İçeri girdiğimiz de direk salona geçtik Alya çantasını koltuğun üstüne bırakıp tekli koltuğa yerleşti, bende üçlü koltuğa oturarak ayaklarımı kendime doğru çektim erkeklerde boş yerlere geçtiğinde salonda sessizlik oluştu Alya bana bakarak gülümsediğinde bende ona karşılık verdim. Buğra ve Pars kendi aralarında konuşurken bizde mutfağa bir şeyler hazırlamaya geçtik ben kuru bir şeyler çıkartırken Alya da kahveleri yapıyordu o sordu ben cevapladım başımdan geçen her şeyi tek tek anlatırken göz yaşlarım yine yerinde duramadı "Derin birtanem artık yanındayım eski günlerde ki gibi olacağız senle yapamadığımız her şeyi yapacağız bak eminim ki Parsta seni her şeyden çok koruyacaktır ben onda ki korumacı tavırlarını gözlerinden hissettim ona arkanı sakın dönme bebeğim tamam mı?" deyip gülümsediğinde bende ona aynı ses tonuyla "tamam ama hiç yanımdan ayrılma, tek arkadaşım,kardeşim sendin hala da sensin bir tek seninle rahat konuşabilirim ama Parsa da güvenmeye çalışıyorum hatta sana anlattıklarımı ona da anlattım bana o kadar çok güven verdi ki o an kendimi boşluktaymış gibi hissettim o her şeyi sarar gibi hissettim ve anlattım." dediğimde ağlama sesimi içeridekiler duymuş olacak ki mutfağa geldiler bana baktıklarında arkamı dönüp gözdüm de ki yaşları temizlemeye çalışıyordum önümde siyah bir ayakkabı görünce kafamı yukarı doğru kaldırdım mutfağa bir göz gezdirdiğimde kimse yoktu sadece Pars vardı. Parmaklarıyla yavaşça göz yaşlarımı siliyordu vücudum tekrar titremeye başladığında, ondan etkilendiğimi kendime yedirmeye çalışıyordum ellerini çektiğinde yüzünü yüzüme yaklaştırıp "bir daha benim yanımda ağlamayacaksın minik anladın mı" dediğinde hiç bir şey demeden mutfaktan ayrıldım,salona adım attığımda Buğra ve Alya'nın didiştiğini gördüm onları böyle gizlice izlemek dudaklarım da ufak bir tebessüm oluşturdu arkamdan hissettiğim nefesle yerimden sıçradım benim sıçramamla birlikte Pars da gülmeye başladı onu ilk defa böyle görüyordum bütün kızların hoşuna gidecek kadar güzel gülüyordu adam.
"Alya yarın Derinle alışverişe falan çıkın istediklerinizi alın ben şöför falan hazırlatırım ha ayrıca para konusuna falan da girmeyin hiç hoşlanmam"Parsın dediklerini dinledikten sonra herkese sarılıp,özür dileyerek odaya çıktım öğlen Buğra odamın hangisi olduğunu gösterdiği için rahatça gidip geliyordum.Odaya geçtikten sonra biraz rahatlamak için banyoya doğru yürüdüm neyse ki oda da banyo var yoksa gidip gelmeye üşenirdim üstümdekileri tek tek çıkarmaya başladığım da aynaya bakmamaya özen gösterdim kabine girdiğimde gelen suyla birlikte üstümde ki yük kalkmış gibi hissettim.
Avuçlarıma şampuan döküp saçlarıma götüreceğim sırada suyun azaldığını hissettim birkaç saniye sonra su tamamıyla gelmemeye başladı kenarda duran havlumu alarak dışarı çıktım hem köpüklü hem de çıplak kalmıştım dış kapımı da yavaşça açıp kolidorda gözlerimi gezidirdim sanırım Alya'lar gitmişti yavaşça ilerlediğim de buraya en yakın Parsın banyosu olduğunu düşündüm odasının kapısı çaldıktan sonra ses gelmeyince kapıyı açtım oda karanlıktı adımlarımı hızlandırıp hemen banyoya girdim arkadan kapıyı kilitleyip kabinin içine tekrar girdim ve pat ben şampuanımı ve jelimi almayı unutmuştum şimdi buradan da çıkamayacağım için Pars'ınkileri kullanmayı düşündüm korka korka şampuanı elime alıp avucuma sıktım saçlarımı yıkadıktan sonra duş jelini sıkıp yaralarıma fazla değdirmemeye çalışarak vücudum da gezdirdim. İşim tamamen bittiğinde havlulara sarılıp kapıyı açtım neyse ki hala gelmemişti tam odama girecekken vücudum sert bir şeye çarptı kafamı kaldırdığımda Parsın gövdesi olduğunu anladım konuşmasına izin vermeden "benim banyo da sular kesildi de en yakın senin banyon vardı o yüzden girmek zorunda kaldım özür dilerim" dediğimde kafasını sallamakla yetinip odasına doğru yürüdü öküz işte ne olacak bende zaman kaybetmeden odama girdim dolabı açtığımda şok oldum bunlar benim kıyafetlerimdi ama bunlar nasıl buraya geldi diye düşünürken üstümü giyinip Parsın odasına gitmeyi düşündüm üstüme ince bir eşofman ve badi geçirdiğimde ev pufuduklarını ayaklarıma giyerek banyoya uçtum yavaşça saçlarımı tarayıp kuruttuktan sonra Parsın odasına yürümeye başladım kapıyı iki kez çalıp içeri girdim balkonun kapısı açıktı ve içeriye delice rüzgar giriyordu üstümde askılı olmasını umursamadan balkona çıktım Pars sigarasını iki elinin arasına almış bakışlarını karşı tarafa çevirmişti kafasını bana çevirip "ne oldu ufaklık" dediğinde "birincisi bana ufaklık deme senle aynı yaşta gibiyiz"dediğimde ufak bir kahkaha atıp "devam et" dedi kızgın bakışlarımı ona gönderdikten sonra konuşmaya devam ettim "benim kıyafetlerimi neden buraya getirdin ben evime döneceğimi düşünmüştüm" kafasını olumsuz anlamda salladıktan sonra "saçmalama ufaklık artık benimlesin seni bırakıyım da tekrar kaçırsınlar zarar versinler dimi bu kadar aptal olma" bir dakika bu bay ukala bana aptal mı demişti tam ağzımı açıp konuşcakken beni susturdu "ayrıca ben 21 yaşındayım yani sana ufaklık diyebilirim" dediğinde "diyemezsin ya bende 19 yaşındayım ufaklık olmuyorum!"diye çıkıştım "bak hala bir ufaklık gibi bana çıkışıyorsun normalde sana ceza falan vermem gerek ama ufak olduğun için bir şey yapmıyorum"dedikten sonra alayla güldü dişerimi sıkarak arkama döndüm o sırada arkamdan gelen Parsın sesiyle irkildim "bu arada şampuanım kokusu sana yakışmış" vücuduma bir elektrik akımı geldiğinde adımlarımı hızlandırarak odama yürüdüm acilen uykuya ihtiyacım vardı odaya girer girmez yatağıma atlayarak yorganı üstüme çektim göz kapaklarım bana yenik düşerek kapanmaya başladı.Önümde ki adam elinde ki sıcak demirle vücudum da tur atıyordu her çırpınışımda biraz daha bastırıyordu biraz daha ve biraz daha artık bedenim acıdan karıncalaşmaya başladı o sırada elinde bir kutu benzin olan bir adam daha yaklaşmaya başladı çırpınmalarım artık yalvarışlara dönmeye başlamıştı fısıltıyla"yapma lütfen yapma" diyebiliyordum sadece yalvarışlarım dinlenmeden vücudumun belirli bölgelerine dökülmeye başlandı.
Alnımdan akan terlerle yataktan doğruldum yine aynı rüya ve yine aynı korkuyla uyanan ben bacaklarımı yataktan sallandırıp ayağa kalkmak için doğruldum kapıyı açıp sağa döndüğümde Parsın odasına yürümeye başladım bu odaya fazla gelmeye başlamıştım ama şuan bunu düşünecek durum da değildim kapıyı yavaşça açtığımda Parsın yatakta telefonla uğraştığını gördüm kekeliyerek "Pars bana yardım et her gece aynı şekilde uyanmaktan bıktım" dediğimde bana yanını gösterdi usulca yanına doğru yürüyüp bana gösterdiği yere uzandım şuan Parsın göğsüne uzanmıştım gözlerimi yavaşça kapatırken bana gülerek "şimdi iyi misin?"dediğini duydum kafamı olumlu şekilde sallayarak onay verdim kafamı göğsüne iyice soktuğum da daha güvendeymişim gibi hissettim eminim ki de öyledir.
Arkadaşlar yorumları ve oyları çoğaltırsanız daha çok sevinirim hepinizi seviyorum yeni bölüm bir kaç gün sonra gelirr hoşçakalınn :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GÖLGELER
RandomÇaresizlik,korku,vücuttan atılamayan tarifsiz acı,alışılmış yaralar ve kanamaya yer arayan izler. Hayatının hatasını yapmış bir baba ve cezayı misli misli ödeyen bir kızın hayatı ne kadar güzel olabilir?Onun yanında her gece masal okuyacak sabahları...