Korkmuştum aldırmamaya çalışıyor şarkı mırıldanıyordum. Su kaynağına ulaştım su aynı yerden patlak vermiş yine onarıp suyun akışı ile beraber gitmeye başladım. Sanıyorsam 10 adım atmadan su yine patlak verdi. Bir gariplik olduğunu biliyordum. Kibrit yanmıyor, su gelmiyor, birileri adımı telaffuz ediyordu, bizim arkadaşların oyunudur diye söylenirken içimden. Tekrar arkamı döndüm suyun kaynağına uzun boylu yabancı kirli sakallı biri oturmuş eliyle su içiyor gözlerini dikmiş bana bakıyor. Acayip ürkmüştüm buda kim dedim kendi kendime gerçekten adamda alışagelmişin dışında garip bir tip vardı. Herhalde halüsinasyon görüyorum sandım. Çünkü suyun kaynağındaki dağda zehirli otlar olduğu için kimse koyun otlatmaya gelmez ve o dağda yol varken kimse başka köye yaya yürümez dedim. Ben suyla ilgileniyor gibi yapıp korkuyla düşünüyorken kafamı kaldırdım ki yok nereye gitti acaba. Biraz öteye baktım dağın diğer ucundan aşağı iniyordu. Ama yürümesi bile çok garip sanki koşuyordu. Ama her bakışımda başka his uyandırıyor inanın tarif edemiyorum. Ne yapacağını izledim, aşağıya vardığında yere eğilip eline tırpan aldığını gördüm. Ohh dedim bizim köydekilerden biri tutmuş bunu ot biçmesi için dedim kendi kendime, eee ama daha ot biçilecek sezonda değil yaklaşık 25 güne yakın bir zaman var peki kim bu o tırpan ne Allah'ım yardım et. Tabanlara kuvvet köye kadar koştum. Korkuyla eve gittim. Korkum geçmişti, bir sigara içtim köyün gençleriyle. 15 dakika falan geçmişti aradan az önce söz ettiğim ot tarlasının sahibi geçti metin amca dedim, sen ne ara amele getirdin daha erken değil mi ne amelesi dedi. Valla dedim demin ben tarla suyu için kaynağa gittim bir adam senin otunu biçiyordu. Yok öyle bir şey dedi, istersen git bak dedim bana sende gel dedi tamam dedim. Atına bindi bende arkasına bindim gittik. Baktı ot falan biçilmemiş her şey normal hatta benim tarlanın suyu bile tarlaya ulaşmış. Hâlbuki en son patlak verdiğinde yapmadan köye kaçmıştım. Metin amca bana baktı hani nerde dalgamı geçiyorsun dedi şimdi anlatsam inanmaz kusura bakma ben öyle gördüm neyse deyip köye gittik. Akşam çıktım dışarı elektrikler kesik gene sigara yaktım arkamdan bir ses la dedi, arkama baksam da karanlıktan başka bir şey yok, dondum kaldım yerimde. İnanın bedenimde hissediyordum bir şeylerin bana dokunduğunu. Döndüm kapı kapanmış kibrit yakıyorum sönene kadar. Aydınlığa bakıyorum kimse yok.. la diyor anlamını bilmiyorum Arapçada hayır demekmiş. O kadar korktum ki gözlerimi açtığımda korkuda ağzımın yamulduğunu tüm köyün başımda olduğunu gördüm. Metin yanıma geldi bana doğru söyle bugün tarlada ne gördün hatırlamak bile istemiyorum korkuyorum geçiştirdim bir şey görmedim boş ver falan dedim. bende gördüm anlat ne gördün dedi kafaya mı alıyor bilmiyorum ama, rahat bırak beni deyip yatağıma gittim uyudum.. Sabah olmuş kalktım dışarı çıktım çeşmede su akıntısı ohh yüzümü yıkayayım dedim elimi suyun akışına bırakıyorum elim ıslanmıyor anlatılamaz kadar korkunç ve garipti kafamı kaldırmamla o şeyi görmem bir oldu çığlık attım uyandım meğer rüyaymış. Dışarı çıktım reenkarnasyon gibi rüyanın aynısı sabah olmuş aynı suyun akıntısı ve suya doğru gidiyorum elimi suya attım merakla ellerim ıslandı güldüm kendi kendime rüyayı unutup yüzümü yıkadım su içtim başımı bir kaldırdım ki ah o gün o anı keşke yaşamasaydım. Aynı rüyadaki adam elleri arkaya doğru uzanmış siyah tenli gözlerine bakmak istemedim sanki dudağı patlamış.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kısa Korku Hikayeleri
HorrorBu E-kitabımda sizin icin kısa korku hikayelerini derledim