Uzatmayacağım. :D
Bölüm şarkısı; Alan Walker - Faded
İyi okumalar.
▬▬▬▬ஜ۩ஜ▬▬▬▬
Sinir bozucu alarmın sesiyle yeni bir güne daha merhaba(!)
Neyse ki bugün cumaydı. Yarın cumartesi. Cumartesi demek Pelinler'in evi demek. Teen Wolf demek! Hemde yeni bölümler!
Bu yeni haberi hatırlayınca enerjim hemen yerine geldi. Yataktan kalkıp, bir çırpıda yatağımı topladım. Hava az da olsa güzel olduğu için dolaptan siyah bir pantolon ve gri bir kısa bluz çıkardım. Üzerine de salaş hırkamı alıp giyindim. Saçlarımı tarayıp, hiç bir şey yapmadan bıraktım.
Aşağıya inip kısa bir düşünce içerisine girdim. Kendime bir şeyler hazırlayıp yemeli miydim, yoksa okulda şu Pelin'in beğenmediği tostlardan alıp mı yemeliydim? İkinci seçenek benim gibi üşengeçler için daha iyiydi.
Hemen spor ayakkabılarımı giyip evden çıktım.
Kaşarlı olan tostumu elime alıp hemen yanımdaki masaya oturdum. Zilin çalmasına az kalmıştı ve aceleyle yemem gerekiyordu. Zaten küçük bir tost olduğundan 3 dakika da yemiştim.
Ayağa kalkıp sınıfın yolunu tuttum. Merdivenleri çıkıp sağa döndükten sonra hemen sınıfa girdim. Ve benim sırama oturmuş bir adet Buket gördüm.
"Hayırdır? Benim yerime oturmalar falan?" dedim Buket'e göz kırparak.
"Aa, Eslem." dedi yerimden kalkarken. "Senin kendi yerin yok mu?"
O kalkınca bende yerime geçtim. "Var. Ama hazır Cem yokken oturayım dedim." Onaylarcasına sesler çıkarttım. "Pelin nerede?" Cem'in yarine oturduktan sonra bana söndü. "Ne bileyim? Dün en son Volkan'a hesap soruyorduk. Sonra da konuşmadık."
"Gelir birazdan ya." Kafasıyla onaylayıp sıradan kalktı. "Nereye?" Yine kafasıyla sınıf kapısının orayı gösterip "Cem geliyor." dedi.
Cem'e bakıp göz devirdim. Ne olurdu sanki bir günde gelmesen? Sadece bir gün ya. Çok değil. Rahat olurdum en azından.
"Günaydın." deyip yanıma oturdu. Tamam çocuk karizmatikti. Yakışıklıydı da hatta. Hem de bayağı. Ama sevmiyordum işte ne yaparsın? Herkesin sınıfında illa yakışıklı ve gıcığınıza giden ama çevresi geniş olan bir erkek vardır. Bizim sınıftaki de buydu işte.
Sesimi çıkarmadan önüme dönüp sınıfı izlemeye başladım. Bana bakıp "Bir şeyin mi var?" dedi.
Hayır, bir şeyim yok. Sadece seni umursamıyorum, anlasana.
Bu sefer de yanağımdan makas alıp "Kız cimcime." dedi. Elimle onun eline vurarak elini geri çekmesini sağladım. "Sen ne yapıyorsun ya?!"
Bağırmamıştım ama sert söylemiştim. Gülerek "Yine mi ters taraf?" deyince "Hayır senin uyuzlukların!" diye çıkıştım. Sonra tekrar önüme döndüm. Bir kere de uğraşma benimle! Bir kere!
"Ben uyuz değilim. Sen cadısın." Tam ona bir şey söyleyecektim ki öğretmen sınıfa girdi. Pelin gelmemişti ama. Hayır yani madem okula gelmiyorsun arayıp söylesene. Biz senin- Hah tamam.
Öğretmenin hemen arkasından girmişti. Bu kız neden hiç erken uyanamıyordu? Prensesimiz güzellik uykusundan uyanamıyordu. Evet, tam anlamıyla buydu.
Bu öğretmen... En sevmediğim derslerin 2. Sırasında yer alan Fizik'in - birincisi tabii ki matematik- öğretmeniydi! Haydi bize kolay gelsin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
Teen FictionBen onun için değişmiştim. Sadece onun için. Sadece ona gözükebilmek için. Bu kadar olay olacağını bilmiyordum. Beni reddetmesini, hatta görmemezlikten geleceğini de bilmiyordum. Sadece hepsi boşaymış. Hepsi boşunaymış! Kimse için değişmemeliymişim...