✯1.Bölüm✯

3.6K 366 329
                                    


"Nesin sen?! Ne tür bir yaratıksın? Hayalet misin, yoksa vampir mi?" dedi Yoora, korkusunu saklamaya çalışarak, bu yüzden de bağırarak söylemiştir tüm sözlerini.

Byun Baekhyun, karizmatik bir gülümseme sunup, ahenkli bir sesle;

"Adın ne önemi var?" der ve birden elinde bir gül belirir.

Gülü koklayarak devam eder şairane sözlerine; "Şu gülün adını değiştirsek bile, kokmaz mı yine aynı güzellikte?"

Baekhyun, Yoora'nın bu sözlerden etkilenmesini beklerken -ki tüm kadınlar bu sözlerine kanardı Yoora duvara toslamış anlamsız bir ifadeyle bakıyordu ona, bomboş gözlerle...

Biraz sonra Yoora; "Hõl~~!" diyerek şaşkınlığını belli etti ve 'umutsuz' dercesine başını iki yana salladı ağır hareketlerle.

Baekhyun şaşırmıştı bu tepkiye ve merak edip sordu.

"Neden... neden bu tepki? Etkilenmedin mi?"

Yoora, kollarını birbirine dolayıp göğsünde birleştirdi ve Baekhyun'a doğru 3 adım ilerleyip tam karşısında durarak gözlerini onunkilere dikti.

"Ahjussi, kaç yaşındasınız? 100? 200?"

Baekhyun'un gözleri şaşkınlıktan irileşmişti. Bu kız ona ürkütücü görünmeye başlayınca adımları gerilemeye başladı ve cevap veremedi kıza.

Yoora 'biliyordum' dercesine olan bakışlarını, yüzüne yerleştirdiği çarpık tebessümle pekiştirdi ve adam geriledikçe, Yoora üstüne üstüne yürümeye devam etti.

Ancak sonunda Baekhyun'un gidebileceği bir yer kalmayınca, sırtı kırmızı tuğlayla örülmüş bir duvara yaslanmıştı. Yoora karşısındaki yakışıklıya bir ders vermek istercesine bakarken, birbirine doladığı kollarını çözdü ve sağ elini sertçe duvara yasladı, başının tam hizasına. Baekhyun ürkmüştü bundan.

"Ahjussi, size son bir şans veriyorum. Kim olduğunuzu söylerseniz gitmenize izin verebilirim."

Genç adam, artık düşüncelerinin doğru olduğunu anlamış gibiydi. Bu kız bir avcı olabilirdi. Ya da türünü bilmediği başka bir varlık.
Çünkü onu etkisi altına alamıyordu hiçbir şekilde. Baekhyun'u ürküten şey de tam olarak buydu. Bu kız normal bir insan olamazdı.

-"Bakın güzel bayan, ben yalnızca kendi halinde dolaşan bir tiyatro oyuncusuyum. Biraz önce söylediklerimi hatırla, Shakespeare'den bir alıntıydı... İnan bana."

Yoora, Baekhyun'a alaycı gülümsemesini sunup; "Konuşmanızdaki resmiyeti neye dayanarak kaldırdınız bilmiyorum, ama yalan söylediğinizi adımmış gibi iyi biliyorum!" dedi.

Baekhyun irkilerek baktı kıza. Yalan söylediğini nasıl anlayabilmişti? Bu kız cadı falan olabilir miydi? Ya da benzer başka bir varlık...?

-"Tamam, haklısın. Yalan söyledim." dedi suçunu kabullenmiş bir edayla. Yoora duvara dayadığı elini geri çektiğinde, Baekhyun'da başını önüne eğmişti. Derin bir iç çekerek başını kaldırdı ve kızın gözlerinin derinliklerine odaklandı. Bu kız normal bir insan değildi. Ancak kendisi gibi bir vampir de değildi. O zaman bu kız neydi tam olarak?

Baekhyun, Yoora'nın gözlerine bakmaya devam ederken birden bire gözlerinin önünde bir takım anılar belirmeye başladı. Bu anılar kızın anıları mıydı?
Bu kız ona, kendi sahip olduğu anıları gösteriyordu besbelli. 'Ama bunu neden yapıyordu?' Baekhyun tam da bunu düşünmeye başlamışken anıların içinde kendini gördü ve şaşkına dönmüş bir sesle; "Senin anılarında benim işim ne?" diye fısıldadı. Yoora yalnızca gülümsedi onun bu şaşkınlığı karşısında.

Baekhyun üzerindeki şaşkınlıktan kurtulup, sırtını, yaslandığı duvardan geri çekti. Hâlâ karşısında duran kızı iki eliyle omuzlarından ittirerek uzaklaştırdığında, kız bunu yapmasına şaşırmıştı.

"Ahjussi, yoksa beni hatırladınız mı?" diye sordu Yoora tereddüt ederek. Aslında hatırlamadığını çok iyi biliyordu. Bu yüzden başladığı bu oyunu bozamazdı.

Baekhyun sinirlenmiş bir şekilde; "Bana 'ahjussi' deyip durma! Kendimi yaşlı hissetmeme sebep oluyorsun!" diye bağırdı. Yoora buna kıkırdayarak gülmüştü.

Yoora bir süre duraksadıktan sonra cevap verdi.

"Peki, Byun Baekhyun. İstediğin gibi olsun." dedi ve gülümsedi.

Baekhyun anlamayarak; "Ha şöyle! Bu daha iy..." derken duraksadı ve gözlerini kırpıştırarak kıza dikkatle bakmaya başladı. Saniyeler sonra; "Sen... sen adımı nereden biliyorsun? Beni tanıyor musun yoksa?" dedi alık alık bakan bir yüzle.

Kız kendi yüzünü Baekhyun'unkine yaklaştırıp; "Evet, tanıyorum. Sana adımı söylediğimde sen de beni hatırlayacaksın." dedi gizemli bir sesle.

Baekhyun'un aklı karışmıştı. Hâlâ kızın yüzüne bakarken, yeni fark etmiş bir ifadeyle; "Oh~! Resmiyeti... kaldırdın?" dedi ve kız gülümseyince devam etti; "Adın ne?"

Yoora'nın yüz ifadesi birden değişivermişti. Adını Baekhyun'a söyleyip söylememe konusunda çok kararsızdı.

Aklı; söylerse doğabilecek türlü sorunları hatırlatırken, kalbi; 'söyle!' diye çığlıklar atıyordu. Ve bu fırsatı kaçırırsa, bir daha şansı olmayacakmış gibi hissediyordu...

Yoora derin düşüncelere dalıp suskunlaştığını gören Baekhyun, sağ elini kızın omzuna koydu ve yüzüne bakarak; "Kimsin sen?" dedi.

Yoora, Baekhyun'un sorusuyla kendine geldiğinde gözleri onunkilerle buluştu ve kalbini dinlemeyi seçerek; "Adım... adım Yoora.. Shim Yoora" dedi.

Baekhyun için bu isim, başta hiçbir anlam ifade etmemişti; ta ki gözünün önünde yeni hatıralar canlanana kadar. Bu hatıralar çok eskiydi, ama yıllar önce o, bunların hepsini unutmaya mahkûm edilmişti. Yoora'nın ağzından onun adını duyduğu güne kadar da hatırlamayacaktı bunları.

Baekhyun şaşkınca gözlerini kırptı ve anlamsızca etrafına bakındı. Ne söylemeliydi şimdi? Onca yıl geçtikten sonra anılarına yeniden kavuşmuştu. Gerçekte kim olduğunu hatırlıyordu artık.

Yoora'yı da hatırlamıştı. Sormak istediği çok fazla şey vardı ona. Ama şimdi ne yapması gerektiğini dahi bilemiyor gibiydi. Korkuyordu besbelli. Yeniden onu unutmak zorunda kalmaktan... Korkuyordu, bir 70 yıl daha ondan ayrı kalmaktan!...

Yoora, Baekhyun'un yüz ifadesinden kararsızlık içinde olduğunu anlayabiliyordu. Tereddüt etmesi normaldi, bunu anlayabiliyordu. Ancak kendi tereddütlerini biraz önce yenebilmişti. Baekhyun' un da bunu başarabilmesi için ona yardım etmeliydi.

Yoora, Baekhyun'a yaklaşıp elini tuttu ve gözlerinin içine bakarak; "Rahatla, sorun yok. Söz veriyorum, bir daha asla ayrılmayacağız! Bana güven." dedi ve samimiyetle gülümsedi.

Baekhyun onun gülümsemesiyle içinde bir ferahlık hissetmişti, ona güvenebilirdi, ona güvenebileceğini biliyordu. Rahatlamış bir ifadeyle gülümseyip yıllardır görmediği, şimdi ona bakarken bile özlediği aşkına içtenlikle gülümsedi.

70 yıl bile geçmiş olsa; ayrıldıkları gün zaman durmuştu da sanki, şimdi tekrar işlemeye başlamışçasına, kalbi de yeniden hayat bulmuştu adeta...








Monster |Baekhyun|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin