Bölüm-1

62 8 5
                                    

*AYAZ*

Sabahın ilk ışıklarıyla açtım gözlerimi.Demeyi çok isterdim.Sabahın köründe Hande'nin yüksek sesli müziğiyle,uyanmak zorunda kaldım.

Yataktan kalkıp Hande'nin odasına yürümek için kalktım.Kapının kulpunu açıp içeri girecektim ki,giremedim çünkü elimde kaldı.Bende kapıyı kırmak zorunda kaldım.

"Sabah sabah ne bu gürültü ya?"

Hande,korkup çığırdığı için verdiği cevabı duyamadım. Zaten umurumdada olduğu söylenemez. Müziğı kapatıp, odama ilerleyecektim ki.
"Ya hayvan mısın? İnsan gibi kapıyı açamadın mı? Kapı kulpu diye birşey var."

Elimdeki kulpu göstererek."Artık yok." Dedim. Ağzı açık bana bakıyoken elimdekini yatağın üzerine fırlatıp odama ilerlerken.
"Kapımın kulpunumu kırdın?"
Dedi. Şüpeli bir sesle.
"Hayatta bir değişiklik olsun dedim,kırdım. Açarken elimde kaldı,kapında açılmayınca kırdım napim?" Diyip,odama koştum bir an önce onun dırdırlarından kurtulup,uyumak istiyordum.

Yatağıma uzanıp,gözlerimi kapattım. Uykuya hazırlanırken. Bu gün okulun olduğunu unuttum. Hızlıca lavaboya gidip yüzümü yıkadıktan sonra,üstümü giyinip aşağıya indim.
Herkes teras katındaydı.
Tekrar yukarı çıkmak zorundamıyım? Diye üşenirken.

Annem,ne düşündüğümü anlayıp. "Evet,yukarı çıkmak zorundasın." diye terastan seslendi. Hande yanıma gelip.
"Çıkmak zorundayız. Yoksa,reyhan sultan bizi keser." Derken bi yandan beni arkamdan iterek yukarı çıkartıyordu.

*ALEV*

Kapıyı kapatıp. Siyah converselerimi giyip,asansöre girecektim ki. Bi dakka,telefonum,anahtarım en önemlisi çantamı unuttum. Kapıya alacaklı gibi vurup,annemin açmasını bekledim. On ikiden vurmadan anahtarımı ve çantamı aldım ama telefonum yok.

"Anneğğ telefonumu gördünmü!" Diye bögürüp yanına koştum.
Annem,bana tip tip bakıp boydan süzdi beni. Sonra gözleri uzaylı görmüş köylü gibi açıldı.

"Sen. O ayakkabılarınla. Yeni aldığım. Halıya mı basıyosun? Yoksa ben mi hayal görüyorum!" Diye azacık bağırdı. Aha terlik is coming.

"Ya tamam. Ah! Acıdı dur ben yıkarım halını telefonumu ara!" Diye kaçarken aynanın önünde görünce hemen telefonumu alıp çıktım. Bir terliği daha kaldıramazdım. Hemen telefondan Haleyi bulup tuşladım. İki,üç kez çaldıktan sonra açtı.

"Hale,ben çıktım indinmi sen ? Lütfen indiğini söyle zaten kafam morardı. Patlamışta olabilir." Dedim

"Iıııı hee evet ayakkabımı falan giyinip çıkıcam hemen. Sen bekle kapıda." Dedi ayakkabı giyiyodu heralde sesler yankı yapıyodu. Neyse,bende bakkala gidip geleyim o inene kadar.

Telefonumu çıkarıp snapchat icin snap çekerken. Telefondan bakıyordum. Bir korna ve tekerlek sesi geldi. Ben çarpacak zannedip kendimi sola attım.
Çocuk yanıma gelip.

