1.BÖLÜM

11 1 1
                                    

Bu benim yazdığım ilk hikaye denebilir. Aklımda dolaşan tilkilerin kuyruklarını birbirine bağlayıp böyle bir işe girmiştim. Umarım bir yerlerde kendinize dair ufak bir şey bulursunuz.  İlk bölüm biraz kısa olabilir ama ileriki bölümlerde tatmin olacağınızı umuyorum. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler...

Bu bölümü tanıtım olarak düşünebilirsiniz.

*
Beni tabikide tanımıyorsunuz. Ben doğru kızın peşinden gittim. Beni büyüleyen o güzel yosun gözlü kızın peşinden. Ama bir şeyi unutmuştum. Geçmişimde  bir gölge gibi peşimden sürükleniyordu. Hiç usanmadan beni izliyordu. Ne zaman ortaya çıkacağı belli olmuyordu. Belki şu yedinci his dedikleri şeyden oluyordu. Pusuda yatmış beni bekliyordu karanlık tarafım. O beni kendi tarafına çekmesi an meselesiydi. Aşkımızı bitiren benim ellerim oldu. Halbuki onu çok sevmiştim...

*


Soğuk teni tenime değmişti , bu iz nasıl geçerdi şimdi? Yüzündeki sıcak ama bir o kadar da can acıtan tebessümle,  ellerini avuç içlerinden yavaşça çekti.  Gözlerimi onun gözleriyle denkleştirdim. Simsiyah adeta bir kuyuyu anımsatan gözleri 'Gitme.'  diyordu, ama ince dudaklarından dökülen sözcükler çok farklıydı 
"Yapamıyorum."
yumruğunu sıktım. Boğazı düğümleniyor her cümlenin ardında yutkunuyordu,  yine yaptı. Gözlerini kaçırarak etrafa bakındı.  Ve o gözlerden bir tane yaş yavaşça elmacık kemiğinin altına kadar süzüldü, elinin tersiyle silip sözüne devam etti.
"Git artık..."
kocaman bir nefes alıp 
"Artık seni sevmiyorum!"
Son kelimeleri beynimin içinde bir kaç kez yankılandı. Yumruğunu dahada sıktım. Arkasına döndü, sadece rüzgardan bir o yana bir bu yana dağılmış düz, uzun kumral saçlarını görebiliyordum.  Eminim ki yine o pembe çiçekten kokuyordu.  "Bir daha..."  durakları, omzunun üstünden bana hayal kırıklığı ile baktı. Dudaklarımı aramadım ve onun tamamlayamadığı cümlesinin devamını getirdim.  "Görüşmeyelim!" önüne doğru döndü,  yine o tebessümle
"İyi." saçlarını kalçasına çarpa çarpa karanlık caddede gözden kayboldu. Sadece bana onun arkasından baka kalmak düşüyordu. Yavaşça yumruğumu gevşettim. Parmaklarımın arasından gümüş,  üzerinde küçük bir meleğin olduğu kolye yavaşça yere düştü.
"Gitme..." gözlerimden akan -önemi kalmamış- göz yaşlarım süzüle dursun bense; ayaklarımı yere sürte sürte yürümeye başladım. Ne demek artık onsuz bir hayat! Seviyordum, biliyordu ve gidiyordu...

SON AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin