Aradan birkaç gün geçmişti...
Ece ve ben dışarıda alışverişteydik. Aslı ve Melek gene herzamanki gibi aramızdan erken ayrıldılar. Sonra Ece ile alışveriş merkezinin üst katına çıkmıştık. Çok kalabalıktı. Ne yesek diye düşünüyorduk ki mesaj geldi. Deniz Köklükaya'dan . Ben kop !kop!
Bana hep mesaj atıyordu. Canım benim.
-selam
-selam
-nasısın?
-iyiyim sen ?
- biraz daha iyiyim sağolsun beni yalnızlıktan kurtaran biri var.
Kimdi bu çiyan .
-hmm adına sevindim
-merak etmiyomusun kim olduğunu.
- hayır beni ilgilendirmiyo.
Aslında meraktan ölüyodum. O kızı gördüğüm ilk yerde boğmak istiyodum.
Ama neden bana merak etmiyomusun diye birşey sordu. Mesajları Ece ben farkında olmadan okuyomuş. Hemen;
- siz oldunuz ya. Başardın Beril! Hayallerine ulaştın. Sana hesap verme gereği duyuyo. Bu bir işaret.
Aslında bir yandan haklıydı. Ama daha ortada birşey yoktu. Sonra pizza yemeye karar verdik. Ece pizzayı almaya giderken bende yer bulmuş oturuyordum. Sonra Deniz'den mesaj geldi;
- o kişi sensin!!!
Ne benmiyim. Benim yani. BEN !!!!
Hemen Ece'ye bağırdım.
- Ece o kişi benmişim, benim ben.
Sonra herkez bana baktı. Sonra Ece pizZayı alıp hemen yanıma geldi.
- birşey yazmicakmısın?
-yazıcam
- ne yazıcaksın?
-neden ben yazıcam
-saçmalama!
Ece'yi dinlemedim yazdım.
Ve birkaç dakika sonra aktıf bir şekilde konuşmaya başladık.
-benmi , neden ben?
-ya bak aslında ben sana bunu nasıl açıklarım bilmiyorum ama böyle olmaz. Bir akşam yemeğine ne dersin????