"Ya sen manyak mısın? Önüne baksana az daha kaza yapıyordum farkındamısın!" Diye bağırdı. Ayağa kalkmaya çalıştım ama yapamadım. Ayağım kanıyor ve aşırı derecede canım yanıyordu. Elimle dokunmaya çalıştım. Ama acıdığı için yapamadım. Çocuk,arabaya binip gidecekken.

"Ayağım çok acıyor bi iyimisin? diye sormadın be Öküz!" Diye çığırdım. Çocukta bana öylece durup biraz baktı sonra arabaya bindi. Ayı işte ne olacak hayvan!
Hale beni görür görmez yanıma geldi. Bana burda araba çarpmış kızdaki rahatlığa bak. İnsan bi çığlık atar,ne bileyim bişey der.

"Hale,mal mısın? Bana burada araba çarpmış sen yürüyerekmi geliyorsun ?" Dedim. Ama hala ağzı hayvan kadar dolu yemeye çalışıp,bi yandanda cevap vermeye çalısıyordu. İkiside birbirinden umursamaz. Puah.

Bende arabaya binip gidecek sanıyordum. Çocuk bagajı açıp acil yardım çantasını çıkarıyormuş meğersem. Ne kadanda romantük bir çocuk.
Bagajı kapatıp yanıma eğildi. Çorabımı yırtıp,pansuman yapmak için pamuğa biraz oksijenli su döktü. Biraz bastırdı.

"Ayyy!acıyo dur! Cidden acıyo biraz bekle !" Diye daha çok çığırdım. Kulaklarını seviyo heralde. Pamuğu çekip,nazikçe üflemeye başladı bende biraz üflemesine yardım ederken. Gözgöze geldik.

Mavi kahverengilere çarpar.

Birazdaha pamukla sildikten sonra yeni pamuk koyup,bandajladı. Ayağa kalkıp çantayı bagaja geri bıraktıktan sonra topukları üzerinde bana dönüp.

"Bir dahakine önüne bakarsan. Ömrün uzayabilir." Diyip göz kırptı. Ağzımı açacaktım ki,hale ağzımı kapayıp çocuğa teşekkür etti. Çocuk göz kırpıp son hız gitti. O an o gözünü morartmak istedim. Ne oluyor ya.

Hale,bana ard arda sorular sordu ama hızlı konuştuğundan,birşey anlamadım. Sıkkınca nefesimi üfleyip.

"Hale,sen söylersin bana ne olduğunu. Ben bu gün gelmeyeceğim,lütfen ısrar etme bu konuda gel diye, çünkü bir tek kendini düşünmenden sıkıldım. Okuldan geldiğinde konuşuruz." Diyip. Evin yolunu tuttum. Bir dakika ya telefonum nerede şimdi. Düşündüğüm şey olamaz,diymi. Ya cocuk sen ne diye İphone 6 yı yere koyarsın. Ben onu yastıkla taşırım yastıkla. Gerçi benimkide İphone 6 ama oyle birşey yapmıyorum. Kendi telefon numaramı aradım. Çaldı ve çaldı.
"Alo?" Diye bir erkek sesi geldi.

"Telefonlarımız karışmış,gelip geri vermen gerek." Dedim.

Çocuk sıkındı heralde,ismini öğrensemmi?
"Sen neredesin?" Nerede olabilirim acaba.

"Aynı yerde,bekliyorum." Diyip kapattım.

Yarım saat sonra geri geldi.
Telefonumu aldım,telefonunu aldı. Ve son hız gitti. Bir daha görebilecekmiyim acaba? Ne saçmaladım ya bacağıma gelen darbeden heralde. Kendi kendime. "

Zaten senin beynin bacağında çalısıyorya alev." Diye konuşurken. Başka bir arabaya çarpmamak için hızlıca eve girdim. Telefonumu karıştırmak için açtım, açtığım anda gözlerim hayvan kadar açıldı.

"Bir dahakine önüne bak ukala sakar!"

Benmiyim ukala sensin o serseri,alt tarafı dikkat etmedim ne var bunda. Zengin züppe iste ne olacak.

İMKANSIZ BİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin