Arkadaşlar bu kitabı eğlence ve vakit geçirme amaçlı yazdığımızı
tekrar belirtmek isterim. Yazım yanlışları için kusura bakmayın.***
Tatilleri oldum olası sevmişimdir. Özellikle de arkadaşlarımla gittiğim tatiller.Her zaman eğlenme amaçlı giderdim ama bu yıl sadece kafa dağıtmak için geldim.
Berke! Off evet! Aklıma geliyor. Ecem de olan enerji bende de vardı bir zamanlar. Her zaman eğlenceli bir karakter olmuşumdur.
Aşık olmamıştım ve insanların böyle acılar çekmesi saçma geliyordu. Bir evin bir kızıyken prensesler yanımdan geçemezdi .Kimse benim üzülme sebebim olamazdı ama öyle olmadı! Tahmin ettiğim kadar kolay olmuyormuş bazı şeyler.
Aşık olunca bir prensesten daha çok acınası bir halde olduğunuzu düşünüyormuşsunuz .Pardon düzeltmeliyim aşık olunca değil de aldatılınca demeli ona. Aşıkken bulutların üstündeydim çünkü. Yanında yürürken ritmik yürüyemiyordum bile. Yanımda olması bile kalbimin atışını öyle hızlandırıyordu ki ...
Sonra hepsi yerini acıya bıraktı. Tek cümleyle bulutlardan en dibe kadar çökmüştüm. Enerjimi kaybetmiştim. Her zaman dalga geçtiğim varlığını kabul etmediğim depresyonun ortasında bulmuştum kendimi .
Gece uyumadan önce düşünmüştüm bunları ve mükemmel yaz tatillerimi nasıl başardım bilmesemde suya yapıştığımda hepsi aynı anda aklımdan geçmişti.Sanırım en güzel tatilim olmasını beklerken daha ne kadar kötüleşeceğini merak ettiğimden olsa gerek olumsuz düşünmeye başlamıştım.
Suyun yüzüne çıkarken o kısacık sürede aklımdan geçenleri bir kenara bırakıp o an ki sinirime döndüm. Yüzeye çıktığımda ilk yaptığım şey küfür etmek oldu aynı düşerken olduğu gibi.
"Siktir ya! Hepinizin benle sorunu ne acaba bütün belalar beni mi bulacak??"
Karşımda duran çocukla göz göze geldiğimde kafede ki çocukla anlamsız bi benzeme gözümün önüne geldi. Sanırım tamamen piskolojik bi durum bu . Kısa bi bakakaldim sonra kendimi toparlayarak söylenmeye devam ettim.
"İskele burası atlamak için olsa bile insanları atmak için değil nerde yaşadığını sanıyorsun sen? Sen kendini ne sanıyorsun ki ?"
"Orta da durmasaydın "
Bu kadar kısa bi cümlede yüz ifadeleriyle beni öldüresiye kesmişti , eziklemişti , ukalanın teki olduğu her yüz mimiğinde belli oluyordu.
"Bari bir özür dileseydin. Bir zahmet yani!"
Bunları söylerken çoktan tekrar iskeleye çıkmıştım. Ama sesim öncekilere göre daha nazik çıkmıştı.
Gözüm bir an baklavalarına takıldı. Ben burdayım der gibi bağırıyorlardı.
"Ne o hoşuna mı gitti?" Çocuğun cümlesiyle kendime geldim.
"Ne diyorsun sen be! Benden özür dilemem gerekiyor."
Şuan uzattığımın farkındayım ama sabahtan beri her şey beni buluyordu. Sanki bu tatile hiç gelmemen gerekiyormuş gibi hissettim bir an ve karşımdaki çocuğa patladım sonunda.
"Sizin benimle derdiniz ne? Gelen geçen bana bulaşıyor. Günümü mahvetmek zorunda mısınız? İnsan en azından nezaketten bir özür diler. Ama kime diyorum ki ben? Sadece kendisini düşünen ins-" cümlemi tamamlayamadan ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Ve tekrardan soğuk suyla buluştum.
Sudan çıktığımda arkasını dönmüş gidiyordu. Söylediği tek cümle;
"Çok konuşuyorsun!" olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güven Meselesi
Teen FictionŞöyle düşünün; sizi çok seven arkadaşlarınız ve sizi her zaman destekleyen bir aileniz var. Popüler ve sevilen bir insansınız. Ama hayatınız bir anda alt üst oluyor. Sevdiğiniz kişinin sizi en yakın arkadasınızla aldattığını öğreniyorsunuz. Alda...