Nazım'ın da dediği gibi bugün ,
günlerden sonra ilk defa gökyüzünü gördüm.
Burda yaşadığım bir olaydan dolayı 35 gün boyunca bir hücrede tutuldum.
Hücre de öldüresiye dövüldüm.
Ölmedim.
Acı da çekmedim.
Hiçbir şey hissetmedim.Bunun nasıl bir duygu olduğunu bilemezsiniz.
Bir adım attım göğe açılan avluya doğru, insanlar volta atıyordu hayata.
Bir kaç adım daha attım. İlhan abi göründü öteden yanına doğru gittim.
Adımımı atmamla önümü kesmeleri bir oldu.
Ve kendimi yine yerde buldum. Arkadan İlhan abi ile Mete abinin sesi duyuldu.
Anlaşılan tehlike uzaklaşmıştı.İlhan abi ile Mete abi burda bana abilik yapan güzel insanlar.
Yerden kalkmaya mecalim yoktu.
Gözlerimi araladığımda benim küçük Selin'imi gördüm.
Gülümsüyordu bana.
Ben de kocaman güldüm ona.
Sanki gerçekten burdaymış gibi.Biliyordum.
O yalnızca bir hayaldi.
Yıllardır hayalden öteye gidemeyen, zihnimin bana oynadığı alacalı bir oyundu.Omuzlarını silkti. Bana öyle güzel bakıyordu ki.
Çocuk sesiyle,'' Mavi! Kalk hadi oyun oynayalım. ''Dedi.
Sesi kulaklarımda yankılandı .
Revire götürüldüğüm hayal meyal aklımda.
Saat kaçtı?
Gün bitmiş midir acaba?Nazım Hikmet Ran
Doğrudur. Çoktan mahkum salınmıştır koğuşuna.
Ben ki mahkumların en derbederi,
soğuk hapis ranzasından beyaz kefen gibi çarşaflarla örtülmüş revirdeydim.Ben sevdim onu.
Evet küçük bir çocuktum.Çocukluğumla,
Çocukluğumda,
Çocuk sevgim ile
sevdim onu.Zordu.
Onu sevmek zordu.
Onu sevmek sevgiden çok ümit beslemekti.
Hayatın gelgitlerini umursamamak, yaşamımın tüm yokuşlarına rağmen tırmanmak ve bir damla yaş dökmeden ağlamaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ TUTABİLİR MİSİN?
Fiksi PenggemarSoğuktum. Yağmur yağıyordu , hissediyordum. Gözlerim de bir acı var. Kan çanağına döndüklerine eminim. Canım yanmıyor. Bir anda uyanıyorum. Her yer karanlık. Nerede olduğumu seçemiyorum. Akvaryum da ki bir balık gibiyim. Çırpınıyor, ama çıkamıyoru...