Mu halkı çok rahat bir yaşam sürüyordu.Halkın neredeyse hiçbir ekonomik sıkıntısı yoktu.Tanrı adeta tüm güzellikleri Mu halkının hizmetine sunmuş gibiydi:"Verimli topraklar,yenmeyi bekleyen muzlar,mangolar,hindistan cevizleri ve ekmek ağaçları sayesinde Muluların günlük ihtiyaçlarını karşılamak için çok fazla çalışmaları gerekmiyordu.Maddiyatın hiçbir anlam ifade etmediği Mu ülkesinde insanlar manevi değerlere büyük önem verirdi.Ruhsal olarak gelişmiş olduklarından,sabır,barış,sevgi ve dostluk en büyük zenginlikleriydi.Toplumsal dayanışma en üst düzeydeydi.İnsanlar tüm mal varlıklarını paylaşırlardı.Mu'nun ilk dönemlerinde alışverişlerde para ya da benzeri bir değer kullanılmazdı.
Meslek sahibi olmak toplumsal bir sorumluluktu.Bu nedenle her birey mutlaka herhangi bir gündelik işle uğraşmak zorundaydı.İnsanlar uğraşmaktan zevk aldıkları işi meslek olarak seçer ve seçtikleri mesleği hakkını vererek yaparlardı.Amaç para kazanmak değil,toplumun ihtiyaçlarının karşılanmaktaydı.Tarım işinden zevk alanlar zamanlarını çiftçilikle geçirmişlerdi;arta kalan mahsullerse depolarda saklanmış veya daha farklı ürünlerle takas yapılmak üzere uzak yerlere götürülmüştü.İsteyenler maden işleriyle de uğraşabiliyordu.Sanat ve bilim daha yüksek bir mertebede yer alıyordu.Çünkü yetenekli kişiler diğer günlük işlerle ilgilenmeden sadece kendi işleriyle ilgilenebilme özgürlüğüne sahiplerdi.Mu halkı gelişimlerini tamamlamış ve aydınlanmış bireylerden oluşuyordu.Halk normalin üstünde bir zekaya sahipti.Üstün zekalarını,hayatın anlamını kavramak,yaşam koşullarını daha da iyileştirmek ve çok geniş alanlara yayılmış olan kolonilerini yönetmek için kullanırlardı.Mu halkı sadece tek bir dil konuşurdu.Eğitim herkes için zorunluydu.Mu halkının büyük bir bölümü yer altındaki evlerinde yaşardı.Yeraltında oldukça emniyetli bir şekilde inşa edilen bu evler pek de dost olmayan vahşi hayvanlardan korunmalarını sağlamıştır.Yeraltında bulunan bu evler sayesinde,günün büyük bir bölümünü bu evlerde geçirmelerine neden olan güneş ışığından da korunabilmişlerdir.Güneşin bu yakıcı sıcağı yüzünden sadece sabahın erken saatleri ve öğleden sonraları,tarlalarında ve bahçelerinde çalışabilecekleri uygun zaman dilimleriydi.Mu'da sonraları toplumsal eşitlik yavaş yavaş ortadan kalktı.Zengin sınıflar ortaya çıktı.Bu zengin sınıflar çok sayıda hizmetkârla birlikte etkileyici saraylarda yaşamaya başladılar.Mücevjherler ve degerli taşlar zenginliğin sembolü haline geldi.Zamanla manevi değerler de etkisini yitirdi ve maddiyat önem kazandı.
Mu halkının şaşırtıcı iletişim yöntemleri vardı.Mulular birbirleriyle nehir ve deniz yoluyla iletişim kurabiliyorlardı.Mu'da denizcilik oldukça gelişmişti.Büyük gemileri vardı.Mu'nun tapınak ve bilim merkezi olarak bilinen yedi kutsal şehrinin çoğu büyük nehirlerin ağzında yer alıyordu.Gemilerin ve orada yaşayanların denizcilik yetenekleri sayesinde Mu,dünya çapında bir bilgi,ticaret ve alışveriş merkezi haline gelmişti.Mu halkı içinde,gemileriyle dünyanın değişik yerlerine gidip gelen büyük denizciler vardı.Akşamları hava serinlediği zaman,gemiler keyifli saatlere sahne olur,yardımcı uzun küreklerin ahenkli sesleri,göz kamaştırıcı giysi ve mücevherleriyle geceye katılan yolcuların kahkaha ve şarkılarına karışırdı.Mu'da taş yontuculuğu ve mimarlık da çok gelişmişti.Taş mabet ve saray inşasında çok ileri gitmişlerdi.Dev taş bloklardan yaptıkları görkemli anıtlar Paskalya Adaları'nda bugün bile varlığını korumaktadır.
Mu,bir imparatorluktu.Mu halkı çok önceleri bir kral seçmiş ve adına "Ra-Mu" demisti.İmparatorluğun adı ise "Güneş İmparatorluğuydu.".64.000 kişi birbirinden farklı 10 kabile şeklinde örgütlenmişti.Mu halkı daha çok beyaz ırktandı.Bunlar,duru beyaz veya buğday tenleri,yumuşak bakışları,koyu renkl iri gözleri ve düz,siyah saclarıyla son derece giüzel insanlardı.Bunun dışında sarı,kahve ve siyah derili başka ırklara mensup insanlar da vardı.Ancak onlar yönetim kadrolarında yer almazlardı.Mu,yedi büyük bölgeye ayrılmıştı.Bu yedi bölgede yedi büyük şehir vardı.Din,bilim ve sanat merkezleri bu yedi merkezde toplanmıştı.Ayrıca,üç kara parçasına dağılmış olan çok sayıda büyük şehir,kasaba ve köyler de vardı.Binlerce yıl önce Mu dünyanın merkezi gibiydi.Tanrı,adeta sevgi,barış ve uygarlığı buradan dünyaya dağıtırdı.Mu ülkesi dünya medeniyetinin,eğitimin,ticaret ve alışverişin baş merkeziydi ; dünyanın başka yerlerine dağılmış ülkeler onun kolonileri veya ona bağlı koloni imparatorluklarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Atatürk Ve Kayıp Kıta Mu
Ficción históricaBu hikaye kitaptan alıntıdır,düzenlenmiştir ve okunmasıda tavsiye edilir.İyi Okumalar.