Bölüm 7 - Hayır

678 41 13
                                    

Selam millet. Biliyorum geç oldu ama ben bu müthiş atmosferi kaçırmamak adına birazcık yollara düştüm. Kimse Sağ Çıkmaz'ın bölümünden sonra buraya da bölüm atıyorum. Geç olsun da güç olmasın diyelim.

Koyu bir Beşiktaş kızı olarak ilk önce her Beşiktaş'lıyı tebrik ederim. O sene Bu sene diye diye sonunda Şampiyonuz. Bana ailemden miras kalan en değerli hazinedir takımım. Öyle ki Liverpool maçının son penaltısında hüngür hüngür ağladığımı, ilk formamı alın terimle kazandığım parayla aldığımı, her maç sabahı siyah beyaza büründüğümü ben bilirim. İlgisini çekmeyen, futbolla fazla arası olmayanlar yadırgaya bilir ama bundan çekincem olsa Beşiktaş'ı hayatımın orta yerine almazdım. Ne kadar kendimi tutmak istesem de yine beceremeyip bu mutluluğumu da sizinle paylaşıyor ve kendimi ne kadar saklamasam da tekrar ve tekrar ifşa ediyorum. İçindeki heyecanı, mutluluğu tadabilen her Beşiktaş'lı dostuma tekrar tebriğimi iletirim...

Bu arada Arya güzel değil diyen bir arkadaşım vardı onun için karakter değişikliğine doğru koştum. İyi okumalar... Sevincimi paylaşanlara da teşekkürler...

 Sevincimi paylaşanlara da teşekkürler

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

'Umarım iyilerdir yoksa sen evlat katili olmuş olacaksın' sözü odanın ortasına düşerken Ayaz'ın kanı çekilmişti. Sanki adamın bütün parmaklarını ayrı ayrı çiviliyorlar ve daha sonra o çivilere elektirikli tel bağlıyorlardı. Dudaklarını aralasa da faydası yoktu çünkü diyecek bir kelam, söyleyecek bir teselli cümlesi veya itirazı yoktu. Derya'nın gözlerinde akşamdan beri ilk kez böylesine bir kine rastlamıştı. İlk göz göze geldiğinde de nefret kırıntılarını görmüştü ama şimdiki bakışları nefretden de öteydi. Konuşuyordu, kızgındı ama kini veya nefreti yoktu. Şimdiki bakışları ise durumun ciddiyetini açık açık gösteriyordu.

Bir insan kırıldığı yerden ufanırdı. Kemikleri parçalanır, bakışları boşlaşır, eli ayağı buz tutar ama düşünceleri karalar bağlardı. Şokun üzerine hemen şimdi hastaneye gidelim demişti ancak Derya'nın çıkışı ile durmuştu. 'Bu saatten sonra gittiyse gitmiştir, henüz küçük zararı olmaz Toprak'a ama eğer var ise sen ne tür zararlara uğrayacaksın bilmiyorsun, çünkü seni kimse elimden alamaz o zaman Ayaz Rojawan.' aynen bu idi kızın dediği. Ayaz'dan geriye kalan ise gün doğana kadar gözünü kırpmadan izlediği kadın vardı. Hırslarına, kıskançlığına yenik düşerek zarar verdiği kadın, karısı... Bütün hayatını bir kalemde sildirecek açıklamaların ihtimalleri içinde bütün gece savaşıp durmuştu. Eğer böyle bir hayvanlığa sebep olduysa ülkedeki bütün sularda kendini boğar, bütün ağaçlara bedenini asardı.

Mardia (Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin