Neredeyse bütün hocalarımız herhangi bir yanlışımızda bizi uyarmak için: "arkadaşlar siz buraya seçilip de geldiniz, siz bu ülkenin geleceğisiniz. Yarın bir gün içinizden doktorlar, mühendisler, hakimler,savcılar çıkacak" diyor ve biz de artık duymaktan bıktığımız için sadece kafamızı sallayaral karşılık veriyoruz. Neden bizi böyle şimartma çabasına girildiğini de bilmiyorum. Bunu duysalar "sizi şimartmaya değil uyarmaya çalışıyoruz!" derler ve tabiki sinirlenerek derler. Tamam önyargılı davrandım ama oturup bir düşünelim "evet şimartmaya çalışıyoruz" deme ihtimallerini. Bizim en iyi öürenciler olduğumuzumve böyle hareket etmemizi söylüyorlar. Dostum aslında liseye göre kalite belirlenmez, fen liselerinde de kalitesiz insan çok. Biz hayal dünyamızla yaşadığımızdan farkında değiliz. Ayrıca hocalarımızım dedikleriyle devletin bize sunduğu imkanlae tutmuyor. Hapishane de kaldığımı söylemiştim pardon hocam kızöayın düzeltiyorum, "lojman". Okulun spor salonu ve yurdu var. Bizden önce burada düz lise vardı ve bizden öncekiler malzemeleri biraz yemiş olacaklar ki ranzalar dolaplar bok gibi. Bahsettiğim ranzalar ve dolaplar bizden önce ki lise kurulduğunda getirilmiş buraya. Düşün yani o kadar eski. Spor salonunda ki file yırtık, duvarların heryeri dökük. Hatta yanda ki içi süngermi başka şey mi dolu bilmem ne şeyler teker teker düşüyor. Duvarlar dökülünce sunta çaktılar, yakında tünel açılacak salondan dışarı, sabrediyoruz. :) Okul, Allah'ım aklıma geldikçe sinirleniyorum! Okulun inşaatını hangi insan yaptıysa artık eskidiğinden midir de bilmem ama çok çürük. Bugün bizim voleybolcu arkadaşlar smaç atarcasına zıpladılar koridorda, sınıf sallandı zangır zangır. Yeşilırmak ile aramızda 20 metre var yani dip dibeyiz. 10. sınıfta görmüşsündür/göreceksindir ırmak kenarları alüvyon toprak olur ve bu toprak yumuşaktır. Şu anda okulun bulunduğu bölge önceden bataklık gibi yerlerdi, doldurma toprak olması ayrı bir sıkıntı alüvyon toprağın üstünde doldurma toprak var. Bir deprem olsa burası akar gider akar! Can ulan bu daha önemlisi mi var? 5 yıldır bozuk olan akıllı tahtamızı yeni götürdüler, hizmetliler(!) :) Madem birine en iyi olduğunu söylüyorsun, bakın yanlış anlaşılmasın bizim kimseden farkımız yok ve kendimizi bir halt sanmak da haddimize değil, madem bir insana en iyi olduğunu söylüyorsun, kategorinin başı olarak gördüğün lisenin kadrosuna alıyorsun o zaman en iyi koşulları sunmalısın! Akıl ve mantık bunu gerektirir. Yurtta ki yemeklerimiz ya normal ya da tatsız, kıvamsız. Türlü yedim daha demin, pardon türlü dedim! Evet, dostum haklısın, evet. Bu halimize şükretmemiz lazım ama elimizde daha iyisi varken neden kullanmıyoruz? Ahirete mi götüreceğiz ulan, gene sinir oldum! Az önce tabakları boşaltırken bir kaç kız arkadaşıma anlattım bu durumu ve içlerinden biri "insanların ne dertleri var" dedi. Allah'ım aklım mantığım almıyor; tutuyorum kendimi gerizekalı, mal dememek için. Tabiki bizden büyük dertleri olan var ama "bizden büyük dertleri olanlar var!" diyip de kendi dertlerimize çare aramayacak mıyız? Düşünmeyecek miyiz? He sonra ben mal deyince suçlu oluyorum. Yurda yıllık iki bin veriyordum "bir aralar". Kalitenin arttığından(!) olsa gerek iki buçuk bin yapmışlar ücreti. Valla helal olsun ne diyim! Tamam tamam ben değil babam veriyor parasını. :) Yani dostum, ben yalancı veya sahtekar değilim. Ben bir durumun iyisini de söylerim kötüsünü de. Okulumuza ortaokullar ziyarete geliyor hep, tanıtınca daima iyi yönler gösteriliyor ve bu bir ayıp! Ben nasıl kötü yönlerini gösteriyorsam iyi yönlerinide anlatacağım. Tabi böyle sebeplerden sonra ne kadar okumak istersin bilmiyorum, bidahaki yazıda iyi yönleri anlatacağım ve önce o güzel kütüphaneden başlayacağım. Kendine iyi bak.
