GÜZELSİN

Buraya gel. Islanacaksın.

Koşuşturma sonucu üzeri açık arabaya atlayarak binmiştim.

"İn arabadan." dedi kesin ses tonuyla.

"Ama ben-"

"İn dedim!" diye bağırınca koltukta kısa zamanlı titreme yaşadım.

Yüzünü bana çevirince dudağının sağ kısmının patlamış olduğunu farketmem uzun sürmedi.

"Tamam ama önce şunu söylemeliyim ki-"

Bir anda vücuduma yaklaşarak görüş açımı kapattı.

"Sus."

-Ama fazla oluyordu değil mi?

Elini koltuğa yaslayarak geriye doğru baktı.

"Ya, Cihan!" diye bağırdığımda Sinirle yüzüme bakıp anında gazı kökledi.

"N-ne oluyor?" dedim arkaya bakarak. "Onlar neden bizi takip ediyorlar?"

Birşey söylemedi.

"Sana diyorum!"

"Kes sesini!"

Söylenerek önüme döndüm ve tekrar ağzımı açma işine yeltenmedim.

Yağmur çiselemeye ve en sonunda hızlanmaya başlayınca arabayı yol kenarında durdurdu ve yağmurun gelmediği biryerde durdu.

Pislik herif!

Hızla arabadan inerek yanına gittim.

Yanımızdan geçen köpeğe gülümseyerek baktıktan sonra onu sevmeye başladı.

Beni bu kadar sevse-

Ne düşünüyorum ben be?

"Burda ne arıyorsun Tomy?"

Tomy, tomy tomy-

Hatırladım! O Bora'nın köpeği olmalıydı.

Köpek Cihan'ın ellerinin altında mutlu görünüyordu.

Eğilip tüylerini okşamaya başladığımda ellerimiz Cihan'la birleşti. Vakit kaybetmeden geri çektiğimde bakışlarını tekrar Tomy'e verdi.

"Tomy." Kafamı kaldırıp başımızda dikilen kişiye baktım.

Bora.

"Heryerde seni aradım."

Cihan ile dikleşirken, Bora köpeğin tasmasını boynuna bağladı ve ipini eline aldı.

"Mutsuz olduğunda hep senin yanında bitiyor. Kıskanıyorum bunu."

Cihan anında gülümsedi. "Sahibinden daha çok seviliyorum."

4 kelimelik bir cümle mi kurdu?
Diğerleriyle bile bu kadar iyi anlaşmıyordu.

"Playboy olmak bunu gerektirir. Baksana köpekler kızlara yetişecek nerdeyse."

Kahkaha attı.

Cihan ve Bora kahkaha atarken, Bora'nın bakışları beni buldu.

"Yeni misin?"

Evet anlamında başımı salladığımda elini uzattı.

"Hoşgeldin o zaman." ellerine karşılık verdikten bir süre sonra geri çektim.

"Teşekkürler."