Bitmeyen Dertler

67 5 3
                                    

İçeri gelen kişi Kuzey'di . Herkesi anlarım da onun ne işi vardı burada? Birbirimizi tanımıyoruz etmiyoruz. Bir an içimden "Hacı sen hayırdır? " demek geçse de tabii ki öyle bir şey yapmadım. Çocuk insanlık etmiş gelmiş değil mi ? Ben gerçekten namkör biriyim.

Kuzey'in sesiyle birlikte şaşkınlığımı üzerimden atmam bir oldu :
-Geçmiş olsun .
-Teşekkür ederim ama ben hiçbir şey hatırlayamıyorum. Beni sen mi getirdin hastaneye?
-Evet,bir şey diyeceğim. Doktorunla konuştum ve senkop hastası olduğunu söyledi. Biliyor muydun ?

Allah'ım bir bu eksikti !

Memnuniyetsiz bir şekilde kafamı olumlu anlamda salladım.

-Bundan kimseye bahsetmesen olur mu ? Sadece sen ben ve Barış biliyor da.

Sahi Barış neredesin ya boyun devrilsin. Her zaman yapışık ikiz gibi gezmeyi bilirsin işim düşünce mi yok olacağın tuttu?

-Tamam tamam merak etme kimseye söylemem.

Kısa süreliğine oluşan odadaki sessizlik beni rahatsız etmişti ona dönüp baktığımda ise telefonuyla ilgileniyordu.

Sağ kaşı hafif kanamış ve dudağının yanında ise kurumuş kan lekeleri vardı. Telaşla:
-Kuzey yüzün? dedim
-Boşver şimdi onu sen iyileşmene bak serumun bitince gidebileceğimizi söyledi doktor.
-Ben nasıl geldim buraya yani ne oldu?
-Sanırım Barkın'la tartışıyordunuz ve sen tam merdivenin ucunda duruyordun ben de o sırada yukarı çıkacaktım ki senin merdivenlerden yuvarlandığını gördüm.Ben de seni hastaneye getirdim,seni Barkın mı ittirdi?
-Dedim ya öyle bir şey olduysa bile hatırlamıyorum.
-Bunu onun yanına bırakmayacağım 1-2 yumrukla bu meseleden kurtulabileceğini zannediyorsa daha çok bekler!
-Ne yani Kuzey siz kavga ettiniz. Ve yüzün o aptal yüzünden mi böyle?
-Bu soruyu pas geçiyorum.

Bu Barkın denen p*çe anlaşılan iyi bir ders vermiştim ki bu kadar sinirlenip kudurmuştu.Ama olan Kuzey'in baby face yüzüne olmuştu. Gerçekten İstanbul bana yaramadı ne diyorum ben ya!

Yaklaşık 20 dakika sonda serum bitmiş ve hastaneden ayrılacakken:
-Evine bırakmamı ister misin bu şekilde gitmesen iyi olur hı?
Kafamı sallayıp arabasına bindim.
Yol boyunca hiç konuşmadan sadece yolu tarif ederek slow bir müzik eşliğinde ilerledik.Evin önüne geldiğimizde ise kapıya kadar bana eşlik etti. Kapıyı açınca içeride biri olup olmadığını anlamak için:
-Barıışşşşşşş evde misin? diye bağırdım. İçeriden ses gelmeyince kapıda bekleyen Kuzey ' e dönerek:
-İstersen gel içeri geç dinlenmiş olursun . Sen de o kadar zahmete girdin benim için.
-Yok ben rahatsız etmiyim seni şimdi sevgilin gelir evde ikimizi görünce yanlış anlayabilir aranızı bozmak istemem.
-Sevgilim?
-Barış ve sen işte.
-Saçmalama o benim çocukluk arkadaşım bizim aramızda asla zannettiğin gibi bir şey olamaz .

Sanki ben böyle söyledikten sonra yüzünde hafif bir gülümseme oluştu. Bu çocuk gerçekten iyi değil.

-"Hadi ama geliyor musun gelmiyor musun akşama kadar ayakta mı bekleyeceğiz. " dememle birlikte eve girdi. İçeri geçip ikimiz de koltuğa oturmadan ceketini alıp askılığa astım.
-Kuzey eğer karnın açsa bir şeyler yapabilirim .
-Yok zaten hastasın hem ben birazdan kalkarım.
-O zaman birer bardak kola içelim.
-Tamam olur.

*******
İçeri geldiğimde Kuzey 'in bardağını ona uzatıp:
-Neden bana bugün yardım ettin?
-Sana özel bir şey değil. Kimi o halde görsem gidip yardım ederdim.
-Peki özel değilse bir şey sormak istiyorum. Barkın'la düşman olduğunuzu bilemeyen yoktur neden aranız bu kadar bozuk?
- Aslında... Barkın'ın eski sevgilisi Gizem ,Barkın'la sevgiliyken bana aşık oldu. Ve bana karşı olan aşkını tüm okulun önünde ilan etti sonra da ayrıldılar ve ben Gizem'in bana hissettği gibi bir şey hissetmedim hiçbir zaman ona ama sanırım Barkın bunu kendine yediremedi ve beni kendine düşman belledi.
-Oo olaylar biraz kar..

Derken kapı yıkacak gibi çalındı.
Kuzey' e dönüp :
-Sen dur ben bakarım.
Koşar adım kapıya ilerlediğimde karşımda duran Barış ve Barkın'ı görünce neye uğradığımı şaşırdım. Barış Barkın zorla bileğinden tutmuş Barkın ise biraz hırpalanmış hatta bildiğin dayak yemişti . Barış iterek Barkın'ı eve soktu. Barkın:
-Lan siz daha kiminle uğraştığınızı bilmiyorsunuz .
-Özür dile lan Elis'ten.
-Ben ne yaptım ona o sürtük sevgilin düzgün dursaymış düşmezmiş.

O aptal şimdi bana sürtük mü demişti. Asıl senin o yanında gezdirdiğin köpeklerin sürtük be! Ve yine bir başkası bizi Barış'la sevgili zannediyordu.

-Barkııınn!! Özür dilee!
Arkadan gelen ses Kuzey'e aitti.
Barış ve Barkın'da şok olmuş vaziyette bize bakıyorlardı. Barkın:
-Bak gördün mü ? Bir de sevgiline sürtük dediğimde kızıyordun . Sen yokken eve kimler geliyor?
-Ulan p*ç! O benim en yakın arkadaşım sen onunla böyle konuşamazsın! Dedi ve sert bir yumrukla zaten yüzü gözü kan içinde olan Barkın' ı daha da kötü bir hale getirdi.
Barkın sonunda pes edip!
-Özür dilerim dedi kısık ve bitkin bir şekilde .
-Senin ne özürüne ne de başka bir şeyine ihtiyacım yok şimdi defol git burdan!
Kuzey ve Barış bir olup Barkın 'ı yaka paça dışarı çıkardılar. Kuzey arkasına dönüp tüm olanlar için üzgünüm dedi ve kapıdan o da çıktı. Ben Barış'a dayanıp ağlamaya başlamıştım .

-Doğduğum güne de , buraya geldiğim güne de lanet olsun!

Kapıdan gelen bağırışma seslerini duymak istemiyordum .Odama çıktım. Barış bana bir şeyler hazırlamak için mutfağa gitmişti , giderken de tüm perdeleri kapattı. Keşke ben de tüm sıkıntılarımın üstünü bir şeyle kapatabilsem...

*Kapıda Barkın ve Kuzey'in konuşmaları*

-Hastasın lan sen , sen gerçekten hastasın! Bıkmadın mı be , it gibi herkese saldırmaktan!

-Kuzey bana öğüt verecek en son kişi sensin. Zaten kafam bi' dünya git başımdan!

-Çevrendeki herkese zarar veriyorsun lan sen , bari şu hasta kıza yapma.

Barkın umursamaz bir tavırla arkasını dönüp gitti. Kuzey de arabasına binip uzaklaşmıştı oradan.Herkes uzun ve bir o kadar da yorucu günün ardından yeni bir sabaha merhaba demişti. Başım dün geceye göre daha iyiydi. Formaları giydim ve Barış'a bakmak için aşağıya indim . Tezgahın üzerinde uyuyup kalmıştı .Belli ki yine bir şeyler içmiş ve orada sızıp kalmıştı .Barış dışarıdan bakıldığında etrafa neşe saçar gibi gözükse de içinde volkanlar patlayan biriydi.Onu kendimden bile iyi tanıyorum , ailevi problemlerinden beri üzüldüğünde kendini içkiye verir. Onu yavaşça dürtüp uyandırdım.

-Ştt, kalksana oğlum!

-Ne var?

-Okul , ders , öğretmen ... Bunlar sana bir şey çağrıştırıyor mu?

-Elis başım çatlıyor , lütfen!

-Tamam be tamam , gelme madem okula bugün .Ben hastalandı derim.

-Saçmalama , seni bu halde bırakamam.Ya yine bayılırsan?

-Asıl sen kendi haline bak! Ayyaş beni bu halinle mi koruyacaksın. Kal işte burada .Gelirsen yemin ederim yol boyunca sinir ederim.

Tehditlerim sonucunda Barış'ı evde kalmaya ikna etmiştim. Yolda tüm yaşananları bir kalemde silip , güzel bir başlangıç yapmaya karar verdim .Benim şikayetim yüzünden neler yaşanmıştı. Okulun kapısından girerken bunları düşünüyordum. Kafamı kaldırdığımda Arzu 'nun ve arkadaşlarının sinsi bakışlarıyla karşı karşıya kaldım.Daha dakikalar önce kendime söz vermiştim ama anlaşılan bunlar kaşınmadan duramıyorlar...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 15, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞKIN ADI Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin