Zaman kavramım iyice kaybolmaya başlamıştı. Ama sanırım salgının başlamasından 2hafta geçti ve erzak'ımızın yarısından fazlası tükenmişti. Biraz yorgun düşmüştüm ve birazcık kestirmeyi düşünmüştümki Mert yanıma gelip"Kardeşim erzak'ımız bitmek üzere ve artık dışarı çıkıp erzak bulma vaktini geldi." dedi. Bende tamam o zaman hazırlanıp çıkalım dedim. Ben beysball sopamı alıp Mert'i kapının önünde bekledim. Mert'de yanına sadece bıçağını almıştı. Bunla idare edebilicekmisin diye sorduğumda, Mert kafasını evet manadında sallayıp kapıyı açtı. Tam çıkacakken Beyza yanıma gelip"Siz yokken biz napıcaz burada?" diye sordu. Bende hiç ses çıkarmadan bizi evde bekleyin ve dışarı adımınızı atmayın diyip Mert'in peşinden dışarı çıktım. Aradan bir hafta geçmişti ve sokaklar sessizliğe bürünmüştü. Sadece bir kaç kere iniltiye benzer sesler geliyordu. Bir sokak ötede komşum Nermin Teyze'nin evi vardı. Evin kapısına geldiğimizde Mert beni uyardı"İçeride neyle karşılaşacağımızı bilmiyoruz. Ona göre hareket etmemiz lazım." dedi. Kapı kilitli değildi ve bu durum beni tedirgin etmeye yetti. İçeri girdiğimizde trenin altında ezilmişmiş 1hafta çürümeye bırakılmış köpek ölüsü gibi kokuyordu. Ben direk mutfağa gittim. Gerekli olanları aramaya başladım; ama hiçbişey yoktu. Birileri bizden önce davranıp mutfaktakileri yağmalamıştı. Salona geçip işe yarar bişeyler varmı diye aramaya devam ettim. Bir rulo koli bant'ı ve bir paket kalem pil buldum. Bu işimize gerçektende yaricaktı. Çünkü bizdeki pillerin ömrü bitmeye başlamıştı, hazırlıklı olmakta fayda vardır. Aradan beş dakika geçmemıştiki Mert'in "Buğra yardım eeet!" diye bağırdığını duydum ve hemen üst kata koşmaya başladım. Mert'in üzerinde saçları karmakarışık, rengi solmuş ve üstü başı kanlar içinde bir kadın vardı. Onun Nermin Teyze olduğunu anlamıştım. Çünkü boynunda kocasının ve kızının resmi olsan kapalı kolyesi vardı. Mert'in bıçağı boğuşma esnasında yere düşmüştü ve bıçağını alamıyordu. "Bana yardım etmeyi düşünüyor musun kardeşim?" diye bağırmaya başladı. Üzerimdeki şaşkınlığı attıktan sonra beysball sopamı elimde kavradım ve Nermin Teyze'yi o kötü saç modelinden kurtardım. Mert Nermin Teyze'yi üzerinden attıktan sonra bana teşekkür edip bıçağını yerden aldı. Mert'e dönüp "Kokunun sebebi de anlaşılmış oldu." dedim. Mert bana dönüp"Nermin Teyze'ye yazık oldu kardeşim." diyip omzumu sıvazladı. Evde piller ve bantdan başka bişey bulamadan sokak'a çıkıp diğer evlere girmeye devam ettik. Tanıdığım çoğu kişi leşleşmişlerdi. Mert'le hepsinin icabına baktık. Okuldaki zorba çocuk Ahmet, kasap Nuri abi, manav Hayri ve diğer ismini sayamadıklarım. Kasap Nuri abi'nin dükkanından ne kadar et varsa aldık; ve bu bizim en büyük ganimetimizdi. Şu ana kadar ben 23 tane leşin hakkından gelmişti. Mert'de 15 tanesinin hakkından gelmişti. Bazı evlerden su bulup onlarıda yanımıza aldık ve evin yolunu tutmaya başladık. Hava kararmaya başlamıştı ki biz eve varmıştık bile. Kapıyı tıklamamızla kapının açılması bir oldu. Kapıyı Beyza açmıştı ve telaşlı bir ses tonuyla"İçerde bir yaralımız var." diyip salona doğru hızlı adımlarla gitmeye başladı. Bizde Beyza'nın peşinden salona gitmeye başladık. Melike yerde yatan birinin yarasıyla ilgileniyordu. Yaralının kim olduğunu görmek için eğildiğimde yaralı olan kişinin Berya olduğunu gördüm. Mert'e dönüp" Buraya gelsen iyi olucak." dedim. Mert yanıma geldiğinde yüzündeki şaşkınlık ifadesini hissedebiliyordum. Beyza'ya dönüp"Bu nasıl oldu." diye sordum. Beyza'da siz gittikten yarım saat sonra kapının çaldığını söyledi. Peki bu duruma nasıl gelmiş diye sordum Beyza'ya... Berkay'ın eline baktığımda sorduğum sorunun cevabını kendim buldum. Berkey ısırılmıştı. Berkay'a "Bunu nasıl becerdin?" diye şakayla karışık bir şekilde sordum. "Tam bir haftadır sokaklardaydım. Birden aklıma senin evin buraya yakın olduğunu hatırladım. Tam eve yaklaşıyardum ki iki tane zombi üzerime atıldı. Birinin kafasına kurşunu mıhlamayı başardım. Ama diğerinde o kadar şanslı değildim. İkinciside tam vuracaktım ki sol elimi başka bir zombi ısırdı. Onun acısıyla önümdeki zombiyi vurdum. Ama silahımı düşürdüm. Sonuncusunuda yere itip düşürdüm ve elime bir tane taş alıp kafasını ezdim. Neyse yerden silahımı alıp evin önüne gelip kapıyı çalmaya başladım. Kapının açılmasıyla bayılmam bir oldu." dedikten sonra elindeki acı artmaya başladı. Mert bana ne yapıcaz şimdi diye sordu. Onun dönüşmesine izi mi vericez yoksa. Mert'e dönüp hayır dedim ve Berkay'ın yanına gidip"Berkay dönüşmene izin veremem."dedim. Ne yapıcaz o zaman Buğra dedi. Bende sol elini kesmemiz lazim dedim. Anca bu şekilde dönüşmeni durdurabiliriz. Saçmalama dostum ne dediğinin farkındamısın dedi bana. Bende eğer burda dönüşeceğini sanıyorsan yanılıyorsun. Seni kendi silahınla vurmamı mı istiyorsun? Berkay düşündükten sonra tamam ,yapalım şu işi dedi. Melike'ye dönüp"Bana gazlı bez, ether, sargı bezi, pamuk ve bir tane kemer getir dedim. Melike ne yapıcaksın diyince bende Berkay'ın dönüşmesine göz yumamam onun için elini kesmem lazım dedim. Melike bana sen çıldırdınmı oğlum dediktan sonra onada Berkay'a dediklerimi söyledim ve dediklerimi getirmek için ilk yardım çantasını almaya gitti. Bende Mert'den katanasını istedim. Oda mutfaktan katanayı getirdikten sonra Berkay'ı sakinleştirmesi için Beyza'yı çağırdım. Melike ilk yardım çantasını getirdi ve gerekenleri önüme serdi. İlk önce Berkay'ın üstündekileri çıkardım. Sonrada koluna kemeri sıkı bir şekilde bağladım. Kan dolaşımı durmaya başlamıştı. Mert'den kılıcı istedim ve onuda getirdi. Mert'e Berkay'ın kolunu sıkı bir şekilde tutmasını söyledim. Melike'ye dönüp Berkay'ın dişlerini kırmaması için bi el havlusu istedim. Havluyuda getirdikten sonra Berkay'ın ağzına tıkıştırdım. Mert Berkay'ın kolunu sıkıca tutuyordu. Bende Berkay'a hazırmısın diye sorduktan sonra başını evet manasında sallıyarak gözlerini kapattı. Bende kılıcı kavramaya başladım. Kılıcı bileğinin hizasıns getirdim. Kılıcı hızlıca Berkay'ın bileğine vurdum ve tek seferde elini kopardım. Berkay dişlerini sıkmaya başladı. Bende koluna gazlı beze ether döküp koydum. Bezin üzerinede sargı bezini sarıp sarmalamaya başladım. O sıradada Berkay bayıldıktan sonra kolundan akan kanda durmuştu. Bizde kolu kandan temizlemeye başladık. 3saat bekledikten sonra Berkay uyanmıştı ve çok şükür ki Berkay zombi olmamıştı. Gözlerini bana dikerek teşekkür ederim kardeşim dedi. Biraz uyuman lazım kardeşim sana bi yatak hazırlayalım da iyice bi dinlen dedim ve kızlarda yatağı hazırlamaya başladı.
"Bu bölümlük bu kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Eğer bir görüşünüz varsa bana ulaşabilirsiniz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötü Dilek
Science Fiction"Her istediğinizi dilerseniz sonuçlarına katlanmak zorundasınız"