Yüzüne yediği yumrukla sendelenen Jungkook, birkaç saniye gözlerini açamadı.
Jimin çoktan iki kolunu bir araya getirmiş kelepçeyi takıyordu. Hızlıydı, hemde çok hızlı. Henüz Jungkook'un yüzüne bakmadan;
"Kaç yaşındasın" dedi en ciddi sesiyle
"19"
Yüzünü kaldırdı ve üstüne şunu sordu.
"Hiç polis olmayı düşündün mü?"
"JIMIN HYUNG!"
"Orada dur, Jeon Jungkook. İnsanlar yakın oldukları kişilere Hyung diye seslenirler"
"Haklısın"
"Biz seninle yakın değiliz ve şuan sen suçlu konumundasın"
"Bana ne yapacaksın"
"Seni tutukladım, sorguya çekeceğim"
"Cidden bunu yapabilir misin?"
"Yaparım Jeon Jungkook-shi!"
"Çok değişmişsin, hiçbir zaman polis olabileceğine inanmamıştım, sen hatası ne olursa olsun kimseyi yargılayamazsın"
"Nasıl bu kanıya vardın? Yada her neyse seninle neden bunları konuşmak zorundayım ki?"
"Merak etmiyor musun?"
"Neyi?"
"Neden okuldan ayrıldığımı"
"Hayır"
"Ah, peki.. şey bende o zamanlar cidden yakın arkadaş olduğumuzu zannetmiştim"
"Seni hiçbir zaman yakın arkadaşım olarak görmedim, hatta okuldaki herhangi bir donsengden bir farkın yoktu"
Jungkook kırılmış hissediyordu, çok kırılmış, parçalanmış..
.
.
.
.
.
[İnsanlar bazen anlık duygularla yanlış kararlar verebilir]
"Adı Jung Hoseok ve 6 yıldır bu işin içinde, Ilsan'da kayıt dışı bir tarlada ürünler yetişiyor ve Seoul'a gelmeden önce orada işleniyor, sürekli mekan değiştiriyoruz, yakın zamanda Gangnam'daki Mooni Hawaii'nin bodrumuna taşındık, yaklaşık 20 kişiyiz"
Jimin bir kağıt uzattı;
"Şuraya üyelerin numaralarını ve isimlerini yaz, hatta biliyorsan yaşadıkları semtleri ve ev adreslerini yaz"
Jungkook hipnoz olmuş gibi Jimin'in her dediğini yapıyordu. Nasıl da havalıydı. Belki okula devam etmiş olsa oda böyle havalı bir polis olabilirdi.
"Şimdi testlerin gelecek ve seni tutuklayıp tutuklamayacağıma karar vereceğim"
Jungkook başını salladı ne dese bilmiyordu. Pişmanlık ve kırgınlık duyguları birbirine karışmıştı. Bu kadar kolay itiraf ettiği için kendine kızmıyor değildi, belki zoru oynayıp Park Jimin'i süründürse daha çok eğlenebilirdi. Neyse, her türlü başı beladaydı. Jung Hoseok her şeyi itiraf etmiş olduğunu öğrenmiş bile olabilirdi. Bağlantıları oldukça çok kuvvetli biriydi Hoseok.
"Seni tutuklayacağım"
"Peki"
"Neden tepki vermiyorsun? Tutuklayacağım dedim, özgürlük yok!"
"Sorun değil"
"Çok garip, bir anda mı değiştin yoksa benim gözümde mahsum imajı çizmeye mi çalışıyorsun anlamış değilim ama sonucu değiştirmez, Herneyse ben o pisliklerin inine gideceğim ve sende mahkemeye kadar nezarette kalacaksın"
.
.
.
.
.
