6. BÖLÜM

96 19 12
                                    


Medya: BETÜL

Iyi okumalar

Telefona baktığımda yarın fakültede rendavum (doğrumu yazdım) vardı. Ve tellerim değişecekti ve doktor hayvan gibi dişlerimi sıkçaktı. Hiiç gitmek istemiyorum ama gitmek zorundayım. Piazzada biraz daha durdukttan sonra eve gelmiştik. Ben hemen kendimi banyuya attım bir saatlik duştan sonra iç çamaşırlarımı giyip altıma. Çikolata desenli pijamamı giydim üstümede nutellalı tşört. Sonra dişlerimi fırçaldım ve fakülte için malzemeleri çantama koydum. Saçlarımı kurutma makinasıyla kuruttum. Sonra gelişi güzel topuz yaptım. Içeri girdiğimde herkez uyuyordu. Bende mutfağa gidip pizza ve kola içtim. Odama gidip yattım.

********

Telefonumun çalmasıyla sıcak yatağımdan kalktım sonra üstüme kıssa kollu tişört altıma short giydim , camımı yarım açttım. Hava bugün güzelldi fakülteden sonra paten sürecekttim. Yatağımı toplamadan banyuya gidip elimi yüzümü yıkadım. Bizimkiller hala uyuyolardı rahıtsız etmeden pattenlerimi, telefonumu , fakülte için gereken malzemeler vb. Arabama binip On Dokuz Mayıs Ünüversitesine sürdüm. Hastanenin yollunu biliyordum. Baruthanenin ordaki Batı parkın orasındaydım. (Baruthanenin orasındaydı herhalde Batıpark). Yarım saatlik bir süreden sonra hastaneye geldim arabamı park edip Ortodonti killiğine gittim. Sıraya girip kartımı okutturdum. Sandalyede ottururken birtane çocuk yüzünde maske vardı ama öyle maske değil çenesi için (o çocuk ben oluyorum sjsjs yazarınız tel takmadan önce maske kullanmıştı çenem önde olduğu için ve bir yıl onun çillesini çekmiştim). Sıra bana nihayett geldiğinde içeri geçtim. Ve doktorla karşılaştığım an ölmek istedim.

Tabiki de burda bitmicek

Ece'den Devam

Evet şunanda kapalı televizyonu izliyorum evde yalnız benim Sevilay hastaneye gitti. Betül gezmeye gitti kendimi uçsuz bucaksız çöllerde hissediyom. Artık can sıkıntısından patlamak üzereyken kapı çaldı. Bende uçar adımlarla kapıya koştum. Kapıyı açtığımda Kerem'in elinde paten çantası vardı ben ona "ne bakıyon gadaşım" bakışı attım. Oda anlamış olsa gerek bir of çekti.

-Paten sürmeye gittçem sende gelsene işin yoksa

Dedi. Valla bu anı kaçıramam ona olumlu anlamda kafamı salladım ve beklemesini isteyip patenlerimi aldım. Üstüm gayet iyiydi o yüzden üstümü değiştirmedim. Aşağıya indiğimizde ilk konuşmayı ben yaptım.

-Nasılsın?

Bana kısa bir bakış attıp.

-İyiyim.

Dedi kısa ve öz olarak. Sonra önüne dönüp yürümeye devam etti. Bir arabanın yanına geldiğimizde.

-Sen bin ben telefonumu almamışım gelirim birazdan.

Dedi ve ben cevap vermeden apartmana doğru yol aldı. Arabaya binip onu beklemeye başladım canım sıkıldığı için arabayı kurcalamaya başladım. Vitesin hemen arkasında bir parfüm şisesi vardı bende merakıma parfümü alıp bileğime sıktım ve kokladım fazlasıyla güzel kokuyordu parfümü yerine koyup kaportayı karıştırdım. Bir kaç resim vardı ilk resmi elime aldım resimde bebek vardı çok şirindi , gülüyordu. Güldüğünde bir kaç dişi çıkmış bir kaç dişi ise büyümemişti çok tatlıydı. Kerem'e benziyordu. Diğer resime bakıcam sırada kapı gürültülü şekilde açıldı bende bu ani sonuç yüzünden hemen resimleri fırlattım. Kerem bana öyle bir bakıyorki ellinde olsa bakışlarıyla öldürecekti. Bileğimi serttçe tutup. Bağırmaya başladı

-Sen ne hakla arabamı karıştırıyorsun sadece oturup bekle dedim.

Ben şimdi ne yaptımki niye bağrıyor bana.

-Ben birşey yapmadımki yaptıysam özür dilerim.

Dedim kırgın bir sesle. Sadece resimlere baktım. Aynı ses tonunu kullanıp.

-Birdaha asla birşeylerimi kurcalama.

Dedi. Bileğimdeki elli hızla çektım ve bağırarak

-Tamam niye bağırdını anlamıyorum adam gibi deseydin birşey yapmazdım ve bağırmana hakkın yok istemiyorsan giderim.

Dedim ve tam arabadan incekken omuzlarımdan tutup sert bir şekilde koltuğa otturttu.

-Hiç biryere gitmiyorsun

Allassen okadar şey dedim sadece buna mı takıldı?

-Iste-

Demeden

-Otur dedim sana.

Dedi. Bağırarak. Bende korkudan hemen koltuğa sığındım. Oda arabayı çalıştırıp hızlı bir şekilde sürmeye başladı. Çok hızlı sürüyor bu yüzden kemerimi takttım ona baktığımda sinirden bembeyaz olmuştu elli niye bukadar sinirlenmiştiki.

-Özür dilerim arabanı kurcalladığım için. Sinirleneceğini bilemezdim.

Dedim ama bir mimik bile haraket ettmedi. Daha hızlı sürmeye başladığında korktum.

-Yavaşlasana biraz.

Dedim endişeliydim. Bana kısa bakış attıp. Soğukkanlı bir sesle

-Köprüdeyiz

Demekki beni dinliyormuş. Ama yinede hızlı sürüyordu.

-Ne olursa olsun çok hızlı sürüyorsun.

Dedim. Omuz silkip

-Merak etme kaza yaparsak seni korurum.

Dedi. Aslında endişellendiğim kişi oydu kemerinide takmamıştı.

-Ben kendim için endişellenmiyorum. Ben şey için endişeleniyorum.

Dedim ama yarıda bıraktım. Diyemezdim senin için endişelleniyorum.

-Neye endişelleniyorsun?

Dedi sırıtarak. Bende cümlenin devamını gettirdim

-Araba için. Çünkü arabana çok değer veriyorsun ve şu siktiğimin kemerini tak

Sona doğru sesim yükselmişti. Ona baktığımda piççe sırıtıp daha hızlı sürdü. Aaa yeter daha kemerimi çözüp ona yaklaştım ve kemerini takmaya çalıştım tam takıcam zaman daha da hızlandı ve ben dengemi sağlayamadığım için göğsüne düştüm. Bilerek yaptığını biliyordum. Hemen kendimi geri çektim kokusu burnuma gelmişti. Arabada bulduğum pardümdü bu çok güzel kokuyordu ve sigara kokusuda vardı ve ikisinin birleşmesiyle harika koku ortaya çıkmıştı. Ilk defa sigara kokusunu sevmişttim. Hayvanat bahçesinin oraya gelmiştik ve patenler ve bisikletçiller için yapılan yolla gelmiştik. Sahilin yanındaydı sürcemiz yer. Çok sevinmiştim çünkü denizin kokusunu seviyordum. Sahildeki banka otturdum ve ayakkabılarımı çıkartıp patenlerimi giydim. Aynı şekkilde Kerem'de patenlerini giydi.

EVET YB GELDİ VE UZUN YAZMAYA ÇALIŞTIM VOTELERİNİZİ BEKLİYORUM.YAZIM YANLIŞI VARSA ÖZÜR DİLERİM.

METEOR KARDEŞLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin