4

16 2 1
                                    

İdil e bütün olanları anlatmıştım. Beni dinlerken yüzü bazı yerlerde şekilden şekile girmişti.
"İnanmıyorum sana Duru. Artık bi meteorla gizli yerini paylaşacaksın kızııım"Evet dediklerinde haklıydı. Bi meteorla gizli yerimi paylaşıyordum. O gizli yerde ben çok ağlamıştım. Dili olsa da konuşşa derler ya hani. Heh işte öyle. Ama benim için önemli olan meteor değil gizli yerimin açığa çıkmış olmasıydı.
"Açıkcası meteor veya bi kaya parçası olduğu beni pek ilgilendirmiyor bebağm. O yeri başka kimse bilmesin yeter şimdilik ve geleliiiiim şu alarm meselesine" son cümlemi dediğimde benden bifaz uzaklaşmaya balşadı. Ben yakalamaya çalışınca da kaçı tabi.
"Yaw Duru alt tarafı bi horoz sesi kamkim. Niden bu kadar büyütüryosun ki? Hem sende benim şampuanımın içine toz boya dökmüştün, böylelikle ödeşmiş olduk" hem bunları diyor hemde okula doğru koşuyordu. Hatta sınıf merdivenlerine doğru yol almıştı bile. Bende koşmayı bırakmıştım tabi. Sanırım bu seferlik onu affdebilifdim.
"Tamam gel. Bişey yapmıcam. Hatta affettim bile. Ama bi şartla" dedim a lark uzatarak.
"Zaten bende diyodum. Trafik yüzünden geç kaldı herhalde bu şart? Ne istiyosun. Söyle alıyım. Ama bende otlanıcam"
"Hay-"
"Kankalık Anayasa Mahkemesi 12. kural: Kankalar arasında yiyecek aşırmak ve aşırılmasına izin vermek serbesttir" dedi gıcık gülüşünü takarak.
"Pekala öyle olsun sayın hakim. Yiyeceklerim her zaman o zıkkım yiyesice boğazınıza amade. Herneyse.  Dido, hoşbeş her zamankinden (yani çilekli), karam, mentos karışık meyveli draje ve son olarak -" hey ama ben sözümü tamamlamadım kiiii.
"Son olarak da ice - tea. Başka bişey istiyomusun matmazel"dediğinde hafif kıkırdama isteği gelmişti. Nedense matmazal kelimesi bana aşkı memnu daki dadıyı hatırlatıyor.
"Bi de su alsan hiç fena olmaz valla" evet doğru tahmin. Şu anda göz devirip kantin sırasına doğru yürüyor. (Bu arada yazarınız göz devirme işini bi türlü beceremiyor campikler)

Yaklaşık 5- 6 dk sonra İdil gelmişti. Emen sınıfa doğu gittik . Çünkü Cafer hocanınsağı solu hiç belli olmuyor. Adam boşuna geometrici olmamış zaten canım. Ama muhtemelen geometri dersinden sonra bir özel yer terapisi uygulasam kendime çok iyi olacaktı....

Geometri dersi sonrası :)

İdil e  ' ben özel yerimdeyim ' bakışı attktan sonra oraya doğru ilerlemeye başlasım. Orayı çok seviyordum. Ne kamera vardı ne beni rahatsız edecek başka bi şey. Tabi meteor sırdaş dışında...
Ne oldu Duru hanım. Hani sizin için o yönü pek alakadar etmiyordu hı?
Sanane iç ses sanane. Zaten hakkında bir tek onu biliyorum. Ne diyebilirim ki?
Ve işte yerime varmıştım. Hay dilimi eşek arıları soksun ya. Bi dakika niye sokuyomuş ki. Sokmasın o sokmasın.
Ne olduğunu az çok tahmin edebiliyorsunuzdur herhalde dimi. Karşımda bir adet sırdaş Çınar... Ne ara gelmişti bu böyle. Ama sanki bu gün önceki güne bakarak biraz daha iyi gibi duruyordu.
"Biliyorum yakışıklılığım  seni çekiyor ama neden öyle bakıyorsun?"
"Sen en son ne zaman aynaya baktın acaba. Sen kendine yakışıklı mı diyosun? Ve ayrıca nasıl bakıyomuşum çok bilmiş?" Töbe allam çom töbe
"Bir: Bu tip için altıma giren kızları saydırtma bana. İki: Uzaylı görmüş çiftçi gibi bakıyorsun sırdaş" Ona yaw he he bakışlarımı gönderdim ve başka bi konu açtım
"Eeee Çınar bu günkü sorun ne?"
"Aynısını bende sana sorcaktım şimdi. Canın biraz sıkkın gibi sanki?"dedi soru sorarcasına.
Ve ikimizde aynı anda "geometri dersi" demiştik. Ne yani o damı geometriden çıkmıştı. Merakım ağır basarak sordum.
"Dinledin mi gerçekten?"dediğimde şaka mısın sen diye baktı bana
"Tabiki de hayır. Sadece uyudum ama malesef ki geometri dersi üzerime böyle bi piskoloji kurdu fıstık" dediğinde gülmeye başlamıştım.
O sırada İdil in sesini duydum. Acı bir sesti bu. Çok net olmasa da ses buraya kadar gelmişti. Ve o an yaptığım tek şey 'İdil' diye bağırıp yerimdedn fırlamam oldu....

Siyahın Gölgesi (Askıya Alındı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin