Only If For A Night

Bölüm1: Kart

Yine okula gitmek için yatağımdan zorla ayrıldığım bir gün. Çalar saatim bir ağaçkakanın ağacın gövdesini oymak için vurduğu hızda beynimi oyuyordu sanki. Yine o okula gidicek o lanet derslere girecek ve o aptalı görmek zorunda olacaktım. Okuldan nefret etmeme neden olan en büyük sebebimi.

Okul başlamadan önce yani yaz tatilinde biz -ben ve Cory- çıkmaya başladık ben ona karşı birşeyler hissetmiyordum aslında o beni seviyordu. Yani en azından bana öyle söylemişti. Biz konuşmaya başladık ve ben gerçek anlamda hoşlanmaya başladım. Tahmin edin ne oldu? Beyefendi bana artık bana karşı birşeyler hissetmediğini hayatında başka birisinin olduğunu ve onu gerçekten sevdiğini söyledi. Ben kimse için ağlamamıştım ve bu mal için ağladığım için kendimden utanıyorum. Aslında bakmayın bu kadar nefret ettiğime sevgim ve nefretim eşit. Seviyorum ama onu sevmeyi sevmiyorum elimde değil unutamıyorum. Beni ona bağlayan birşey var. Sanki ikimizi bir ip ile bağlamışlar ipimiz uzun ama yeterince değil ne olursa olsun kopamıyoruz birbirimizden o da bende.

İlk dersimiz Tarih olduğu için sırama oturup kafamı masaya koydum ve gözlerimi kapatıp onun gelmesini bekledim. Neden mi? Çünkü bugün onun doğum günü ve neredeyse bütün okulu çağırdı bir parti düzenledi. Bilin bakalım kim davetli değil? Tabiki de ben. Bütün eski sevgilileri davetli fakat ben değilim. Neredeyse herkesi davet etti ve kart verdi ama bana yok. Peki bunu kaldırabilirim.

Birinin omuzuma dokunmasıyla yerimden sıçradım. Kafamı kaldırdığım zaman bunun Cory olduğunu gördüğüm zaman şaşırdım. Uykulu uykulu ancak 'Ne var?' Diyebildim.

"Benimle gelir misin seninle konuşmam gerekiyor? "

"Peki. " Evet işte başlıyoruz. Yerimden kalktım ve Cory'i takip ettim. Sınıftan çıkınca koridordaki sıralardan birisine oturdu ve elindeki kartı gösterdi. O sırada koridordan geçen bir çok kişi bize tip tip bakıyordu.

"Biliyorsun bugün benim doğum günüm ve akşam için bir parti düzenliyorum."

"Evet biliyorum. "

"Gelebilir misin diyecektim?" Tokat atıp arkamı dönüp gitmeli miyim? Tabi ki hayır.

" Söz veremem."

"Başka bir planın mı var yoksa?" Dedi ve dalga geçiyordu, gülümsemesi resmen 'Hala beni seviyorsun biliyorum!' Der gibiydi.

"Aslında evet bir randevum var ve gelemeyebilirim." Dedim ve gözlerimi gözlerinden ayırmadım tâki o kaçırana kadar.

"Al bu zarfı eğer 'erkek arkadaşından' zaman bulursan partime uğrarsın." Arkası döndü ve hızla sınıfa yürüdü. Tarih hocasının geldiğini gördüğüm an koşarak sınıfa girdim. Aman Tanrım! Bu da neydi şimdi ayak üstü eski sevgilimden trip yemiştim ve onu kıskandırmayı da başarmıştım.

YOU ARE WINNER!

Tabiki doğum gününe gidicektim ve şimdiden ne giyeceklerimi bile düşündüm.

Sırama oturup zarfı açtım fakat içine bakmadan öğretmen sınıfa girdi ve yerine geçip oturdu.

Öğretmen anlatacağı sayfaları kitapta bulmaya çabalarken zarfın içine baktım.

Bir davetiye ve içinde başka bir kart daha vardı çekip çıkarttım. Bu da ne şimdi? Tarot kartı? Bir derenin her iki yanında göğe bakan iki kurt var, ikisi de ulumakta. Ön planda sudan çıkan bir yengeç görülüyor. Su uzaklardan, tepelerdeki kaynağından süzülerek geliyor. İki vardo, bir karavanla bir açık araba, ırmağın iki kıyısında duruyorlar. Tepede çok güzel bir dolunay var ve ırmağa yansıyor.

İki parmağımın arasına sıkıştırıp Cory'nin oturduğu tarafa baktım ve o anda bana baktığını fark ettim. Elimdeki kartı salladım ve dudaklarımı aralayarak 'Bu ne?' diye fısıldadım.

Gözleri açıldı ve kafasını salladı.

"Bu oraya ben koymadım."

" Dalga mı geçiyorsun?"

" Hayır. Ciddiyim onu oraya ben koymadım. "

Fısıldıyordu fakat sesi fazla net geldi. Sanki hemen arkamda, ensemde fısıldıyordu.