Ertesi sabah çiçek tohumları için iki küçük saksı ve toprak getirdi Şebnem. Onlarla fazla ilgiliydi ve bu benim canımı sıkıyordu. Her sabah ilk iş onlara su veriyordu. 'Bay tohum!' üç haftadır ortalarda görünmüyordu ve ben o günden sonra rüya görmemiştim. Kapının önünde duran saksılar ve rafta yeri boş kalan kitap dışında her şey eskisi gibiydi, özlediğim gibi.
İstediğim bu olmasına rağmen mutlu olmam gerekiyordu ama değildim. Neden o rüyaları görmüştüm? Bana ne anlatmaya çalışıyordu? Beni nasıl bulmuştu? Bütün bu düşünceler aklımdan çıkmıyordu ve beni tedirgin ediyordu. Nasıl yaşarsanız yaşayın hayatınızdan ne kadar memnun olursanız olun. Odak noktanız değiştiğinde yaptığınız diğer onca şey birdenbire anlamını yitirir. Kurtulmak istediğiniz rüyalarınız, tekrar görmek istemediğiniz rüyalarınızın başkahramanı. Bütün bu olup bitenlerin neden sizin başınıza geldiği... Bilmek istediğiniz tek şey bu olur.
Ailemle sorun yaşadığım için ya da doğup büyüdüğüm şehirden kaçmak istediğim için gelmemiştim buraya. Bir dükkana ihtiyacım vardı ve satılmasına asla müsaade edilmeyen, kiraya verilse pek bir kazanç sağlamayacak olan dededen kalma bir mülkün para ödemeden kullanım hakkına sahip olma fikri cazip gelmişti. Güzel bir konuma sahip eski küçük bir dükkandı. Belki de yalnız kalmak istediğim içindi. Üzerinde fazla düşünmeden karar vermiştim. Düşünseydim de aynı kararı verirdim. Bilmiyorum. Şebnem, tutsak ve ben sırf bu sebeple bir araya gelmiş, beni buraya getiren diğer sebebin "seçilmiş" bireyleri olarak yaşamımızı sürdürmeye başlamıştık.
Kitaplıktaki boşluğa aynı kitabı alıp koymaya karar vermiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENCAM
Mystery / ThrillerTanımadığım bir sokakta bir adam koşuyor. *** Rüyada olduğumun farkındaydım, uyanabilmek için bir çıkış yolu aradıkça daha hızlı koşuyordu adam. Uyanmak istemiyordum aslında, sonunun ne olduğunu bilmek, her gece tekrar eden bu çıkmazdan kurtulmak is...