*Mark*
Ben normal olan şeyi yaptım peki ama neden kendimi bu kadar kötü hissediyorum? Çok mu saçmalamıştım? Amacım kesinlikle onu kırmak değildi.
Istemeyerek de olsa basketbol oynamak için spor salonuna gittim çünkü kafamı dağıtmam gerekiyordu. Hayatımda bir matematik sorusuna bile bu kadar kafa yormamıştım ki ben! Tüm sinirimi basket potasından çıkarmaya karar verdim.
Daha başlayalı yarım saat olmuştu ama sanki ayakta duracak gücü bulamıyordum kendimde. Olduğum yere yığılıp topu ileriye fırlattım. Birkaç sekmeden sonra topun sesi kesildi. Merak edip topu attığım yere baktığımla onu görmem bir olmuştu.Elinde tuttuğu topla birkaç metre uzağımda duruyordu öylece. O halimizle kaç dakika öyle durduğumuzu hatırlamıyorum.
Nefes alışverişimin hızının azalması gerekirken aksine daha da hızlanıyordu. Sanki hiç durmaksızın basket oynamışım gibi.
Bana doğru adım almaya başladığını görünce kalbim yerinden fırlayacakmışcasına atmaya başladı. Yanıma oturduğunda bana olan bakışlarını anlatacak kelime bulamıyorum. Pişmanlık? Öfke? Sevgi? Hayranlık? Ya da hepsinin harmanlanmış hali. O bakışlar karşısında konuşacak gücü kendime bulamadım. Bir şey beni engelliyordu. O da konuşmadı. Bu hoş, sessiz bir o kadar da can sıkıcı ortamdan yararlanmak için gözlerimi yumdum. Nefes alışverişi benimkine göre daha yavaştı. Kokusu...çok..ahh ne demeliyim? Çok hoştu. Ellerini saçlarımda hissetmemle gözlerimi açmıştım. Alnıma yapışan ıslak saç tutmalarını düzeltiyordu. (Sanırım şu an eriyorummmm)
Ve sonra hiçbir şey demeden öylece gitti. O gittikten sonra 2 ders saati boyunca yerimden kalkamadım. Aynı yeri zihnimde tekrar tekrar başa alıp izliyorum. Ne hissetmem gerektiği hakkında en ufak bir fikrim bile yok. Ama kesinlikle böyle hissetmemem gerektiğini biliyorum.
00.00
Jackson
biraz saçmaladım değil mi?
üzgünüm >.<