18.yaş günümün sabahıydı. Saate bakmadan mutfağa indim baktım kimse yok evin her tarafına baktım seslendim kimse yok. Sadece köpeğim Ashil var. Ashil'e yemini yedirip, suyunuda içirdikten sonra kapı çaldı. Kapıyı açtığımda kardeşim dediğim Mert geldi. Selamlaştıktan sonra içeri geçtik. 3 saat boyunca film izledik , league of legends oynadık , abur cubur yedik. Birden kapı çaldı ve kapıyı açtığımda karşımda Beyza ve Melike vardı. Ellerindede bi pasta , vişne suyu ve 70'lik bir İstanblue vardı."Biliyorlar tabi alkolü sevdiğimi işte bu kızları bu yüzden seviyorum." Dört'ümüz masayı donatmaya başladık. Pastayıda çikolatalı almışlar. Benim neler sevdiğimi çok iyi biliyorlar. Vodkaları doldurduk içmeye başladık. Kafalarda iyiden iyiye gitmeye başlamıstı; tabiki ben hariç... Hayatımda hiç sarhoş olmadım. Ben gene kafam düzgünken" Gençler, pastayı ne zaman kesicez ya çok canım çekti." dedim. Mert'de mutfaktan bi tane bıçak alıp geldi. Tam pastayı kesecektim ki" Dur dur dur... İlk önce mumları koyup bir dilek tut" dedi Melike... Pastanedekiler mum vermeyi unutmuşlar, bende "evde bi kaç tane mum vardı." diyip yukarı çıkmaya başladım. Geçen yaz bi antikacıya girmiştim kendime bi pippo almıştım. Sigara veya tütün içmiyorum , ama izlediğim dedektif filmlerinden özenerek kendime bir tane almak istiyordum. Pippo'yu alıp çıkacaktım ki sağ tarafımda dikkatimi çeken bir mum gördüm. Mum tıpkı bir dedektif büyütecine benziyordu. Antikacıya sorduğumda " Bu mum M.S 1126 yılında bir şaman tarafından yapılmıştır. Bu mumu kim 18.yaş gününde en içten şekilde dileğini dileyip mumu üfledikten tam 1 gün sonra dileği gerçekleşir." demişti. Tabi bu mum benim ilgimi çekti, ve fiyatını sordum. Ama adam bana bi fiyat söylemeden"Al senin olsun benden sana bir hediye olarak kabul et. Ama çok akıllıca kullanman lazım ; çünkü tuttuğun dileğin geri dönüşü olamaz." demişti. Bende Pippoyla mumu aldım eve gittim. Mumu aldım ve aşağıya indim. Melike mumu olimpiyat meşalesi gibi pastanın üzerine dikti. Mert'de cebindeki çakmağı çıkartıp mumu yaktı. Dileğimi dilerken çok dikkatli olamam lazımdı. Çünkü antikacı amca bana "Ama çok akıllıca kullanman lazım; çünkü tuttuğun dileğin geri dönüşü olmaz" demişti. Ne dilesem diye düşünüyordum ; bir spor araba, 3milyon tl, ünlü bir oyuncu olmak... Neden böyle şeyler dilemedimki... Dileğim: Dünyada bir zombi salgını olmasını diliyorum. Ve mumu üfledim. İrem pastayı kesip dördümüze paylaştırıp yedik. Alkolünde etkisiyle müziği son sese kadar açıp dans etmeye başladık. Neyse biz yavaş yavaş uyumaya başladık. Beyza ve Melike annemin odasında yattılar. Mert benim yatağımda yattı, bende yerde yattım. Hava sıcak olduğu için ve yer soğuk olduğu için rahat bir şekilde uyumaya başladım. Tam uyicaktım ki Mert bana"Neden öyle saçma sapan bir dilek tuttun lan" dedi. Bende "ne bileyim olum, hep zombi salgını olmasını istemişimdir sende biliyorsun" dedim. Mert'de "neyse olum boşver, hadi ben yatıyorum sana iyi geceler tatlı rüyalar" diyip uykuya daldı. Bende yarım saat sonra uyumaya başladım. İçimden "KEŞKE olsa" dedim ve uyudum. Sabah kalktım yüzümü yıkamak için lavaboya girdim. Suyu ılık'a açım ama su soğuk akıyordu... "Allah Allah acaba kombimi kapandı" dedim. Neyse yüzümü yıkadım İrem ve Melike'ye baktım yataklarında yoktu. Sonra odam dönüp Mert uyuyormu diye baktım, ama Mert'de yatakta yoktu. Aşağı indim herkes şaşkın şaşkın bana bakıyorlardı. Üçüde aynı anda bana şöyle dedi"Buğra dileğini nasıl dilediysen gerçek oldu galiba"dediler. Bende "siz ne diyorsunuz abi" diyip balkondan dışarı bakım. Bakmaz olaydım... Heryer ana baba günü olmuş. Arabalar zincirleme kaza yapmış, ağaçların üstünden dumanlar tütüyor ve dikkatimi çeken ise bi insan yerde birini YİYOR du. Nolmuş lan burda dedim. Mert'de "Dileğin gerçek oldu kardeşim" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Dilek
Science Fiction"Her istediğinizi dilerseniz sonuçlarına katlanmak zorundasınız"