Tarih,Emperyalizm ve Atatürk

409 9 0
                                    

Atatürkün Türk tarihiyle ilgili düşüncelerinin,ileri sürdüğü tezlerin,yaptırdığı çalışmaların temel amacı ulusal kültürü besleyip,güclendirmektedir.İleri sürdüğü ve araştırılmasını istediği tarih tezleri,geçmişte pek çokları tarafından "fantastik,ütopik,gercek dışı"olarak değerlendirildi,bu tezleri ileri süren Atatürk ırkçılıkla bile suçlandı.Fakat zaman içinde yapılan arkeolojik kazılar sinunda ortaya çıkan yeni belge ve bulgular Atatürkün haklı olabileceğini gösterdi, ve bilim adamlarını yıllar sonra yeniden örneğin,"Sümerler ve Hititler Türk müdür? " sorularına yanıt aramaya yöneltti.

Atatürkün ileri sürdüğü Türk Tarih Tezi,dünyada geçerli olan klasik Batı merkezli tarih tezini altüst eden aykırı bir çıglık gibiydi.Fakat bu aykırı çığlık Avrupa bilim dünyasında hiçbir karşılık bulmadığı gibi,çok fazkla ciddiye de alınmadı.Batılı bilim adamlarının bu konudaki vurdumduymazlığının iki temel nedeni vardı :Birincisi,genel kabulleri sorgulamanın zorluğu :ikincisi ve çok daha önemlisi ise Türk Tarih Tezinin kanıtlanmasının Batı'nın asırlık iddialarını çürütecek olmasıydı.Cünkü Batı'da geçerli olan mevcut teze göre Hititler,Sümerler ve Etrüskler gibi ilk çağ uygarlıkları Hint-Avrupa kökenliydi,dolayısıyla tüm bu eski ileri uygarlıkların bir şekilde Avrupayla bağlantısı vardı.Ama Atatürkün geliştirdiği Türk Tarih Tezi bu eski ileri uygarlıkların "Asyenik"olabileceklerini iddia ediyordu.Bu ihtimal bile Avrupanın tarihle temellendirilen "Emperyalist çıkarlarına"aykırıydı.

Avrupa öteden beri siyasi hedeflerine ulaşmak için "tarihsel gerekçeler" ileri sürmüş,doğu toplumlarını rahat sömürebilmek için,"tarihi",siyasi bir araç olarak kullanmıştı.Örneğin 20.yüzyılın başlarında Anadolu coğrafyasını ele geçirmek isteyen emperyalist Avrupa,Anadolu'nun eski halklarının (başta Hititler)
Hint-Avrupa kökenli olduğu tezini hatırlatarak,Türklerin Anadolu'ya sonradan geldiklerini ima edip,emperyalist saldırılarına gerekçe ve haklılık kazandırmaya çalışmıştı.Yine aynı Avrupa,sözde tarih biliminden yararlanarak Türklerin barbar,ikinci sınıf,sarı ırka mensup olduğunu ileri sürmüş ve Türklerin başka ulusları yönetme yeteneğinden yoksun olduğunu gerekçe göstererek Anadolu'nun işgalinin,Türklerin egemenliği altındaki ulusları(Ermeniler ve Rumlar)özgürlüklerine kavuşturma amacı taşıdığı izlenimi yaratmaya çalışmıştı.Dolayısıyla örneğin Hint-Avrupalı diye bilinen Hititlerin Türk olabilme ihtimalinin kanıtlanması her seyi alt üst edebilir,tarihsel nedenlerle Anadolu'ya sahip çıkmaya çalışan Avrupa'nın Anadoluyla kurduğu"yapay bağ"kopabilir,en önemlisi Hititlerin ve Sümerlerin Türklüğünün kanıtlanması Avrupa'nın Türkler hakkındaki "barbar,ikinci sınıf,sarı ırka mensup" şeklindeki asırlık iddialarını tuzla buz edebilirdi.Hiç süphesiz,20.yüzyılın başlarında hammadde arayışında yanıp tutuşan Avrupa'nın,emperyalist saldırılarına dünya kamuoyunda haklılık kazandırdığını düşündüğü"çarpık tarih tezlerinin" sorgulanmasına tahammül etmesi beklenemezdi.

Atatürk,kimsenin sorgulamaya cesaret edemediği Batı'nın çarpık tarihi iddialarının karşısına bu iddiaları alt üst edecek,"ulusal tarih bilinciyle"ortaya çıktı.Atatürk,sözde tarihi gerçeklere dayanarak Anadolu'nun,Ermenilerin ve Rumların anayurdu olduğunu iddia eden ve böylece Türkleri Anadoluda işgalci durumuna düşürmek isteyen Avrupaya,her fırsatta Anadolu'nun öteden beri Türk yurdu olduğunu haykırdı.Lozan Barış Antlaşmasının imzalandığı günlerde Adana'da halka şöyle sesleniyordu :

"...Haksızlık ve küstahlığın bundan fazlası olamaz.Ermenilerin bu feyizli ülkede hiçbir hakkı yoktur.Memleketiniz sizlerindir,Türklerindir.Bu memleket tarihte Türk'tü,halde Türktür ve sonsuza dek Türk olarak yaşayacaktir.".

Atatürk Ve Kayıp Kıta MuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin