ECRİN-5.BÖLÜM

27 5 2
                                    

Çadıra doğru tüm hızımla koşmaya başladım. Eğlenmek için geldiğimiz bu lanet olasıca yerden şimdi büyük bir korku ve şaşkınlıkla biran önce kaçma çabasındaydım. Hala bunun kötü bir kabus olduğunu düşünüyordum. Biri gelecek bana bir cimcik atacak, ben uyanacağım ve her şey eskiye dönecek. Hadi Ecrin uyan artık, uyan da bitsin artık şu kabus.


Çadırın girişinden içeri bakmamla midemin bulanması bir oldu. Midemdekileri çıkarmaya çalıştım midem boş olduğu için acı safra çıkardım. Kahvaltı olarak mangalda sucuk ekmek yapıp yemeyi planlamıştık diye midem bomboştu. Gözlerimden yaşlar geliyordu. Bunca yıl bilmeden bir katille arkadaş olmuşuz ne acı.


Kara kara düşünmeye başladım çantamı bu kan gölünün içinden nasıl alacağım. Of. Çadıra girmek zorundayım. Buna mecburum. Haydi Ecrin bunu yapabilirsin. Burnumu kapatarak içerideki kurumaya başlayan kaygan göletin içine kendimi zorla attım. Kahretsin çantam tam göletin içinde kalmış. Elimi kanın içinde bana göz kırpan maviden mora dönüşen çantama doğru uzattım.

Almayı başardım ve kendimi dışarı attım. Çantamı yere atıp yanına çöktüm. Çantamın fermuarını açıp iç gözündeki anahtarıma uzandım. Tam çantamı yere atarken çantamın içindeki telefonumu ve cüzdanımı gördüm. Onları da alıp arabama doğru koşmaya başladım. Arabaya girmemle gazı körüklemem bir oldu. Bu lanet yerden hemen uzaklaşmam lazım.


Son sürat arabayı kullanırken birden gözüm puslu görmeye başladı. Bunun nedeni hıçkıra hıçkıra ağlamamdı. Bu kafayla bu yola daha fazla devam edemezdim. Birden aklıma Tunç geldi. Hemen arabayı kenara çekip elimi telefona attım. Kahretsin şarjım çok az kalmış. Hemen Tunç'u aramalıyım.

-Merhaba Aşkım, nasıl geçiyor kamp keyfi? Rahatsız etmemek için aramadım.

-Ne kamp keyfi ama, Tunç sana çok ihtiyacım var. Lütfen gel çok korkuyorum. Unutmadan kamp alanına da gitmeleri için polise haber ver. Çabuk olsunlar. Kaçacak.

-Neler oluyor? Kim kaçacak? Siz iyi misiniz canım? Nerede olduğunu söyle hemen gelirim. Tamam polise de haber vereceğim.

-Kamp yerinden 100-200 km kadar ötedeyim. O kadar hızlı çıktım ki nerede olduğumu bile bilmiyorum. Sana konum atarım. Yanıma geldiğinde her şeyi anlatacağım. Şarjım çok az kapatıyorum. Lütfen beni buralarda yalnız bırakma!...

-Tamam aşkım, senden haber bekliyorum. Evden çıktım bile.

Telefonum kapanmadan nerede olduğumu konum bilgisinden Tunç'a gönderdim.


Tunç'u beklerken Aylin'e ağladım, Mine'ye ağladım, kendime ağladım. Aman Allah'ım, ya o sırada ben de çadırda olsaydım? Şu anda hayatta olamayacaktım. Gizem, sana canım, sırdaşım, her şeyim dedim. Sen neye dönüştün böyle!...


Tunç'u arayalı yaklaşık yarım saat geçti. Hadi sevgilim gel artık. Birden bana doğru yaklaşan bir araba sesi duydum. Gizem mi geldi acaba? Hayır, henüz ölmek için çok erken. Daha Tunç ile evlenmedim bile...


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 18, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

GİZEM'liHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin