Hepinize merhabaaa. Ay bu bölümü yazarken hiç ilham gelmedi hastaydım da zaten zor toparladım valla. Bunu bi ben bide Volkan konkom bilir. Volkan demişkeeenn;
Geçen bölümde konkom dışında yorum yapan kimse olmadı bunun için ithafı konkoma yapıcam. Ama bu bölüme yorum gelirse öbür bölümü o kişiye ithaf edicem. Bu düzenle ilerliycem yani.
Bu arada bölüm çok geç geldi farkındayım. Valla hiç vaktim olmuyo yazmaya. Malum sınavlar falan.. Ama yazdım artık işte. Ehehehe
Multiye Gökay'ı koydum. Hani popüler grubunda olan ama tatilde olan şahısı. Neden gene Teen Wolf? Çünkü teen wolf galp ben. Iki Dylan'a da aşığım. Ama konumuz bu değil. Hikaye. Sncjdjc ciddi olamıyorum.
Bu bölümün şarkısı yine sık dinlediğim; Litte Nikki - Yo yo olsun. Çok güzel şarkı. Dinlemeler de hep Türk'lere ait. Türk'ler her yerde. dftgfrhg
Neyse iyi okumalar.
--------------------
Ne güzel bir gün (!)
Yine saçım başım dağınık uyanmışım, yorgan üstümden düşmüş, boynum tutulmuş falan. Süper (!)
Zar zor doğrulup birazcık yatağın üstünde oturdum. 2 dakika etrafıma sersemce bakınıp kendime gelmeye çalıştım. Kendime geldiğimden emin olduğumda yataktan inip dolaba doğru ilerledim.
Dar paça kot pantolonun üstüne mavi kazağımı çıkardım.
Malum işlerimi hallettikten sonra odaya gelip dolaptan çıkardıklarımı giyindim.
Dolaşan saçlarımı zar zor tarayıp yukarıdan bol bir at kuyruğu yaptım.
Şimdi...
Dolaplara bak, yiyecek bir şey bul sonra onu yap ve ye mi? Yoksa kantinden tost al ve ye mi? İkinci seçenek çok daha cazip bence.
Odadan telefonumu aldıktan sonra masanın üzerinden evin anahtarını aldım. Askıdan deri ceketimi de aldıktan sonra kapıya yöneldim. Yerdeki okul çantamı bir omzuma takınca kapıyı açıp, çıktım.
--------------------"Ver abla, ver."
Kantindeki abla ayranımı da getirdikten sonra masaya doğru ilerledim.
Buket ve Pelin beni sabahtan beri aramamışlar dı. Bende onları aramaya niyetli değildim zaten. Gıcıklar.
Ders zilinin çalmasına az kalmıştı ve hızlı hızlı yeyip, bitirmeye çalışıyodum.
"Napıyon?"
Yanıma doğru gelen Pelin'e göz ucuyla bakıp tostumu yemeye geri döndüm. "Ne yapıyo gibi gözüküyorum."
"Hayvan gibi tost yiyo gibi gözüküyosun." deyip çantasını masaya bıraktı ve oturdu.
"Ne yapıyım? Zil çalıcak. Hem sen aç değil misin? Yesene bir şeyler."
Yüzünü buruşturup "Buranın üç sucuklu tostunu yemek istemediğim için evde bir şeyler atıştırdım." dedi.
"Ay ben bu ayranı bitiremiyorum. Karnım şişti." diyerek ayranı masanın öbür ucuna itekledim. Nimeti itelemek gibi olmasın ama ciddi anlamda karnım ağrımıştı.
Tam da o zaman zil çalmıştı. "Hadi gidelim. Şu dersler çabuk bitse de eve gitsem."
Pelin bana 'gerizekalı' der gibi bakıp -evet biz bakışlarımızla konuşabiliyoruz çünkü çok yetenekliyiz(!)- "Daha ilk derse bile girmedik. Sen neyin kafasında sın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEĞİŞİM
Ficção AdolescenteBen onun için değişmiştim. Sadece onun için. Sadece ona gözükebilmek için. Bu kadar olay olacağını bilmiyordum. Beni reddetmesini, hatta görmemezlikten geleceğini de bilmiyordum. Sadece hepsi boşaymış. Hepsi boşunaymış! Kimse için değişmemeliymişim...