Birkaç kontrolden sonra nihayet sorgu odasındalardı. Mi, Jimin ve komiser.
Komiser konuşmaya başladı.
"Neredeler?"
"Kimler?"
"Dalga mı geçiyorsun kızım!"
Komiserin sesi yükselmişti, sinirlerine zor hakim oluyordu. Bu kız neden bu kadar soğuk kanlıydı.
"Jimin sen devam et!"
Kapıyı tüm gücüyle çarparak dışarı çıktı. Yaşlıydı, çok çabuk sinirleniyordu. Geçen son yirmi yılda yıpranmıştı.
"Sana bu illeti satan şerefsizlerin yuvası nerede!" elindeki içi beyaz toz dolu olan küçük torbayı göstererek konuşuyordu.
"Aslına bakarsak gerçekten nerede takıldıklarını bilmiyorum"
"Yalan söylüyorsun, gözlerime bak"
Kızın çenesinden tuttu ve yüzünü kendi yüzünün olduğu tarafa çevirdi. Gözlerinin içine baktı. Aralarındaki mesafaye rağmen göz bebeklerinin çevresindeki yoğun kahverengini görebiliyordu. Gözleri güzeldi.
Bir sorgunun ortasında bunları düşündüğü için kendine onlarca küfretti. Tabiki sessiz.
Mi rahatsız oldu ve kafasını geri çekti. Ama gözleri hala genç olduğu cildinden belli olan polise bakıyordu. İnkar edemezdi. Çok yakışıklıydı. Yüzüne ilk defa dikkatli bakmıştı. Bundan önce onu iki kere daha görmüştü ama dikkatli bakmak aklından geçmemişti. Ne de olsa bir polisti. Kendisi ise 'uyuşturucu bağımlısı'.
"Evet onlardan alış veriş yapıyorum ama genellikle evime getirirler"
Jimin içinde bir iğreti hissetti. Evine mi getiriyorlardı?
"İlk defa bir mekanlarına gidecektim ama polisler basmıştı, yani sizde ordaydınız"
"İnanmıyorum!"
"Ben yalan söylemem!"
"Nerden bileyim"
"Çünkü söylemem!"
"Peki adlarını ver"
"Jung Hoseok, Kim Taehyung, Jeon Jungkook. Bildiklerim bunlar"
Jeon Jungkook adında birini tanıyordu ama bu o Jeon Jungkook muydu acaba?
"İşte kovaladığınız kişi Jungkook'tu"
"Demek öyle"
Liseden tanıdığı bir Jeon Jungkook vardı. Polis Kolejinde hep düzgün tipler olurdu ama Jeon Jungkook bunun aksine uçuk kaçıktı. Okula ilk geldiği yıl tesadüfen tanışmışlardı ama ikinci senesinde birden okulu bırakmıştı. Jimin ona ulaşamamıştı zaten sonrasında da kendisi mezun olmuştu. Jeon Jungkook ondan iki yaş küçüktü. Bugün kovaladığı uyuşturucu satıcısının o olmamasını diledi..
"Kaç yaşındasın?"
Neden bunu sorduğu hakkında bir fikri yoktu ama içinden geçmişti işte.
"18"
"Fazla küçük değilsin peki nerden bu illete bulaştın"
Mi anlatmak istemiyordu. Neden anlatsındı ki?
"Sorgunuz bittiyse ben gidebilir miyim?"
Jimin bir cevap beklemişti ama beklediği kesinlikle bu değildi. Kendisi fazlasıyla samimi bir insandı. Konuşmayı, ayrıntılarıyla anlatmayı severdi. Bu afallatmıştı. Ama bir polis güçlü olmalıydı değil mi. Bu yolda önüne kim bilir daha neler çıkacaktı.