nineteen

2.9K 203 52
                                    

Kaç saattir orda oturup yıldızları saydık bilmiyorum ama biramdan bir yudum aldığımda ısındığını anladığıma göre bayadır oturuyorduk. Kafamı kaldırıp diğerleri ne yapıyor diye baktığımda Youngjae'nin sızdığını gördüm ve Bambam'de Yugyeom'a fısıltıyla anlamadığım şeyler söyleyip kıkırdıyordu. Kesinlikle sarhoş olmuş diye düşündüm. Jinyoung karşıdaki denize bakıp gülümsüyordu. Büyük ihtimalle yeni bitirdiği kitaptaki bir karaktere aşık olmuştu. (YN:En sevdiğim şeydir) Yugyeom ise Bambam'i gülümseyerek izliyordu.  Jaebum'un kaşları hafif çatıktı ve düşüncelerle boğuşuyormuş gibi bir hali vardı. Her zaman bu kadar derin ne düşündüğünü merak etmişimdir. Jackson'a baktığımda ise iç içe geçmiş ellerimize bakıp gülümsüyordu. ''Parmakların çok güzel, sanki benimkiler için yaratılmış gibiler.'' fısıldayarak söyledi. Sanırım diğerlerinin onun bu romantik yönünü bilmelerini istemiyor gibiydi. Ama benim için de sorun değildi çünkü bilirsiniz.. ya da bilmezsiniz. Biraz utandırıcı bir durum. Sadece yüzüne bakıp gülümseyebildim ama o demek istediklerimi anlamış gibiydi. Elim Jackson'ın ensesindeki saçlarına gitti ve başı hemen omzumda konumlandı. Bir süre saçlarıyla oynadım ve kısa bir süre sonra da nefes alış verişi düzene girmişti.

-

Ne yazık ki o romantik dakikalar Bambam'in kustuğunu ve her yerimizin tutulduğunu fark ettiğimiz zamana kadardı. Bir yandan kusuyor diğer yandan kendine küfür ediyordu. Bu görüntüyü midem daha fazla kaldıramadığı için bende olduğum yere kusmuştum. Beni gören Youngjae'de kusmuştu ve böyle devam etmişti... Kendimize gelince batırdığımız yeri temizlemek için gittiğimizde karşılaştığımız görüntü yüzünden yeniden kusmuştuk.. ve yeniden.. Midemizde bir şey kalmayana kadar kusmuştuk ve şimdi hep birlikte temizlediğimiz yerde oturup BamBam'e küfrediyorduk.

Jaebum ''Bugünkü yemekler senden.''

''Ve ayrıca bulaşıkları da yıkamalı.'' ekledi Yugyeom.

''Kusmanız için sizi ben zorlamışım gibi davranıyorsunuz. Kırıldım.''

''Bu sefer o kadar çabuk kurtulamayacaksın üzgünüm.'' Jinyoung dudak büzerek araya girdi.

''Hadi bee..Tühh!''

Böylelikle biz sahile giderken, omuzları düşmüş gözleri dolu bir şekilde puppy bakışları atan Bambam'i arkamızda bırakmıştık. Açıkçası vicdanım biraz sızlamıştı ama bir saat önceki facia aklıma gelince sızlama da onunla birlikte kaybolmuştu.

Denizde geçirdiğimiz tüm saat boyunca Jackson'ın dibinden ayrılmamıştım. Tabi ki o da bu avantajından baya faydalanmıştı.

''Ahh cidden!! Yanımızda oynaşmayacağınıza söz vermiştiniz.'' Yugyeom üzerimize su atarak söylendi. Açıkçası tuzlu sudan dolayı gözlerim yanmıştı ama sesimi çıkarmamıştım.

''Ne zaman söz verdik?'' Jackson kesinlikle eğleniyordu.

''Ahh cidden amaa!'' Yugyeom yarı hoşnut yarı kızgın sesiyle bağırdı ve sudan çıktı. Bizde arkasından gülerek çıktık.

Kamp alanına geldiğimizde güzel bir masa bizi karşılamıştı. Bambam'in sözümüzü dinlediğine mi şaşırmalıydım yoksa iyi bir iş çıkardığına mı bilememiştim. Bu ağız sulandırıcı manzaraya karşılık karnımdan tuhaf sesler gelmişti.

Bol kahkaha ve kaos içeren bir yemeğin sonunda görev dağılımı yaptığımız için işleri bitirmek kolay olmuştu. Bugün buradaki son günümüz olduğu için atıştırmalıklarımızı ve içkilerimizi alıp sahile gitmeye karar vermiştik.

Kendimize rahat bir yer bulup oturalı yarım saat olmuştu ama kimse tek bir kelime etmemişti.

"Ben daha önce hiç oyununu oynamak ister misiniz?" sesim bekledigimden de düşük çıkmıştı.

"Olabilir."

"Olur." dedi Bambam bardaklarımızı alkolle doldurmaya başlamıştı.

Jaebum "Yarın araba kullanmam lazım ben katılmıyorum."

Jackson "Tamam o zaman önce ben başlıyorum. Ben daha önce hiç salatalık yemedim."

"Öff bunu diyeceğini biliyordum!" Youngjae bir shot attıktan sonra söylendi.

Youngjae "Tamam şimdi sıra bende. Daha önce hiç havuza işemedim." Jackson votkasından bir yudum aldı.

"Ciddi misin sen?" Yugyeom senden igreniyorum bakışı atarak sordu.

"Ne bakıyorsunuz be öyle. Sarhoştum!" kendini savunmaya çalışarak söyledi Jackson.

"İğrençsin."

"Teşekkürler yavrumm."

"Devam ediyorumm." diyerek araya girdim. "Daha önce hiç bir erkeği öpmedim." Bu soruyu sırf merakımdan sormuştum. Jinyoung, Bambam ve Yugyeom dışında hepimiz bir yudum daha aldık.

Jinyoung "Erkeklerin benim tercihim olmadığını zaten biliyorsunuz."

Jaebum araya girdi. "Yugyeom ve Bambam siz ciddi misiniz ulan?

Yugyeom'dan karşılık olarak "Ne var bunda? Gayet normal bir şey!"

"Bilmiyorum yani siz..ikiniz..?" Jaebum devamını getirmedi.

"Arkadaşız. Biz ikimiz arkadaşız ve arkadaşlar öpüşmezler." Yugyeom'un cevabından sonra sessizlik olmuştu.

Sessizliği bozan kişi Bambam'di. "Arkadaş mıyız?"

"Değil miyiz?"

Bambam "Sadece arkadaş olduğumuzu mu düşünüyordun yani?"

"Üzgünüm bana olan duyguların arkadaş olduğumuzu gösteriyor." Orada olduğumuzu ikisi de unutmuş gibiydi.

"Duygularımı anlayamayacak kadar aptalsın Yugyeom."

"Tanrı aşkına duygularını anlamamı sağlayacak bir şey yaptın mı bu zamana kadar?" önündeki bardağı kafasına dikmeden önce söyledi Yugyeom.

"Ciddi misin sen? Yoksa bana şaka falan mı yapıyorsunuz yine çocuklar? Tamam eğlence bitti çıkarın artık kameralarınızı.." zorla güldü.
"Ve Yugyeom sana inanamıyorum. Bu soruyu bana cidden sormuş olmana inanamıyorum." Daha sonra yerinden kalktı ve bize iyi geceler diyerek kamp alanına gitti.

O gece Yugyeom bizim çadırda kaldı ve Jinyoung da Bambam'in yanına geçti. Jaebum çok sesli horladığından dolayı sabaha doğru uyandım. Jackson'ın belime sarılı kolları gevşemişti bu yüzden ona sanki mümkünmüş gibi biraz daha sokuldum. Saçlarım çenesini gıdıklandırdığı için gülümsedi ve o an ona aşık olduğumu anladım. Jackson'ın konforlu göğsünde yeniden uyumaya çalışırken bir hıçkırık sesi duydum ve ardından bir tane daha. Ve bir tane daha.. Tam kalkıyordum ki Yugyeom benden önce kalktı. Ikisinin konuşması daha uygun olacağından bende Jackson'ın göğsünde uyumaya devam ettim.

selam millett xjfjdkjd elimden geldigince batirmamaya calistim lakin ne kadar basarili oldugum tartisilir hfjds iyi/kötü tüm yorumlarınızı bekliyorum öpüyorum çokk ♡

markson :: textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin