Annesi başka bir adamla kaçtığından beri yani yaklaşık 4 aydır gözlerini sağlıklı açamıyordu Mi. Ona sahip çıkabilecek bir babası da yoktu zaten. Acısı büyüktü. Akrabaları onu dışlamıştı. Annesinin yaptığı hatanın bedelini o ödüyordu. Hayatın adaletsizliği içinde kaybolacaktı.
Güneş tek odasını kullandığı eve girdiğinde gözlerini açtı. Yine buğuluydu, net göremiyordu. Bunun mutluluk getireceğini söylemişlerdi ama getirmiyordu. Anlık haz veriyordu, sonrasında verdiği hazdan daha fazla acıtıyordu. Bu belaya nerden bulaşmıştı? Öğlene kadar sağlıklı biri gibi yaşıyor, çok geçmeden krizi tutuyor ve sevgili(!) arkadaşlarını arayıp biraz daha istiyordu.
Sigara kokusu sinmiş yatağından kalktı ve camları açtı. Yoksa bu evde oksijensizlikten ölebilirdi. Mutfağa gitti ve bir bardak su içti. Salon dışındaki odaları kullanmıyordu. Bu yüzden televizyon odası; mutfak arasında mekik dokuyordu. Liseyi bitirmişti, ilk senede üniversite sınavını kazanamamıştı. İkinci sene için hazırlanıyordu ama annesi.. Tüm hayatını mahvetmişti. Şimdi neredeyse okumayı bile unutmuştu(!). Mutfaktaki hazır yiyeceklerden atıştırdı.
Gözlerinin buğulu görmesi hiç geçmiyordu. Öğlene doğru kusma ve titreme nöbetleri de başlıyordu. Sonra acı içinde kıvranırken çok sevgili arkadaşlarından birini arayıp "O"ndan istiyordu. Arkadaşları da birkaç paket atıp parasını alıyorlardı. Gecenin nasıl olduğunu anlayamadan günboyu uyuyordu. Ara sıra kalkıp su içiyor, etrafta gezinip saçma sapan kahkahalar atıyordu. Beyni kafatası içinde dans ediyor gibiydi. Hücreleri ona ihanet ediyordu. Zayıflamıştı. Dengesiz besleniyordu. Ne zamana kadar böyle devam edebilirdi? İnsan gibi yaşamak ona haram olmuştu. Dışarı çıkmıyordu. Çıkamıyordu. İnsanların ateş dolu gözlerinden korkuyordu. Ara sıra camdan baktığında bile onu gören insanlar burun kıvırıyordu. Toplumdan dışlanmak bu olmalıydı.
Sesi her zaman kısık olan telefonu titredi, Jung Hoseok arıyordu. Arkadaş grubunun (!) en büyüğü Jung Hoseok.. Mi'den 4 yaş büyük ve merdiven altı barlarda sahneye çıkan biri. Mi'yi ağlarken bulmuştu. Ona yardım edeceğini söylemişti ama yardım parayla olur muydu? O şeyi her getirdiğinde Mi'den karşılığını alıyordu. Bazende kendisi gelmiyor Kim Taehyung'u yada Jeon Jungkook'u yolluyordu.
Jung Hoseok telefonda bekletilmeyi sevmezdi. Bu yüzden Mi alelacele aramaya cevap verdi.
"Merhaba güzelim" sarhoş gibiydi. Konuşurken dili damağına takılıyor gibiydi.
"Merhaba"
"Nasılsın"
"Şuanlık iyiyim"
"Kriz geldiğinde beni ara, ücreti hazırla, hemen yollarım, sana yardım etmek istiyorum"
"Biliyorum Jung Hoseok teşekkürler"
Bazı değerler insandan insana göre değişirdi. Belki de Jung Hoseok için yardım buydu. Ama yinede Mi bunu hiçbir zaman anlayamayacaktı.
Odanın bir köşesinde oturuyordu. Duvara yaslandı, sırtına soğuğun geçmesini umurak. Çünkü vücudu ateş parçası gibiydi. Yine başlamıştı işte. Bacaklarını karnına çekip kollarıyla sımsıkı sarması bir işe yaramıyordu. Durduramıyordu. Titriyordu. Yine o his.. Gözlerindeki buğu artıyor, kafası vücuduna ağır geliyordu. Kendini Jung Hoseok'a mesaj atarken buldu.
₪Yollar mısın
¤Hemen güzelim
₪Hızlı ol lütfen
Beş dakika sonra Kim Taehyung geldi. Kapıyı açmak için anahtarı vardı. Mi hepsine birer tane vermişti.
"Miii?"
"Burdayım" konuşurken dişleri birbirine çarpıyordu. Tae onun bu hali için üzülmüyor değildi ama para kazanmak daha önemliydi.
"Bugün bendensin, senin yerine ben vereceğim"
"Karşılığında ne istiyorsun"
"Sadece beraber uyumak"
Kafasıyla onayladı Mi. Bu birçok kez olmuştu. Hiçbiriyle arasında ciddi bir şey olmamıştı ama beraber uyumak gayet doğal geliyordu ona. Doğal değildi lakin sağlıklı düşünemiyordu işte. Kim Taehyung onu kucağına aldı ve yatağına taşıdı. Mi duygusuz bir şekilde yüzüne bakıyordu. Elindeki küçük poşeti açtı ve birazını kendi ağzına birazını da Mi'nin ağzına döktü. Sonra dudağına bir öpücük konudurdu ve kendinide yatağa bıraktı. Mi iğreniyordu bu hareketlerden. Ama kriz anında o kadar savunmasız oluyordu ki, konuşmakta dahi zorlanıyordu. Karşı çıkması canını yakabilirdi.
Hayatın adaletli olmadığını biliyordu. Bu yüzden kendine yapılan her haksızlığa karşı çıkmıyordu.
"Uyumanı bekliyorum Mi"
"Bende senin uyumanı bekliyorum"
"Şampuanın güzelmiş"
Mi'nin saçlarını koklarken mırıldandı.
Mi kendini biraz uzaklaştırdı ve uyumaya hazırlandı. Geceleri gündüzleri belli değildi. Öğlen vakti uyurlar geceleri çok mühim(!) işlerini hallederlerdi.Mi uyandığında Taehyung çoktan uyanmıştı ve sigara içiyordu. Burun deliklerinin sızladığını hisseden Mi "Camı açmalısın" dedi. Taehyung buna aldırış etmedi. Duymamış gibi devam etti.
"Aslında sana bir teklif sunmam için Hoseok Hyung beni gönderdi"
"Neymiş o?" ×.×
"Mekanımızı biliyorsun, ama daha önce hiç gelmedin değil mi?"
"Gelmedim"
"Hoseok hyung orada takılırsan eğlenceli olabileceğini söyledi"
"Hmm"
"Hem daha fazla bunlardan alabilirsin" beyaz tozun içinde bulunduğu küçük torbayı işaret ediyordu. Bağımlılığını ilerletmek istemeyen Mi, kafasını iki yana salladı.
"Orada bulunmak istemiyorum, sadece ihtiyacım olduğunda alabilirim" dedi.
Taehyung omuz silkti ve "Nasıl olsa birgün geleceksin" diye mırıldandı. Mi anlamak istercesine kulaklarını sesin geldiği yöne çevirdi ama duyamadı. Taehyung'u uğurladıktan sonra televizyonu açtı.
Belgesel
Moda programı
Kraliyet dizisi
Müzik programı
Ayak üstü komedi
Haberler
Vs vs..
İzleyebileceği bir şey bulamayınca televizyonu kapattı. Bugünlük krizini uyuyarak atlatmıştı..
ㅇㅈㅇ
Seul Polis Merkezi..
"Yarın ilk görevin için hazır mısın Park Jimin?
"Hazırım"
