Multimedyada Rüzgar ve Hazal'ın barda giydikleri var. İyi okumalar...
Rüzgar'la birbirimize telefon numaralarımızı verdikten sonra eve yürümeye başladım. Ayrıldığımızda güneş doğmak üzereydi. Rüzgar her ne kadar güneşin doğuşunu izlemeyi teklif etsede hayalimde bunu sevdiğim kişiyle yapmak vardı. Bir bahane uydurarak yanından ayrıldım.
Eve geldiğimde beni Güney karşıladı."Neredeydin?"
"Uyku tutmadı. Ben de sahile gittim." diyerek odaya çıkmaya başladım. Ecem'i uyandırma fikriyle hemen mutfağa inerek sürahiye su doldurdum. Merdivenlerden çıkarken Nisa ile karşılaştım.
"Günaydın. "
"Günaydın. Haince bir planım var katılmak ister misin?" diyerek su dolu sürahiyi gösterdim. Planımı anlamış olacak ki gülmeye başladı.
"Senden korkulur yemin ederim. Melis'e de haber verelim."
Melisin yanına giderek ona da söyledik. Onlar da bardaklara su doldurarak yanıma geldiler. Hep beraber Ecem'in yanına gittik. Sessizce 3'e kadar saydım. 3 deyince hep beraber suları üzerine boşalttık.
"Hassiktir! Ben sizi böyle mi uyandırıyorum? Sabahın köründe bu yapılır mı lan? Defolun lan odamdan!"
Ecemi odada bırakarak aşağı inmeye başladık. Kızlarla kahvaltı hazırlamaya karar verdik.
"Nisa dolapta neler var?"
Nisa açarak içine baktı. Yine bir hüsran. Dolap tabi ki bomboş. Alışveriş yapmaya karar vererek odalarımıza çıktık. Ultra mini lacivert yazlık bir elbise giydim. Altımada fazla yüksek olmayan siyah topuklu ayakkabımı giydim. Saçlarımı serbest bırakarak Ecem'e döndüm.
"Kızlarla markete gidiyoruz. Gelmek ister misin?" Kafasını hafif kaldırarak bana baktı.
"Yolda giderken inşallah kafanızdan aşağı dolu yağar! İnşallah ayağınız kayar da süs havuzuna düşersiniz!" diyerek yatağına geri döndü. Üzeri ıslaktı ama hava sıcak olduğu için umursamamıştı sanırım.
Hep beraber markete yürümeye başladık. Karşıdan gelen kişiyle kızları durdurarak ona döndüm.
"Selam." aynı şekilde oda bana selam vererek kızlara döndü. Ben de kızlara dönerek onları tanıştırdım.
"Kızlar bu Rüzgar." Dedim bir elimle Rüzgar'ı göstererek.
"Bunlar da arkadaşlarım; Nisa ve Melis." Diyerek sırayla onları gösterdim.
Kızlar bana şaşkın bakışlar atmaya devam ediyorlardı. Onlara dönerek;
"Sabah kumsala gittiğimde tanıştık." Dedim kısaca.
"Nereye gidiyorsunuz? " diyerek bir soru yöneltti Rüzgar.
"Markete gidiyoruz. Sen?" diyerek cevap verdim.
"Ben, sen gittikten sonra biraz daha dolaştım kumsalda. Şimdi de eve gidiyorum."
"Peki o zaman görüşürüz." diyerek ayrıldık.
Markete geldiğimizde Nisa market arabası alarak önden gitmeye başladı. Arabaya kahvaltılık ve abur cubur ne bulursak koymaya başladık.
Nisa yorulduğunu söyleyerek market arabasını bana verdi. Ben hem raflara bakarak hem de arabayı sürerek ilerlerken bir başkasının arabasıyla çarpışmam sonucu ikimizinde arabasından bir kaç şey döküldü. Kimle çarpıştığımı görmek için kafamı kaldırdığım da onu gördüm.
"Yine mi sen?" İkimiz aynı anda söyledik.
Baş belası! İskeledeki uyuz yine karşıma çıktı .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güven Meselesi
Teen FictionŞöyle düşünün; sizi çok seven arkadaşlarınız ve sizi her zaman destekleyen bir aileniz var. Popüler ve sevilen bir insansınız. Ama hayatınız bir anda alt üst oluyor. Sevdiğiniz kişinin sizi en yakın arkadasınızla aldattığını öğreniyorsunuz. Alda...