Bölüm 15✴

93.1K 3.5K 447
                                    

Piraye'nin Nazım'a tükeniş,Kafka'nın Milena'ya umudu kadar...

         İ Y İ    O K U M A L A R

Romanlara konu olabilecek bir aşk değildi belki benim ki. İnsan doğru dürüst tanımadığı birisine kapılabilir mi? Peki,kapılır. Ama gerçekten aşık olmaz. Ona ömrünü adıyabilecek kadar ileri gidemez. Şuan biliyordum ki ileriyi düşünebilecek kadar onu sevmiyorum. Fakat,bana her bakışında rüzgarının tatlı esintisine de kaybola biliyorum.  Kokusunu seviyorum üstelik,onunla el ele olmasak da varlığı sevindirebiliyor beni.

Konuşmadan da anlaşabilecekmişiz gibi mesela. Onu tanıdığım hergün bir adım ileriye gidiyordum. Bu sevgi yavaş yavaş filizlenip ciddi bir boyuta gidiyordu. Bunu biliyorum. Bilmemek imkânsız olurdu zaten.

Elimi tutmuştu,kalbimin o anki ritmini belki anlatamam yada gerçekten anlatamam. Kemerimi bağladığında o mayhoş rüzgarını anlatabilecek bir kelime harcım yoktu sanırım.

Banyoda çok durduğuma kanaat getirip yüzümü temiz beyaz havlu ile silip mutfağa yürüdüm. Ekmeğin üstüne çikolata sürüp onunla beraber tekrar odama çıktım.

Hergün yeni birşey oluyordu,bundan şikayetçi değildim. Sanki onunla her yakınlaştığımda farkında olmadan sınırlarını geçip yeni şeyler öğreniyordum. Bu güzel di benim için,onu tanımak kimsenin bilmediği birinin derinlerine inmek...

Ekmeğimi hızla bitirip okul kıyafetlerimi giydim. Neden siyah pantolon,beyaz tşört ki? Saçımı arada yaptığım gibi açık bırakıp taradım. Nadir aklıma gelen masanın üstündeki parfümü alıp boynuma bir fis sıktım.Nadiren aklıma geliyordu bu parfümler.

Siyah sırt çantamı alıp evden çıktım. Bugün 6 saat dersim vardı,fazla yorulmayacak hemen eve gelip uyuyacaktım. Yada birkaç test çözmeliyim.

Özge Arıyor...

"Efendim" dedim. Özge'nin tiz sesi hattın diğer ucundan duyuldu. "Neredesin?"

"Yoldayım geliyorum,ne oldu?" birkaç hışırtıdan sonra sesi duyuldu. "Gördüm onu,hemde okulda." kaşlarımı çattım bu sefer "kimden bah-ha şu çocuk? Kantinde mi gördün?"

"Evet evet,hani Gizem varya,Poyraz'ın ki" "Ee ne olmuş?" "Onun yanındaydı, kesin arkadaşlar. Gizem'den bilgi alacağız." Yine bir maceramsı birşey yani. O görmesede kafamı salladım. "Gelince konuşuruz."

Telefonumu kapatıp cebime koydum,Özge'nin heyecanı,umudu onları o kadar iyi biliyordum ki? Şuan kalbinin büyük bir oranla yerle bir olduğunu, elinin ayağının dolaştığını. Birkaç gündür görmüyordu zaten o çocuğu şimdi biranda karşısında gördüğünde inanılmaz şaşırmıştır.

Dudaklarımı ıslatıp adımlarımı hızlandırdım. Okulun sokağına girince koşmaya başladım biraz. Açık saçlarım dudaklarıma gelmiş rahatsız bile etmişti. Çantamı tek koluma alıp okulun içine girdim.

Saçlarımı elimle toparlamaya çalıştım, sürekli gözümün önüne geldiği için topluyordum. İleriye bakınca üst katın penceresinde Buğra hocayı gördüm. Eli muhtemelen pantolonun cebindeydi,bana bakıyordu.

Bir saniyeden fazla bakıp gözlerimi ondan çektim. Bu durumu daha hiç kimseye söylememiştim. İçime yerleşen bir sır gibiydi sanki. Yasak bir sır, kimsenin bilmediği sadece ikimizin arasında muhafaza edilen ne olduğu bilinmeyen bir ilişki. Korkularım da artıyordu bunlarla beraber.

Okulun içine girince merdivenlerden çıktım. Kafam doluydu düşüncelerim çoktu. Ne yapılması gerektiğini bilinmeyen bir sürü şeyler. Kafamı kaldırdığımda onun gözleri ile karşılaştım. Bana bakan bir çift göz. Gelişi güzel yutkundum kocaman. Üzerimdeki etkisi hafif sayılmayacak cinsten birşey.

Aşk-ı Yasak  |Öğretmenime Aşığım|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin