Truva atı efsanesini bilirsiniz. Truva kenti bir türlü savaşarak fethedilemez. Sonunda tahta bir at inşa edilir ve bu atın içi askerlerle doldurulur. At, bir hediyeymiş gibi Truvalılara sunulur ve kente girdikten sonra attan çıkan askerler Truva'nın alınmasını sağlar.
Trojanlar da benzer bir mantıkla çalıştıkları için onlara bu isim layık görülmüştür.Truva atı normal ve faydalıymış gibi görünen bir programın içine gizlenmiş zararlı bir programcıktır.Kullanıcı trojan'lı bir dosyayı çalıştırdığında (örneğin bir oyun açılır,bir resim görüntülenir ya da orijinalmiş gibi görünen bir hata mesajı alınır) bu sırada arka planda asıl zararlı program çalışmaya başlar ve kullanıcının farkında olmadığı bazı gizli işlemler yürütür.
Trojan, genellikle saldırganın sizin bilgisayarınıza dışarıdan erişebilmesi için bir sunucu uygulaması çalıştırır. Ayrıca trojan kendini bir sistem dosyası olarak kopyalar ve her sistem açılışında otomatik olarak yeniden çalışır. Böylece hacker istediği zaman sizin bilgisayarınıza bağlanabilir ve truva atının izin verdiği çeşitli işlemleri gerçekleştirebilir.
Gelişmiş trojan'lar bilgisayar üzerinde o kadar fazla denetim imkanı sağlamaktadır ki; kullanan kişi sizin bilgisayarınızın karşısında oturuyormuş gibi onu kontrol edebilir.Trojan kullanılarak yapılabilecek bazı şeyler şunlardır:
• Her türlü kayıtlı hesap bilgilerinizi ve şifrelerinizi çalma
• Bilgisayarınızdaki dosyalarınıza erişebilme
• Dosya indirme, değiştirme, gönderme, çalıştırma
• Yazdıklarınızı takip edebilme
• Ekranınızı görebilme
• Bağlıysa mikrofonunuzdan ve web kameranızdan ses/görüntü kaydı alabilme
• CD/DVD sürücünüzü açıp kapayabilme (bunu genelde şaka amacıyla yaparlar)
• Yazıcınıza çıktı gönderebilme
• Klavye ve fare tuşlarınızı kitleme/değiştirme
• Sizin bilgisayarınız üzerinden başkasına saldırma
Ayrıca trojan, internete bağlandığınız anda sahibine bir e-posta veya ICQ mesajı göndererek güncel IP adresinizi sahibine bildirebilir. Yani truva atını yöneten kişiden saklamanız zordur. Kolayca anlaşılacağı üzere, saldırgan bilgisayarınıza bir trojan yükledikten sonra bilgisayarınızı istediği şekilde kullanabiliyor.
Trojan'lar iki parçadan oluşurlar: İstemci (client) ve sunucu (server). İstemci, saldırganın bilgisayarında bulunan ve sunucuya bağlanarak hedef bilgisayarı yönetmek için kullandığı programdır. Sunucuysa hedef bilgisayarda çalıştırılması gereken, çalıştırıkdığında belli bir portu açarak istemciyle bağlanılabilmesini sağlayan programdır. Sunucunun boyutu genellikle çok küçüktür (birkaç Kb en fazla 100-200 Kb) ve başka bir programın içine gömülür. Böylece dikkatsiz bir kullanıcı, bir trojan sunucusu çalıştırıldığını hiç fark etmeyebilir. İstemcinin sunucuya bağlanabilmeli için IP adresine,trojan'ın dinlemede olduğu port numarasına ve varsa şifreye ihtiyacı vardır.Bütün trojan'ların ön tanımlı portları vardır bu portlara bakılarak sistemde hangi trojan'ın çalıştırıldığı tespit edilebilir,ama zeki bir hacker varsayılan portu mutlaka değiştirir.
Trojan'lar sunuculara değil de kişisel bilgisayarlara saldırırken kullanılırlar. Gerçek bir hacker trojan'ı soktuğu sistemden ihtiyacı olan bilgiyi çabucak alır ve çoğunlukla trojan sunucusunu imha eder, çünkü trojan'ların tespit edilmesi genelde basittir. Trojan'lar hacker'lar tarafından sıkça kullanılan araçlar değildir; Buna karşın, script kiddie'lerin en çok kullandığı aracın trojan olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Script kiddie'lerin hava atmaya hevesli gençler olduklarını söylemiştik. İşte trojan'lar onlara tam da bu imkânı sunarlar. Sadece eğlenme amacıyla çeşitli bilgisayarlara truva atı bulaştırabilirler. Böylece kolaylıkla e-posta ve MSN Messenger şifrelerinizi ele geçirebilir, kendi yazdıklarınızı size okuyabilir ya da sadece egolarını tatmin etmek için sisteminize zarar verebilirler.
Bir trojan'ı sisteme sokabilmek için genellikle hedef kişinin toplum mühendisliği yoluyla kandırılması ve ikna edilmesi gerekir. Trojan'ların hedefe ulaşabileceği yollar şunlardır:
• MSN Messenger, ICQ,IRC gibi sohbet ortamları
• E-posta ekleri
• Fiziksel erişim (saldırganın sizin PC'nizi kullanması)
• Web tarayıcıları ve e-posta yazılımlarındaki açıklar
• NetBIOS (dosya paylaşımı)
• Sahte programlar
• Güvensiz siteler ve yazılımlar
Trojan'lardan korunmanın en basit yolu, iyi bir anti-virüs programı ve güvenlik duvarı (firewall) kullanmaktır. Çoğu anti-virüs programı popüler trojan'ları anında tespit eder ve çalışmadan önce etkisiz hale getirir.
Hilelerin işe yaramadığını fark eden toplum mühendisleri, anti-virüs yazılımınızı geçici olarak devre dışı bırakmanız için sizi ikna etmeye çalışacaktır. Size ne derse desinler, kesinlikle bu tür aldatmacalara kanmayın ve anti-virüs yazılımınızı hiçbir zaman kapatmayın.