama nasıl olur. Annemin benim arkadaşlarımla ne derdi olabilir ki. Hem de bu dünyada sahip olduğum tek arkadaşlar. Annem beni fark etmedi. Ağacın yanından geçip gitti.
Annemin yeterince uzaklaştığından emin olduktan sonra çadıra doğru koşmaya başladım. Çadırın girişinden bakmamla midemdekileri çıkarmam bir oldu. Burada ne olmuştu böyle. Her yer kan. Aylin ve Mine boyunları kesilmiş bir halde kanlar içinde yatıyorlardı. Ecrin ortalarda görünmüyordu.
Arkadaşlarım da öldü. Annem benim her şeyim onu kurtarmam lazım. Hapse girmemeli. Bu cesetleri ortadan kaldırırsam kanıt da ortadan kalkar. Ecrin ortaya çıkarsa onu da o zaman düşünürüz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEM'li
HorrorKABUS adlı hikaye kitabımdan sonra, canım abim Murat Tezler'den gelen destek ve birdenbire aklıma düşen ilhamla yeni hikayem GİZEM'li ile tekrar sizlerleyim. Umarım beğenirsiniz. Sevgi ve Saygılarımla...
