"Jongin, kapıyı aç!"
"Açıyorum!"
Jongin koşar adımlarla çalan kapının önüne geldi. Kapıyı açmadan önce yan tarafta bulunan boy aynasından üstünü başını düzeltip yüzüne bir gülümseme yerleştirerek kapıyı açtı.
"Hoşgeldiniz anneciğim~"
Bayan Oh gülümseyen damadına bakıp gülümsedi.
"Nedense bu gece bir şeyler öğrenecekmişim gibi hissediyorum, sevgili damadım..."
Jongin cümlede vurgulanan kısma takılmayıp kapıdan çekilerek kayınvalidesinin geçmesi için alan açtı.
Bayan Oh içeri geçip ceketini askıya astıktan sonra salona ilerledi.
Jongin de arkasından salona girip onun oturduğuna, rahat olduğuna emin olduktan sonra Sehun'a bakmaya gideceğini söyleyerek salondan ayrılıp mutfağa geçti.
"Sehun... Annen beni geriyor."
Sehun arkasından gelen ses ile önce irkilse de sonrasında gülümsemişti.
"Artık anlaşabildiğinizi sanıyordum."
Tek kaşını kaldırarak arkasındaki bedene bakarken sordu.
"Anlaşıyoruz. Ama bu gerilmeme engel değil."
Jongin kafasını hızla iki yana salladı.
Sehun kıkırdayarak salatayı bir tabağa koyduktan sonra kocasının yanına gidip kollarını boynuna doladı.
"Gerilme aşkım~"
Esmer olanın dudağının kenarına ufak bir öpücük kondurup gülümsedi gözleri kısılana kadar.
Jongin'in bu manzara ile tüm gerginliği yok olurken, istediği tek şey kocasını öpmekti.
"Gerilme çünkü sen gerilirsen biz de geriliriz...."
Sehun, eşinin boynunda olan ellerinden birini çekip karnına koyarken söylediğinde Jongin dayanamayıp bir buse kondurdu eşinin dudaklarına.
"Gerilmiyorum, tamam."
Geri çekildiğinde gülümseyerek söyledi.
~~~~~~~~~~
"Annem de geldiğine göre hadi sofraya geçelim."
Jongin önerdiğinde herkes onu onaylamış ve çoktan hazır olan sofraya geçip oturmuştu.
Jongin de peşlerinden gidip eşinin yanındaki yerine oturdu.
Sehun yemekleri servis ettikten sonra gülümseyerek yerine yerleşip kuruyan dudaklarını nemlendirmek adına dudaklarını yaladı yavaşça.
"Afiyet olsun."
Bayan Kim söyledikten hemen sonra herkes önündeki yemeği yemeye başladı.
Sehun öylesine aç hissediyordu ki, kimseyi umursamadan hızla, kaşık kaşık, nefes almadan tabağında olan her şeyi midesine indiriyordu.
"Gelinim fazla acıktı sanırım?"
Bayan Kim Sehun'un halini gördüğünde gülümseyerek söylediğinde, Bayan Oh da gülümseyerek ona karşılık vermişti.
"Düşündüm de, ben en son böylesine hızlı yediğimde hamile olduğumu öğretmiştim."
Bayan Oh kıkırdayarak söylediğinde Jongin ağzındaki yemeği yanlış yere göndermiş, öksürmeye başlamıştı.
Sehun ise, önemsemiyor, yiyor ve yiyordu...
"Sakin ol oğlum."
Bayan Kim oğluna su uzatırken söyledi.
Jongin annesinden suyu alıp birkaç yudum içtikten sonra kendine gelmişti.
"İ-iyiyim anne."
Zorlukla gülümsedi.
Sehun tabağındaki son lokmayı da yedikten sonra kafasını kaldırıp masanın etrafında oturanlara baktı.
"Ya bu yemek çok çabuk bitti..."
Dudaklarını büzüp önce kıpkırmızı olan kocasına sonra da annesi ve kayınvalidesine baktı.
"Bu adam niye kırmızı? Siz niye gülüyorsunuz?"
"Sen hızlı yiyince ben en son hamileyken Sehun gibi hızla yemek yiyordum dedim. Jongin de bu hale geldi. Biz de anlamadık."
Bayan Oh omuz silkerek söyledi.
Sehun kocasına bakıp kıkırdadı ve yanağına hızlı bi öpücük kondurup masanın üzerinde olan elini tuttu.
"Ben anlatayım annelerim... Ben de hamileyim. Bunu söylemek için çağırdık zaten sizi. Annem öyle deyince utanmıştır bu şapşal."
Kıkırdayarak cümlesini bitirdiğinde masadaki üçlü hayretle bakıyordu kendisine.
Sehun kocasına bakıp gözlerini kırpıştırdı.
"Ne? Bunu söyleyecektik ya zaten..."
"Babaanne oluyorum!"
Bayan Kim kahkaha atarak dünürüne bakarken söyledi.
"Anneanne oluyorum!"
Bayan Oh da dünürüne bakarak ve kahkaha eşliğinde söyledi.
"Baba oluyorum!"
Jongin gaza gelerek söylediğinde herkes ona bakmış ve yüksek sesle kahkaha atmıştı.
------------
Biliyorum çok çok çok çok çok çok çok geç geldi. Ama inanın geçerli bir mazeretim var.Alerjik bronşit mi ne olmuşum. Yatak döşeğim iki haftadır. Ben grip sanıyordum tabi ama neyse...
Bir de işe girdim. Hiç vaktim yok.
Mazur görün lütfen...Sizi seviyorum, beni sevin...♥