1.Bölüm--Sövülen Mesajlar

134 11 14
                                    

Multimedia;Buse

Arkadaşlar bu benim ilk kitabım.Şiir kitabım da var ama öykü yazmak daha zahmetli olduğu için ilk başlarda kendimden pek emin olamadım.Kitabımı okursanız çok sevinirim.Kitapta kendi ismimi kullandım.Çünkü övünmek gibi olmasın ama ismimi seviyorum dalsjlsj Beni eleştirip iyi ve kötü yönlerimi bana bildirseniz de sevinirim.Adı geçmişken şiir kitabıma da bakarsanız sevinirim ksjapsnşs:D Her türlü sevinirim yani :Ddd Adı Kalbimin Dökülen Tarafı.Bu bölüm biraz ekşınsız geçmiş olabilir ama söz veriyorum sonraki bölümleri çok beğeneceksiniz.Okumaya devam edin :D Neyse size iyi okumalar.Bu kitabı okuyan okumayan bir bölüm okuyup bırakan veya hayrına okuyan kişilere şimdiden teşekkür ederim umarım beğenirsiniz :Dd

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Allah'ım kafayı yicem ya.Valla bir gün cinayet işlicem.Neden şu maldan hala kurtulamıyorum ki.Tam 'Tamam artık daha yazmicam' derken ekranda bir mesaj iletisi daha görmemle cinlerim kafamda tepinmeye başladı yine.Tabi bende sabır olmadığı için Ayfonumun (Bilerek böyle yazfım çünkü hem kolay hemde hoşuma gidiyo :Dd) kilidini açıp cevap yazmaya başladım.Tabi ilk önce mesajı okumam gerekicekti.Yoksa okumadan cevap veremem dimi yani.

"Buse bi dinle lütfen.Bak bi buluşalım,bi sakinleş kendine gel.Oturup konuşalım he?"

Hiç cevap vermeden durur muyum?!Beni gidi salak beni.

"Ya mal mısın acaba?Ben senden ayrıldım diyorum, artık istemiyorum diyorum,defol git diyorum hala anlamıyosun ya"

Çok geçmeden bir mesaj daha geldi.

"Bak bana düzgün konuş almiyim ayağımın altına.Terbiyeli ol."

What!!Ben terbiyeyi beni sırf yatağa atmak için sevmiş gibi yapan adamdan (!) mı alıcam allasen.

"Siktir git"

Ona bu kadar terbiye yeter de artar bile.Hala ne terbiyesinden bahsediyosa döl israfı.Ve evet en sevdiğim küfürlerden biridir bu :D

"Ulan ben sana terbiyeli ol diyorum sen bana siktiri çekiyosun.Belanı mı arıyon kızım.Delirtme beni"

Bu nasıl bi kafadır ya.Hem konuşalım diyo,seni seviyorum diyo hemde bana dövücekmiş gibi bağırıyo.Ama yer miyim ben bu numaraları.Tabiki yemem.Yemekten bahsedince karnımın ne kadar aç olduğunu farkettim.Şimdi bi kocaman pasta olsa ne yerdim be!Ama tabiki konumuz bu değil.Konu benim bu Mert denen,isminin hakkını veremeyen pezevenkten 3 aydır kurtulamamam.Artık onunla hiç konuşucak havamda olmadığım ve bıktığım için son bir mesaj yazdım.

"Off seninle uğraşamam ya.Ne yüzsüz adamsın.Pardon adam dedim.Neyse kop git bas git.Git yani okey?"

Son mesajı da yazdığım gibi telefonu kapattım.Çünkü arardı.Çünkü yüzsüzdü.Çünkü pezevenkti.Tekrar söylüyorum;o bir nam-ı değer döl israfı.

Karnımın içindeki belediye çukurunu hatırladığım gibi mutfağa yöneldim.Amman Tanrım didim sonra.Karşımdaki dağınık saçlı,çirkin suratı,çiçekli polar pijaması ve pofidik ev botlu kızı görünce küçük çaplı bir heart attack geçirdim.Tamam kendimin çok güzel olmadığını hatta çirkinlikten bigün kendimi biyerden aşağı atmaya heveslendiğimi biliyorum ama insan kendi bile olsa bu mahlukatı karşısında görse korkardı yani.Tam tamına 5 dakikadır aynaya baktığımı farkettim ve nasıl olsa bi ölmüşle birde çirkine çare olmadığı için kendi kendime omuz silkip mutfağa girdim.Tost yemekten bir ara tost kadına dönüceğim için korkuyorum ya resmen.Onun için buzdolabı kankime bi uğriyim dedim.Uğramaz olaydım.Dolapta benim yapmış olduğum yarısı yenmiş bir haftalık ağlayan pasta,annemin yaptığı dünden kalan tavuk çorbasını görünce kapağı açtığım gibi geri kapattım.Anlaşılan yine tosta kalmıştım.Ama bi farklılık yapıp sandviç de yapabilirdim.Zayıf bir kızdım ve bu gidişle ergenlikten sonra ekmek yemekten bin kilo olurdum heralde.Kilo takıntım olmadığı için hiç takmadım tabi.Dolaptan kaşar peyniri salamı ketçabı alıp kendime en yakın dostlarımdan biri olan tost yaptım.Televizyonun karşısında tostumu yerken bir yandan da kanalları karıştırıyordum.Çünkü benim için varsa yoksa müzik...

BENİ SEN İNANDIR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin