Evde hasır tipi koltugumda oturuyordum, bitmek üzere olan sıgaram eşlik ediyordu okuduğum kitabın hikayesine
Radyoda zeki müren kulagıma aşina olmuştu sanki, o an kapı çaldı hasır koltuğumdan kalkıp kapıya doğru yürüdüm,kapıyı açtığımda Turgut sere serpe yıkılmıştı önüme belli içmiştide, biraz destekle içeri aldım turgutu oturttum koltuga ,ne oldu iyimisin diye sordum cevap vermedi.
Dalmıştı yarısı içilmiş su bardağına gözü,kendine gelmesi için kahve yapmaya gittim içeriden bir ses yükseldi turgutun sesiydi radyoda çalan zeki mürene eşlik ediyordu "ellere kanıpta gitme sevgilim hayatbu gün gelir harcarlar seni "belikli dokunmuştu şarkı turgutun kalbine, kahveyi birazda acı yaptım turgutun kendine gele bilmesi için içeri geldiğimde hala mırıldanıyordu "bulamazsın bulamazsın benim gibi seveni"diyerek şarkıya ayak uyduruyordu içten içe ağlıyorduda sanki, kahveyi uzattım gözlerimin içine baktı benim sevmeye hakkım yok diyebildi sadece kahveyi alıp masanın üstüne koydu içi kan ağlıyordu,beliki 2 yıllık sevgilisi ayşegülle araları bozulmuştu kahveyi içmesini söyledim fakat hala yarısı içilmis su bardagına bakıyordu
görüyormusun?dedi neyi Turgut dedim neyi görüyormuyum.
Şu masanın üzerindeki su bardağını görüyormusun dedi evet evet görüyorum Turgut dedim işte ben o bardaktaki su gibi yarım kaldım dedi,hafif titrek ve ağlamalı bir ses tonuyla ne oldu Turgut dedim , sen hiç yaşarken öldünmü dedi sadece, kanlı gözleriyle bana bakarak, kahveyi aldı eline bir yudum içti fincanı masanın üzerine bıraktı ve kusura bakma senide rahatsız ettim ben artık gideyim kendi sorunlarımla sıkmayım senide diyerek kalktı ayaga,
kalktı kalkmasınada yürüyemiyordu bu şeklide değil kendi evi, bizim evin kapısını bulup çıkamazdı evden, turguta olurmu dedim senin derdin benim derdim gitmiyorsun bir yere sen bugün burada kal yarın konuşuruz dedim,tekrar koltuğa oturttum turgutu ve bekle dedim ,bekle sana bi yastık yorgan getireyim ,benim evime kolay kolay misafir gelmezdi,hiç misafir gelmezdi aslında,gelse bile yatılı olmazdı bu yüzden fazla yastıgım vardıda yorganım yoktu bir evin tek yaşayanıydım sonuçta.
Yatak odamda battaniyeye benzer, battaniye olmayan fakat sıcak tutan bir örtü vardı sadece onu aldım ,içeri girdiğimde Turgut sızmıştı yorulmuştu beliki,kafasını hafif kaldırıp yastıgı sıkıştırdım ,ayaklarını düzeltip örttüm üstünü yanına oturdum üzülme dedim üzülme üzülüp kendini eritme yatmanında vakti gelmişti benim için saat 00:54 dü radyoyu kapatıp yatak odama doğru yöneldim bütün gün evde olmama rağmen çok yorgundum üstümde bir Cuma yorgunlugu vardı fakat günlerden cumartesiydi, yatagıma uzandım yorganımı üzerime çekip düşünmeye başladım.
Turgutu daha önce hiç böyle görmemiştim çünkü sanki kos koca dünya dar geliyordu turguta düşünürken uykuya daldım turgutu sabah 07:00 eski tip guguklu saat ötmeye başladı 07:17 yataktan kalktım yarı uykulu gözlerle yürüdüm banyoya ,uykum açılana kadar duşa girdim ,duştan çıktım üzerimi giyip mutfaga doğru ilerledim ,aklımdan çıkmıştı turgutun evde oldugu oturma odasına girdim.
Turgut uyuyordu hala ,mutfaga gidip bir kahvaltı hazırladım ahım şahım bir kahvaltı değil tabiî ki 2 yumurta, biraz zeytin, biraz peynir, birkaç domates ,salatalık vardı masada turgutu uyandırmaya gittim ölü gibi yatıyordu , zar zor kaldırıp duşa girmesini, girmese bile elini yüzünü yıkayıp kendine gelmesini söyledim. Turgut elini yüzünü yıkayıp geldi mutfaga Sandalyeye oturdu ,hiçbirşey demeden birkaç zeytin aldı doydum dedi, "sanada günaydın" Turgut dedim ses vermedi karşısına oturdum derdin ne söyle dedim söyle belki yardım edebilirim ayşegülün öldüğünü söyledi.
Olmamalıydı bu 28 yaşında bir kız yaşamalıydı ,hayatın tadını çıkarmalıydı, neden ne oldu sebebi ne Turgut konuşsana nasıl öldü .
Turgut sadece bütün kabahat benim diyebildi.
senmi?
Evet ben ,Turgut adam akıllı anlat şunu 6 ay önce tutukladığım bir suçlu serbest kalıp ayşegülün evini basmış ve ve Turgut bir anda ağlamaya başladı ,anladımki o şerefsiz öldürmüştü ayşegülü tama dedim tamam yeter bukadar iştahım kaçmıştı geri gelmeyek gibi .
Turgutun halini gördükçe yıkılıyordum fakat onu daha çok üzmek için belli etmiyordum ,turguta izinlimisin dedim ,evet izinliyim temelli izne ayrıldım dedi nasıl yani ? işi bıraktım istifa ettim mete daha fazla suçlu görmek istemiyorum suçlu gördükçe miğdem bulanıyor ve öldüresim geliyor onları böylesi daha iyi herkez için.
Fakat Turgut'un hayata küstügü her halinden belliydi, bir anda kalkıp ben gidiyorum mete kendine iyi bak dedi. Nereye gidiyorsun Turgut ? başka şehre, belki başka ülkeye yeterki buradan başka bir yer olsun, nere olursa olsun peki diyebildim sadece zorla tutamazdım sonuçta 30 yaşında adamdı kendi hayatını kendi belirleyebilecek yaştaydı.
Sarıldım nezaman istersen gel Turgut bol bol mektup yolla merakta bırakma beni. Tamam sen merak etme sana yazarım ben dedi ve gitti.