SON

64 5 5
                                    

Beklendiği gibi şiddetlenen havanın etkisiyle sarsılan gemi , herkesin bedenine korku tohumları ekiyordu . Birçoğunun kavuşmak istediği ailesi vardı . Onları son kez gördüklerini düşünerek hayatlarının burada , denizin derinliklerine inerek son verilmesine içten içe isyan ederek karşı çıkıyorlardı . Artemisia da bu huzursuzluğun farkındaydı . İçinde belki bu sebepten belki de başka sebepten dolanan çığlıkları yankı yapıyordu . Kendisi bile bu kadar rahatsız oluyorsa onlara da hak vermesi gerekiyordu ancak birilerinin güçlü olması gerekiyordu bu böyle devam edemezdi .



Bir şeyler yapmalıydı . Onlara güç verecek tek şey vardı . Sürekli yaptığı gibi bir moral konuşması yaparsa onları olduğu ana çekerek , o anla ilgili olumlu düşüncelere yönlendirebilirdi . Adımlarını geçen yaptığı konuşmanın gerçekleştiği yere yönlendirdi . Sarsılan geminin ortasındaki sandığın üzerine çıkarak dikkat çekmesini istediği konuşmasına başlamak için boğazını temizledi .



" Kardeşlerim ! " dedi sesinin gür çıktığını umarak .



" Bugün kazanılması zor bir savaşı kazanarak ülkemize zaferle dönüyoruz. Bu havanın bizi yıldırmasına izin vermeyiz . Ailelerimiz bizi bekliyor . Tanrı bizim bu inancımızı görüyor . İnanalım . Kardeşlerim , tüm kalbimizle inanalım bu zaferde bizimdir . "



Onu dinleyen yılmış askerleri birbirlerine bakarak kafalarını olumlu bir şekilde salladı . Ona hak verdiklerini gösteren bir ses topluluğuyla karşılık verdiler . İçinde yeşeren umutları , dışarıya taşarak inanmalarını sağlayan bir gösteriye dönüştü . Birbirlerine güç vererek fırtınanın dinmesini beklediler .



Aslında beklendiği gibi de oldu . Daha sonraki zamanlar da rivayetlere bile dönüşmüştü yaşadıkları bu olay . İnançlarının güçlenmesi onları kurtarmıştı . Birçok insan bu yüzden inanmanın başarmanın yarısı olduğun söylerdi . Bu rivayetlerin sonraki yüzyıllara taşınarak bu sözü oluşturması işte tam da buradan , bu inançtan geliyordu .



Karaya adım attıktan sonra ilk iş krala savaşın istendiği gibi gittiğini kanıtlayacak zaferi ulaştırmaktı . Bu yüzden Artemisia askerleriyle birlikte saraya yöneldi. Kralları onları sarayın ihtişamlı kapısında bekliyordu .



" Amiral Artemisia ve güçlü askerleri ! " dedi sevinçli olduğunu sesine yansıtarak kral .

" Bu zafer hepimizindir . Geçin içeri , harika bir ziyafet sizi bekliyor dostlarım . "



Yorgunluktan bitap düşen askerler bu haberle birlikte sırıtarak içeri girdiler . Ancak Artemisia girmekte tereddüt ediyordu . Onun ziyafetten önce kavuşmayı istediği biri vardı . Leucas , kafasında , kalbinde bir ağrı gibi büyüyordu . Hasretin getirdiği bir etkiydi bu .



Herkesin içeri girdiğine emin olduktan sonra sevdiği kişinin evine doğru yol aldı . Heyecanı iliklerine kadar sızmıştı . Titriyordu , o güçlü bir amiraldi oysaki ancak aşk nasıl biri olduğuna bakmıyordu . Seni sarıp sarmalıyor ve bambaşka bir kişiliğe büründürüyordu .



Yol yürüdükçe uzuyordu sanki ancak o inadına tükenen bedenini hareket ettiriyordu . Birkaç dakika sonra görünürde onun evini gördü . Bu sefer tükendiğini biliyordu ama koşmalıydı .



" Leucas ! " diye bağırmaya başladı tekrar ve tekrar .



Beklediği gibi olmadı ama . Onun evi bomboştu . Ziyafete gittiğini sanmıyordu çünkü bu ziyafet onun içindi . O gururlu bir erkekti . Peki neredeydi ? Adımları onu sürüklemeye başladı . Nereye gittiğini bilmiyordu ama kalbinin onu bulacağını biliyordu .



Dakikalarca , belki saatlerce dolaştı . Baktığı yerlere , sürekli bakmaya devam etti . En son onu , evinin önünde beklemeye karar verdi . Bacakları çok ağrıyordu ancak beklemek , onu beklemek bütün acıları sönükleştiriyordu .

Bilmediği bir zamanda uykuya yenik düşmüştü . Onu sarsan biri olduğunu hissedince bunu anlamıştı . Göz kapakları yorgunluğun belirtilerini gösterir gibi zorla açılmıştı .

" Leucas . " diye fısıldamıştı sadece . Konuşmanın geri kalanını getiremeyecek kadar yorgundu .

" Benim . " demişti ve bu ona güven verdiğinden midir bilinmez uykuya tekrar yenik düşmüştü .



Sabahın ilk ışıkları gözünü kamaştırırken uyanmıştı Artemisia . Bulunduğu yer tanıdıktı . Bakışları tanıdık olan odanın içinde dolaştı .

" Leucas . " diye fısıldadı önce . Boğazı kuruduğundan yutkunmakta bile zorlanıyordu .



" Leucas . " dedi tekrar .

İçeriden birinin geldiğine dair adımlar duyuldu . İçeri giren kişinin yüzü Leucas ' a ait değildi . Dünyada gördüğü en güzel kız diyebileceği birine aitti . Korkusu , kavuşma özlemine o an , gölge düşürdü . Saatlerce , günlerce onun düşünerek , ona döneceğini hayal ederek ümitle yaşama tutunmuştu . Bu kız , öylesine biri olmalıydı . Onu seviyordu , bunu biliyordu Artemisia .

" Uyanmışsın ." dedi kız .

" Leucas , sevgilim o uyandı . " dedi o güzel kız .

O anda , Artemisia , duyduğu her şey , zihninde güzel bir rüyanın kabusa dönüşmesi gibi büyük bir korku duyarak paramparça oldu . Kalbi , duyduğunu sandığı şeyle birlikte milyonlarca toparlanamaz parçaya bölündü . Geriye kalan hiçbir sesi duymadı , duyamadı . Leucas onun ve yeni sevgilisini bulunduğu yere gelerek sessizce dikildi . Artemisia , rüya gördüğüne inanmak istedi ancak her şey o kadar gerçekti ki bu imkansızdı .



" Leucas . " dedi yıkılmış bir üzgünlükle .

Ancak ondan ses çıkmadı . Onun için dönmüştü ama o çoktan başkasıyla sevgili olmuştu . Buna inanmak istemiyordu ancak görünen ve susulan her söz için inanmak zorunda kalıyordu .



Kalkabildiği bir hızda kalktı . Hızlı bir şekilde çıkışa yöneldi . Bu kapıdan belki binlerce kez çıkmıştı ancak hiç bu kadar mutsuz olmamıştı . Bu bir ilkti . Ne yapacağını bilmeden koşmaya başladı . Koştu , koştu ve koştu . Denizin kıyısına gelince durdu . O koskoca Amiral Artemisia , korkak bir kız gibi kaçmıştı . Kendine ve kaderine lanet etti . Nerede yanlış yapmıştı , bunu bilemiyordu . Uzun süre kayalıkların üstünde durarak bekledi . Ne yapmalıydı ? Buradan atlayıp yaşamına son verse her şeyi unuturdu . Öylede yapmak istiyordu .



İçindeki ses , tükenmeye başlayan o güçlü ve kararlı ses , askerlerine umut veren o ses , şimdi suskundu . Buna kendi karar vermeliydi ama içi o kadar boştu ki , bomboştu . İki şey istemişti bu hayatta . Biri denizlerde olmaktı biri ise Leucas ile evlenerek onunla sonsuza kadar yaşamaktı . İkincisi olmamıştı , olmayacaktı gördüğü kadarıyla . Peki bu acıtan aşk , birincisi için engel miydi ? Büyük hayali için engel miydi ? Kararını verdi .



Savaşacaktı . Sonuna kadar savaşıp güçlü bir amiral olacaktı . İnsanlar onun adını dilden dile dolaştırarak efsaneleştireceklerdi . Onun aşkı artık bu olacaktı . Efsane olmak .



O günden sonra , karada Amiral Artemisia'yı gören pek insan olmadı . O kaybettiklerinin sonucu olarak kendini denizlerin aşkıyla yanan bir kadına dönüştürdü . Sayamayacağı kadar çok deniz savaşına girdi . O tarihte bilinen ilk kadın Amiral oldu . Aşkını kaybetti ama denizlerin aşkıyla kendini yeniden yaratan efsanevi bir amiral oldu , sonsuza dek .



^^^^^ SON^^^^^^

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 20, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KARYALI ARTEMISIA  #basarılıkadın Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin