-10-

10 1 1
                                    

Uzun bir süre sınavlar yüzünden yoktum, kusura bakmayın ama çok güzel bir şekilde geri döndüm. Artık bol bol bölüm yazacağım. Umarım yazdığım her bölümü beğenirsiniz. İyi okumalar...

Zayn'in anlatımı

Zeynep gözlerini kapatırken ona bakıyordum. Oldukça saf ve salak biriydi. Onu gördüğümden beri aklıma gelen tek şey buydu. Londra'ya ilk defa gelen birinin buralarda ne işi olur anlamıyorum. Onu kurtarmak aklımın ucunda bile yokken karşıma çıktı. Benim işlerim varken bu salakla uğraşıyorum. Uğraşmak zorunda değilim ama çok savunmasız duruyor. O adamların elinden onu kurtarmasaydım şuan onların yatağında olurdu. Waliyha'nın sevdiği biri olmasa gözümün ucuyla bile bakmaz yanından geçer giderdim. Baskına giderken şimdi Zeynep'in evine gidiyorum. Ah! Saçmalık. Arabayı Zeynep'in evinin önüne park ettim. O hala uyuyordu. Bugün kendini fazlasıyla yormuş olsa gerek. Waliyha ve o çok konuşan kızın zırvaladıklarına göre sevgilisi onu aldatmışmı ne. Onun saçmalıklarıyla uğraşıyorum bende. Dışarı çıkıp kapıyı kapattım ve Zeynep'in kapısını az bir şekilde açtım. Düşmesin diye onu tutup bir elimi bacağının altından geçirdim, diğer elimide beline dolayıp onu kaldırdım. Kapıyı arkamla kapattım ve eve ilerledim. Evin anahtarı bende olmadığına göre kapıyı nasıl açacağımı düşündüm. Zeynep'in yanında da çanta falan olmadığına göre o da anahtarı almamıştı. Dizimi duvara koyup Zeynep'i üstüne yasladım. Arka cebimden en sevdiğim çakımı çıkardım ve kapının aralık kısmına soktum. Kapı biraz uğraşıdan sonra açılınca Zeynep'i yeniden elimle kaldırdım ve ayağımla kapıyı açıp içeri girdim. Salona girip Zeynep'i kanepeye yatırdım. İşim yok bu kızla uğraşıyorum, onu yatırıyorum oldu bide altını alıyım, mamasını vereyim.içimden koca bir "of" çektim. İlk yardım malzemelerini bulmak için üst kata banyoya çıktım. Dolabın kapağını açıp mavi plastik kutuyu aldım ve aşağı indim. Geldiğimde Zeynep uyanmış gözlerini ovuşturuyordu. Onun evine ilk geldiğimde de böyle yapıyordu. Bu hareketi onu çok tatlı gösteriyordu. Düşündüğüm şeye... Yanına oturup kutuyu kucağıma koydum. Kutunun kapağını açıp içinden tentürdiyot ve pamuk çıkardım. Tentürdiyotu pamuğa döküp Zeynep'in elini tuttum ve kendime çektim.
"Ben yapabilirim."
"Kendini koruyamayan ve elini kendi kesen bunu yapabilir mi?" kaşlarımı kaldırıp bilmiş bir ifadeyle yüzüne baktım. Bana utanır şekilde baktı ve kafasını eğdi.
"O kadarda beceriksiz değilim, yapabilirim." güldüm ve elini yavaş hareketlerle temizledim. Elini birden çekince suratına baktım. Suratını ekşitmiş elini üflüyordu.
"Bebek gibi davranmayı kes."
"Bebek gibi davranmıyorum. Elim yanıyor, senin elini temizlediğimde yüzünü unutmadım." bana bilmiş bir ifadeyle baktı. Elini çekip pamuğu eline bastırdım ve küçük bir çığlık atıp elini kurtarmaya çalıştı. Elini daha çok sıktım ve silmeye devam ettim. Elini çekmeye çalışıyordu ama başaramıyordu. Ona güldüm ve elini bıraktım. Bana sinirli bir ifadeyle baktı. Ben ona bakıp kahkaha atıyordum, o ise sinirle benim yüzüme bakmaya devam ediyordu.
"Ne yapıyorsun ya!?"
"Sana yardım etmeye çalışıyorum." güldüm.
"Çok güzel yardım ettin sağol."
"Sen istedin."
"Ben mi istedim? saçmalama lütfen"
"İstersen seni o adamların eline geri verebilirim."
"Şu konuyu kapatır mısın artık?" yüzüne baktım. Oda benim yüzüme bakıyordu. Yüzünü istemsiz bir şekilde incelemeye başladım. Yüzü bebeksi bir şekildeydi ama oldukça ciddi duruyordu. Gözleri mavi-yeşil arası birşeydi ve gerçekten güzellerdi. Yanakları biraz tombuldu. Yüzüne tatlılık katıyorlardı. Dudakları ise pembeydi, küçük kıvrımlara sahipti. Yüzünün her noktası güzeldi. Bunu inkar edemem ve oldukça mükemmeldi. Özellikle gözleri..
"Teşekkür ederim, bana yardım ettiğin için"
"Bişey değil, ama seni bir daha kurtarmam haberin olsun. Bu ilk ve sondu."
"Zaten bidaha kurtarmanı gerektirecek bir durum olmayacak. Emin ol"
"Belli olmaz. Yarında kendini köpeklere kaptırırsın belki" güldüm, o da güldü.
"Yok, artık olmaz."
"Üstünü değiştir, her tarafın toz. Bebek bile senden daha temizdir. Neden herşeyi sana ben söylüyorum? Yoksa aklını kullanamıyor musun?"
"Yeter, saçmalamayı kes lütfen! Başıma gelenleri biliyorsun." başını hafif yana çevirdi.
"Üstünü değiştir artık, istersen ben yapabilirim. Bundan zevk alırım emin ol."
"Meraklısın belli zaten. Sınırını aşma istersen." kaşlarını kaldırıp sırıttı.
"Aşabilirim ve bunu sana sormam."
"Ben gidiyorum. Sen kendi kendine saçmalamaya ve sınırını aşmaya devam et o zaman."
"Çabuk ol. Seni daha çok bekleyemem. Eğer geç kalırsan çıplaksın demem odaya girerim." sırıttım. O da bana baktı ve odaya koşarak çıktı. Oturduğum yerde biraz daha yayıldım ve evi inceledim. Ev sadeydi ama güzeldi. Ortada siyah renkta bir masa vardı. Koltuklar ve duvar krem rengiydi. Benim evime benziyordu ama benim evim daha sadeydi. Ayak seslerini duyunca merdivenlere baktım. Hızlı adımlarla merdiveni indi ve karşıma dikildi. Hadi der gibi bana baktı. Ayağa kalkıp kapının yanına gittim. Ayakkabılarını değiştirirken onu izliyordum. Ayakkabının bir tekini giydi ama diğerini giymeyi pek beceremedi. Tek ayağının üstünde durdu ve diğer ayağını kaldırıp eliyle giymeye çalıştı. Dengesini kuramayınca yalpaladı ve tam düşecekken onu tuttum. Güldüm ve konuştum.
"Sen daha ayakta durmayı beceremiyorsun kendini nasıl koruyacaksın." hala onu tutarken konuştu.
"Sen çok biliyorsun." ayağa hızlıca kalktı ve kapıyı açıp sinirle dışarı çıktı. Bu haline güldüm ve onun peşinden ilerledim.

Zeynep'in anlatımı

Sinirle elinden kurtuldum ve kapıyı açıp dışarı fırladım. Arabanın yanına geldim ve gelip açmasını bekledim. Yavaş adımlarla geldi ve bana baktı. Anahtarla kendi kapısını açtı ve içine girdi. Bende arka kapıyı açıp içeri girdim. Kapıyı kapatıp kafamı cama yasladım.
"Yine uyursan seni taşımam haberin olsun." suratına aynadan baktım ve konuştum.
"Uyumam merak etme."
"Senin işin belli olmaz." kaşlarım çatık bir şekilde kafamı cama geri yasladım. Bana bir iyi davranıyordu, bir kötü. Ne yaptığı belli değil. Bana yardım etmesi hoşuma gitsede sonradan sapıtması sinirimi bozuyor. Kendi yardım etmek istemiyor belli ama Waliyha istediği ve beni sevdiği için katlanıyor. Sanki ona katlan diyen var. Ama bana yardım etmese gerçekten biraz zor kurtulurdum. Düşüncelerimi kafamdan def edip dışarıyı izlemeye ve uyumamak için savaşmaya koyuldum.

Zayn arabayı evin önüne parketti. Arabadan atlayıp evin önüne geldim ve kapıyı çaldım. Meraklı gözlerle kapıyı açan Defne boynuma atladı.
"Seni çok merak ettim. Neden böyle saçmalıklar yapıyorsun?"
"Çocuk değilim ya Defne. Biraz rahatlamak istedim ve gittim. Bunda bir saçmalık göremiyorum." bana sarılı kollarını çözdü ve beni içeri çekti. Dışarı bakınca Zayn'in arabasının orada olmadığını gördüm. Beni bırakıp nereye gitti bu? Defne beni oturtup konuşunca ona baktım.
"İyi misin şimdi?"
"Zaten iyiydim. Evet biraz moralim bozuktu ama geçti. İyiyim artık."
"Emin misin Zeynep? Çünkü sen böyle yapmazdın."
"Defne onla ilgili konuşmayı kes artık. Evet öyle değildim ama artık böyleyim. Demekki ona olan sevgim azalmış. Böylelikle son bulmuş oldu."
"Peki, sen iyi ol yeter kuzum." gülümsedim. Waliyha elinde bir bardak suyla gelince gülümsedim ve alıp içtim.
"Teşekkürler canım." gülümsedi ve Defne'nin yanına oturdu. Kendimi toplayıp konuştum.
"Defne ve Waliyha, canlarım. Şimdi size söyleyeceklerimi dikkatle dinleyin." bana merakla bakarlarken devam ettim.
"Artık Burak diye biri yok. Benim için o bitti. Lütfen bana ondan bahsetmeyin bidaha. Ben onu her türlü sildim. Aklımdan da, kalbimden de. Onun için onu artık anmak yok. Siz bana onu unutmamda ne kadar yardımcı olursanız benim için o kadar iyi olur." gülümsediğimde onlarda gülümseyip kafalarını tamam anlamında salladı. Defne konuştuğunda ona baktım.
"O zaman... Sana yeni erkekler arayabiliriz." güldü ve bana olur mu der gibi baktı.
"Yani bilmiyorum, aslında olabilir ama lütfen abartmayın." ikiside güldü.
"Ama haberiniz olsun, bende size ararım bilmiş olun." gülüp onayladılar. İkisinide çok seviyordum. Gerçekten Defne benim kardeşim gibi ama Waliyha da artık öyle. Beni anlayan insanları hep severim ama bugüne kadar hemen ısındığım kişiler Defne ve Waliyha oldu. Eminim bundan sonra da herşey onlarla birlikte mükemmel olacak.

Never and Never Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin