1. Bölüm

160 16 9
                                    

İREM
Sonunda İzmir'deyim. Hayallerimi süsleyen şehirdeyim. Tüm lise hayatım boyunca bu şehirde bir üniversite okumayı hayal ettim. Çok uğraştım, gecelerce uyumadım ama tüm bunlara değdi ve değecek bundan eminim. Otobüsten inip 2 hafta önce tuttuğum küçük daireme gitmek için bir taksiyi durdurdum. Toplu taşıma araçları için gerekli olan Kent Kartı daha alamadım mâlesef. Yaklaşık 35 40 dakika sürecek bir yolumuz varmış. Şoför öyle söyledi. Bende bu süre içerisinde bu şehrin o güzel kokusunu içime çekerek etrafı seyredebilirim. Ev tutmak için geldiğimde 2 günüm olduğu için sadece ev tutmaya odaklanmıştım ve buranın tadını çıkartamamıştım. Şimdi doya doya tadını çıkartabilirim. Otogardan çıkıp Şirinyer'e doğru yola koyulduk. Rüya gibi bir yolculuktan sonra evimin olduğu sokağa giriş yaptık. Biraz eski ve yıpranmış evlerin olduğu bir sokak burası. Gecekondular da fazlasıyla var. Benim tuttuğum dairenin apartmanı da boyası dökülmüş duvarları çatlamaya başlamış 3 katlı eski bir ev. Kim bilir kaç yıl önce dikildi? Ama el mahkum, ben 900 1000 lira kira veremem bir eve. Herkes kendi bütçesine göre.. Evin önünde durduğumuzda, şoföre ücretimi ödeyip valizlerimi de alıp apartmandan içeri girdim. Dairem hemen ilk katta olduğu için zorlanmadan hemen evime girdim. Eşyalarımı kapının kenarına bırakıp evi tekrar dolaşıp eksiklere bakmaya başladım. Duvarlar islenmiş, boyası akmış, bazı mutfak dolaplarının kapakları kırıktı. Öncelikle bu tamirat ve boya işlerini halletmeliyim. Sonra dip köşe bir temizlik yapmalı ve eşya almak için dışarı çıkmalıyım. Anlaşılan bugün çok yorulacağım. Geçen sefer geldiğimde ev sahibim evin boya ve tamirat işleri için birkaç numara vermişti. Hemen kahverengi büyük çantamdan numaraları yazdığım kağıdı aldım ve ilk önce tamirat işleri için olan numarayı aradım. Telefonu ses tonu biraz boğuk bir beyefendi açtı:
"Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Merhaba, yeni bir eve taşındım ve evimin mutfak dolaplarının bazıları kırık. Yardımcı olabilir misiniz?"
"Elbette, evinizin adresini alabilir miyim lütfen?"
Evimin adresini verdim ve tamircileri beklerken boya işleri için de verilen numarayı aradım.  Aynı şekilde evimin adresini verip 3 saat sonra gelmelerini rica ettim. Betonda oturup tamircileri beklemeye başladım. Bana çok uzun gelen bir süre sonra kapı çaldı. İki kişi gelmişlerdi, onları hemen mutfağa aldım ve kırık olan dolapları gösterdim. Onlar işlerini hallederken ben de camları temizlemeyi düşündüm. Getirdiğim çantalardan birinde temizlik malzemeleri vardı. Hemen çantamdan bir bez ve deterjan alıp camları silmeye başladım. Yaklaşık 45 dakika sonra tamiciler işlerinin bittiğini söyledi. Ücretlerini ödeyip onları uğurladıktan sonra kalan işlerimi bitirdim. Boyacıların gelmesine 1.5 saat vardı. Acıktığımı da hissetmeye başlamıştım. Dışarı çıkıp birşeyler atıştırmaya karar verdim. Çantamı ve ceketimi alıp dışarı çıktım. Taksiyle gelirken sokağın köşesinde bir pastane görmüştüm. Oraya doğru yürümeye başladım. Yürürken etrafımı da dikkatlice inceliyordum. Sokakta ip atlayan küçük kızlar, taşlardan kale kurup futbol oynayan çocuklar, marketten ya da pazardan ellerinde poşetlerle dönen kadınlar, evinin önünde halı temizleyenler.. Etrafı incelemeye o kadar dalmışım ki pastaneye geldiğimi bile farketmedim. Arkamdan gelen arabanın bana korna çalmasıyla kendime geldim. Sol tarafıma baktığımda çok da büyük sayılmayan şirin bir pastane gördüm. Hemen içeri girip İzmir'in meşhur gevreğinden istedim. Yanına biraz peynir ve çay da rica ettim. Siparişlerimi hazırlayan  kız buraya yabancı olduğumu hemen anladı.
"Genelde bu pastaneye buradan olmayanlar gelmez. Ama buradan olanlarda bizden vazgeçemezler. Senin hiç buraya gelip birşey aldığını hatırlamıyorum. Hayırdır yeni misin buralarda?
"Evet, bugün taşındım."
" Öğrenci misin?"
"Evet, üniversiteye başlayacağım bu sene."
"Bende öğrenciyim. Ege Üniversitesinde Diş Fakültesinde okuyorum. Okuldan arta kalan zamanlarda da anneme burda yardımcı oluyorum. Sen nerde okuyorsun? Ah bu arada kendimi tanıtmadım, ben Betül."
"Bende İrem, bende Ege Üniversitesi Diş Fakültesini kazandım. Aynı bölümde olmamız ne kadar güzel bir tesadüf."
"Bencede ama sen al şu gevrekle peynirini, geç masaya, ben de çayları alayım. Zaten müşteri de yok laflarız, daha iyi tanırız birbirimizi."
"Bana uyar."
Daha ilk günden bir arkadaş bulmak benim için bulunmaz birşeydi. Hem de aynı üniversitede aynı bölümde okuyacağım bir arkadaş! İnanılmaz mutluydum. Çayları alıp geldiğinde ben bir yandan enfes gevreğimi yiyordum bir yandan Betül'e laf yetiştiriyordum. Konuşmayı çok seviyor, aynı benim gibi. Kafama göre birini bulunca bende çok konuşurum. Biz böyle sohbete devam ederken bir kafama birşey düşmüş gibi hissettim. Boyacılar gelecekti!! Hemen saate baktım 2.5 saattir burda oturuyordum. Betül'den özür dileyerek kalktım ve parayı hemen ödeyip pastaneden çıktım. Eve koşarak giderken içimden lütfen gitmemiş olsunlar diye dua ediyordum. Apartmana ulaştığımda etrafımda çağırdığım boyacıların arabaları var mı diye bakmayı akıl edemedim. Hemen apartmandan içeri girdim ve kapımın aralık olduğunu gördüm. Olamaz! İlk günden eve hırsız girmiş olamazdı değil mi? Yüreğim ağzımda bir şekilde içeri girdim ve karşılaştığım şeyle büyük bir şoka girdim..

Herkese merhaba. İlk hikayemle karşınızdayım. Beğeneceğinizi umuyorum. Lütfen kitabı kütüphaneden çıkarmayın ve vote vermeden geçmeyin.
Bu işte yeniyim, hepinizin desteğine ihtiyacım var. Şimdiden hepinizi çok sevdiğimi söylemek istiyorum :)

KELEBEK İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin