İlk ve son

10 0 0
                                    

Olduğumuz pozisyondan kalkıp odama geçtik. Ağlamam durmuştu.

Birden annem aradı. "Kızım niye gittiniz gelsenize sabahlıyıcaz biz Aslı'yle çocuklarda burada. İlk gündeyiz gitme hemen hadi annesinin kuzusu gel hadi."

Oflayıp durumu Darya'ya anlattım. O da "Sabahlıyıcaz diyen mükemmel bir anne hatrına ve iki çıtır hatrına geliyorum." Diye el çırpınca bende onun bu haline gülümsedim.

Pijamalarımızı giyip sabahlıycaz diyen tatlış bir annem olduğu için mutlu olarak ve o öpücüğü olmamış sayarak kapıdan çıkıp kilitledim. Aslı Teyze'lerin evinin önüne geldiğimizde zile bastık. Kapıyı enes açtı. "Ooo kimleri görüyorum? Gelin içeri." Dedi Darya'yı süzerek. Darya da 32 diş sırıtıp eve girdi. Bende zorda olsa tebessüm edip annemlere geldiğimizi söylemek için salona gittim. Yoklardı.

Cenk'in odasına gittim ve Cenk'i gördüm. Kulaklıklarını takmış kafasını ellerinin arasına almıştı. Dirsekleri masaya dayalıydı sandalyesinde oturuyordu. Beni farketmemişti. Buna sevinmiştim çünkü onu incelemek için vaktim olmuştu. Yüzünü göremiyordum biliyorum ama inceliyordum işte. Daha sonra boş boş ona baktığımı farkedip yanına gittim. Kulaklığın tekini çıkarttım ve ani bir hareketle bileğimi kavradı.

"Aaa canım acıyor. Napıyorsun?!?!" Dedim acıyla inlerken. "Sen miydin?" Dedi şaşkınca bana bakarken. "Bakmadan bileğimi tutmasaydın daha önce farkedebilirdin seni şapşal." Dedim. Canım yanmıştı. Dudağının kenarı kıvrılırken "İzin almadan kulaklığı indirmeseydin, daha az canın acırdı." Dedi beni taklit ederek. "Haa izin alsamda canım acıyacaktı yani?" Dedim soran gözlerle ve kolunu yumruklamaya başladım. 5-6 saniye boyunca yumrukladım (Tabi, beyefendinin canı acıdımı? Tabiki HAYIR!!)

Daha sonra beni belimden kavrayıp hızlıca yere bakıcak hale getirip kucağına aldı. "Yaaa bırak beni!!! Napıyorsun hayvan bıraksanaaa!!!" Diye bağırıp sırtına vurmaya başladım. Gülümsediğine adım gibi emindim.

En sonunda beni yere bıraktığında sert bir hareketle duvarla ve kendi bedeninin arasına alıp. Kapı tarafına kolunu koydu ve çıkmamı engelledi. Gözlerime alevli gözlerle bakıyordu. Gözlerine bakamadığım için bir kaç saniye sonra kızarmış olduğumu hissetmemin etkisiyle başımı yere eğeydim. Çenemi hafifçe kapıdan diğer tarafta duvara koymadığı eliyle kaldırdı ve dudaklarıma baktı. İşte salak gibi o an dudaklarım kurumuş ve aniden dudaklarımı yalamıştım. Kaşları hafifçe kalktı ve o da dudaklarını yaladı. Ahh hadi ama niye böyle yapıyorsun ki? Tatlı olmak zorunda mısın sen? Aklımı okumuş gibi dudağı hafifçe kıvrıldı. Gülerek "Bu kadar çabuk istiyeceğini tahmin etmemiştim minik?" Dedi. Olamaz olamaz olamaz. Lütfen düşündüğüm şey olmasın. "Neyden bahsediyorsun? Ne istiyormuşum ben?" Dedim bir anda. Lütfen o olmasın lütfen. Yüzüne sapık bir gülümseme yerleşirken içimden kahretsiin düşündüğüm şeeey desem de soğukkanlı gözükmeye çalıştım. " Bir de anlamamazlıktan mı geliyoruz minik?" Bana minik demesine sinir oluyordum. "Adım Su, bana minik demeyi keser misin!" Dedim. "Peki minik" dedi miniğe bastırarak. Sonra da odanın çıkışına doğru gitti ve göz kırptı. Ya Cenk tekrar soruyorum niye böyle tatlısın?!?!? Buraya annemi sormak amaçlı geldiğimi unutmuştum. Aşağı inip salonda "Ceeeenk annemler nerdeee?" Diye bağırdım. "Karaoke odasında ve ne bağrıyorsun minik. Sağır oldum be." Dedi. Minik demesini aldırmamaya çalıştım. "Bana o odayı gösterebilir misin?" "Bu gün yaptıklarım sana çok bile minik. Yürü." Dedi önünü işaret ederek. Yanıma yaklaştı ve belimi kavradı. Bana yön vererek yukarıya çıktık. Daha sonra o tekrar aşağıya indi. Gerçekten de karaoke odaları vardı. Oldukça hoş ve geniş bir odaydı ayrıca dışarıya da ses gitmiyordu. Çok iyi bir ses yalıtımı yapmış olmamalılar. Annemin beni farketmesi uzun sürmedi. Anneme göz kırptıktan sonra çıktım ve yine Cenk'in yanına gittim. "Cenk." "Gene ne var minik?" "Darya nerede?" "Bilmem. Enes'ledir." "Peki napıyorsun?" "Oturuyorum." "Onu görebiliyorum zaten napıyorsun oturarak?" Biraz saçma bir cümle olmuştu ama umursamadım. "Hahahhaha film izliyorum. Gel birlikte izleyelim minik." "Peki ama ben birşey söyliyicektim. Sana sert bir tokat attığım için üzgünüm sadece o benim ilk öpücüğümdü ve anlayışla karşılıyıcağını sanmıştım ama..." Derken sözümü kesti ve dudaklarımı sıcak nefesini üfleyerek konuştu. "Bu da seni öpen ilk ve son kişiden bir armağan olsun o zaman." Dedi ve dudaklarımı nazikçe öpmeye başladı. İlk karşılık vermesemde sonra bende hafifçe öptüm. Tam nefes almak için geri çekilecekti ki küçük bir öpücük daha kondurdu ufak dudaklarıma.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 18, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Seni Seviyorum MinikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin