"SEHUN!"
Jongin bağırdığında Sehun elindeki küçük havlu ile salona girdi.
"Ne?"
"Rahatlığa bak!"
Jongin sinirle soludu.
Uzun olan anlamayan gözlerle baktı kocasına.
"Ne yaptım?"
"Sen daha iyi bilirsin."
Esmer olan kollarını göğsünde birleştirip sinirle baktı karşısındaki adama.
Sehun gerçekten ne yaptığını bilmiyordu. Elini beline koyarak düşünmeye başladı.
"Cüzdanından para almıştım senden habersiz?"
Esmer olan kafasını iki yana salladı.
"Annenleri iki gün sonrası için yemeğe çağırdım?"
Jongin yeniden kafasını iki yana salladı.
"Geçen gün öğle arasında iş yerine gelip sana asılan kızlara sürtükler dedim?"
Jongin yeniden kafasını salladı.
"Ay ne bileyim? Ne yaptım söylesene..."
Jongin kendini kanepeye bırakıp kafasını salladı yeniden iki yana.
"Alma dediğim şortu almışsın kredi kartımla ama ondan önce fırça yemen gereken ne çok konu varmış..."
"He o konu... Ya onu aldım ama evde giyeceğim. Sana özel kocacığım~"
Sehun liseli kızlar gibi ellerini önünde birleştirip kafasını yana yatırdı ve iki yana sallanırken gözlerini kırpıştırdı gülümseyerek.
Jongin ona bakıp gülümsedi istemsizce. Karşısında böylesine sevimli, seksi biri dururken nasıl kızabilirdi ki?
" Yanıma gel Hun."
" Tamam ama bir dakika bekle."
Sehun koşar adımlarla mutfağa gidip yemeğin altını kapattı ve tekrar salona döndü.
Yavaş adımlarla Jongin'in yanına gidip önünde dikildi.
Jongin ona bakıp kıkırdadı.
"O kadar sevimlisin ki sana kızamıyorum bile. Fakat bunları ben yapmış olsaydım bana neler diyeceğini ve neler yapacağını ikimiz de biliyoruz Hunnie."
Sehun diğerinin bacaklarının arasına girdi ve kollarını onun boynuna doladı.
"Evet ama ben çalışmıyorum. Bana kimse bakmıyor. Çünkü evde kokuştum. Her yerim yemek ya da çamaşır suyu kokuyor. Bu yüzden seni elimde tutmak git gide zorlaşıyor. O yüzden yaptım ben her şeyi. Yani sen yapamazsın."
"Biliyorum biliyorum..."
Sehun ağırlığını çok vermeden diğerinin sağ bacağına oturdu. Kafasını omzuna yaslayıp boynuna bir öpücük kondurdu kocasının.
"Seni seviyorum. Çok seviyorum. Sakın başkasına bakma. Başkasını umursama. Ne kadar pis kokarsam kokayım beni bırakamazsın Jongin. O penisini koparırım beni bırakırsan."
Sehun cümlelerini büyük bir hırsla sıralarken esmer olan kıkırdadı. Onun bu halleri en sevdiği halleri niteliğinde idi. Bazen çocuk gibi oluyordu. Oyuncağını kaybetmek istemeyen, kimseye vermeyen, bencil çocuklar gibi oluyordu ama bu Jongin'in en sevdiği özellikti. Bundan asla şikayet etmemişti.
Kafasını omzunda yatan adama çevirip gülümsedi. Baş parmağı ile beyaz, yumuşacık olan yanağı okşadığında uzun olan gülümsedi huzurla.
Jongin eğilip yanağına öpücük bıraktı kocasının. Ardından dudaklarına. Çok hafif ama aşk dolu öpücüklerdi bunlar.
"Ben de seni çok seviyorum. Başkasına bakmadım, bakmam. Bunu aklından bile geçirme. Sensiz yapamam ben. Sen de bensiz yapamazsın. Ayrıca aşkım... bindiğin dalı kesemezsin. Şimdi git şortu giy de gel, bir bakayım nasıl olacak."
Sırıtarak bitirdiği cümle üzerine Sehun kafasını salladı ve Jongin'in yanağına öpücük kondurduktan sonra üst kata çıktı.
'Seni o kadar çok seviyorum ki kırmaktan, kırılmandan korkuyorum. Bu korku öyle bir korku ki bazen sana sarılmama engel oluyor. Bu kadar narin olma Sehun-ah...'
-----------
Kai ve Krystal (böyle yazılıyordu galiba shshsh) olayını çok kafaya takmayın gençlerEğer bu durum gerçekse umarım Kai mutlu olur. Fakat eğer SM'in oyunu ise umarım çabucak son bulur.
İlişkiyi desteklemesekte Jongin'i destekleyelim arkadaşlar. Kırılgan çocuğumuzu kırmayalım derim ben^^
İyi geceler~~~~