3

93 13 7
                                    

Harry'nin arabasında geçen yolculuk Louis'nin evini tarif ederken konuşması dışında tamamıyla sessizdi. Harry'nin gözleri sürekli yoldaydı, bakışları yorgundu. İki saat önce yanağındaki parmakları direksiyonu sarmıştı. Pencereye döndü. Evinin sokağına girdiklerinde -Louis yurtları hiç sevmezdi bu yüzden hoş bir dairesi vardı- Louis tekrar Harry'e baktı.


"Şurası."


Tam kapının önünde durduklarında Harry'de Louis'ye döndü. Louis, Harry'nin nefeslerini belli belirsiz hissederken ona daha fazla böyle bakmaması gerektiğine karar verdi ve kapısını açtı.


Harry kalbinin daha önce bu kadar acıdığını düşünmüyordu. Kimseden bu denli hoşlandığınıda. Ama büyüyü bozmuştu. Gözlerinin yaşarmaya başladığını anladığında gözlerini hemen kırpıştırdı ve anahtarı döndürdü.


Kafasını cama döndürdüğünde Louis'nin onun kapısına doğru geldiğini gördü, bir şeyini unutmuş olmalıydı.


O anda kafası hızla açıldı ve yüzü sıcak eller tarafından çekildi. Louis, dudaklarını Harry'nin sol yanağında baskı yaparken -ikisininde kalbi neredeyse durarken- Louis zamanında söyleyemediği için büyük pişmanlık duyduğu cümleyi söyledi.


"Biz iyi anlaşıyoruz Harry."


Harry'den hemen bir kıkırdama kazanırken kendine engel olamadı ve kıvırcıklarına burnunu bastırdı.

Geri çekildiğinde ise yüzleri çok yakındı. Ardından, "Sonra görüşürüz Harry." dedi ve arabanın kapısını yavaşça geri kapattı.

Harry nefes almayı unuttuğunu düşünüyordu.

*

Louis tam da aradığı kişiyi ona doğru gelirken bulduğunda adımlarını hızlandırdı,

"Hey Lima!" el sıkıştıktan hemen sonra kolunu omzuna attı, "Bayan Perkins'in İngiliz Edebiyatı için hazır mısın bakayım?"


Arkadaşı şakayla karışık kolunu omzundan atarken kıkırdadı. Liam ile beraber Sosyal Bilimler okuyorlardı, farklı bölümlerden olmalarına rağmen bir çok dersleri ortakdı.


Dersliğin kapısına vardıklarında içeri girdiler ve yan yana olan sıralarına oturdular, diğerleri ile selamlaştıktan sonra Bayan Perkins içeride belirdi ve dersi başlattı.


*

"Ne gündü ama! Lanet derecede yorgunum," dedi Louis aynı zamanda esnerken. Liam ona doğru dönüp konuşmaya başladı, "Ama hala bana verdiğin söz geçerli." Louis arkadaşına karşılık olrak hızlı hızlı kafasını salladı. Gün bitince Liam ile onun evine geleceğini söz vermişti, o bir öğrenci evinde kalıyordu; küçük ama sevimli bir daireydi. Liam'a belki de yüzlerce kez onun kendi evinde kalmasını teklif ettiyse de -Louis'nin en az üç kişilik bir evi vardı- arkadaşı her defasında reddetiyordu. ailesi sağ olsun düzenli olarak banka hesabına fazlasıyla yatırımda bulunuyorlardı. Louis'ye hiç bir zaman nedenini söylememiş olsa da Louis onun, ona yük olmak istemediğini düşündüğünü biliyordu. Oysaki böyle bir şey söz konusu bile olamazdı aralarında.

Sağ dönüp ana koridora çıktıklarında yüzme ekiplerinden bir kaç arkadaşlarıyla karşılaştıkları için durdular ve selamlaştılar. Selamlaşma faslı sona erdiğinde çıkış kapısını takip eden koridoru yürümeye devam ettiler. Louis telefonunu mavi jean'inin cebinden çıkartırken Liam etrafa göz gezdirmekle oyalanıyordu. Louis telefonunun sessiz modunu kapatırken üflediği nefesi burnunun hizasında olan pelçemine çarptı. Boş eliyle saçını düzeltirken yanındaki Liam kolunu dürtüklediğinde ona döndü.

light me up | lsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin