Medyada Esila var
." Esila kızım kalk artık ilk günden okula geç kalıcan!"
" Tamam anne kalktım!" zorda olsa uyanabilmiştim.Banyoda rutin işlerimi halleder etmez hemen kendimi dolabımın önüne attım. Bugün okulun ilk günü olduğu için sivil gidebiliyorduk. Size kendimi tanıtayım. Ben Esila Özsay, 15 yaşındayım. Bu sene lise başlayacağım ve çok heyecanlıyım neyse babam ben daha 5 yaşındayken öldü.Annemle yaşıyorum. Annemin bir cafesi var. Ben cafeyi çok seviyorum küçük ama çok şirin bir cafe.
"Esila hadi kızım!"
"Tamam anne!"
Toz pembe dar pacamı ve göbeğimde biten bir tişört giydim. Saçlarım zaten kendisi dalgalı olduğu için üzerinde durmadım. Rimel ve parlatıcımı da sürdüm ve artık hazırdım. Telefonumu sarjdan alıp aşağı indim. Mutfaktan mis gibi kokular geliyordu anlaşılan annem gene döktürmüştü. Mutfağa sesiz sesiz girdim. Annemin arkasından sarılıp yanaklarından öptüm
"Dur deli kız. Hadi sofraya geçte geç kalma"
" Tamam annelerin en güzeli" diyip yerime oturdum. Annemle aramda anne-kız ilişkisinden daha çok arkadaşlık ilişkisi vardı. Bu yaşıma kadar hiç arkadaşım olmadı. Tek arkadaşım var oda annem. Yemeğimi bitirince ağaya kalktım. Annemin yanaklarına sulu sulu öpücük bırakıp okula doğru yürümeye başladım. Okula evimin arası en fazla 15 dakikalık bir mesafede oduğu için taksi kulanmıyorum. Başlayacağım okulu görünce heycanım ikiye katlandı. Yeni okul, yeni arkadaslar, yeni hocalar ile tanışmak için çok heyecanlıyım. Daha önce geldiğim için sınıfımın yerini biliyordum. Sınıfım 9/C' di. Sınıfa adım atar atmaz herkes bana bakmaya başladı sonra birşey olmamış gibi tekrar önlerine döndüler en arka sıralara oturmaya karar verdim.Yanıma çok tatlı bir kız gelip
" Meraba ben Beste" dedi. Güler yüzlü bir kızdı. Saf ve duru bir güzeliği vardı.
" Meraba bende Esila " dedim. Şu yaşamı kadar hiç arkadaşım olamadığı için nasıl davranacağımı bilmiyorum.
" Kendini çok kasıyorsun. Benim yanımda rahat olabilirsin " dedi. Bu sefer hafif bir tebessüm ile konuştu
" Şey kusura bakma hiç arkadaşım olmadığı için nasıl davranacağımı bilmiyorum " dedim. Başım yere eğikti. Çenemi ince parmaklarıyla kavrayıp
" Artık bir arkadaşın var. Beni arkadaşın olarak kabul eder misin? "
O kadar güzel bakıyordu ki acaba hayır desem nasıl tepki verdirdi diye düşünmeye başladım bile. Yüzümde bir gülümseme belirince Beste'de gülmeye başladı. Artık benimde bir arkadaşım vardı.
" Arkadaş olduğumuza göre yanına oturabilir miyim? "
Bu kız böyle bakmaya devam ederse kimse buna hayır diyemezdi ki. Sadece başımı salamakla yetindim. Oda tebessüm edip
"Hadi gel o zaman kantine inelim"dedi.
" Olur " derdemez beste hemen beni kolumdan tutuğu gibi sınıftan dışarı çıkardı. Bu haline sadece gülerek baktım. Nasıl böyle enerji dolu oluyor çok merak ettim doğrusu. Kantinden iki çay alıp cam köşesinde bir masaya oturduk. Hem çay içiyor hemde sohbet ediyorduk.
"İşte benim hayatıma da böyle Esila. Babam bir bankada çalışıyor annem ben küçük bizi terk edip gitmiş. Ee sen anlat biraz kim bu Esila Özsoy""Annemle yaşıyorum. Babam ben beş yaşındayken öldü. Bu yaşıma kadar hiç arkadaşım olmadı. Her şeyi mi anneme anlatırım o benim hem annem hem arkadaşım oldu"
"Başın soğolsun canım" dedi. Çalan zil sohbetimizi bölmüştü. Bahçeye çıkıp kendi sınıfımızın olduğu yere sıraya girdik. Müdür okul hakında konuşmaya başlamıştı bile. Hep nefret etmişimdir beş dakkika konuşucam diyip yarım saat konuşan müdürlerden. Herkes sıkılmaya başlamıştı bile. Hocalara baktığım da onlarında bizden farkı olmadığını gördüm. Müdür de artık yorulmuş olacak ki
" Sınıflara çıkabilirsiniz arkadaşlar " dedi. Herkes sırayla sınıflara çıkarken ben köşeyi dönüşüp lavaboya girdim. Aşırı derecede terlemiştim. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım. Karidorlarda kimse yoktu anlaşılan dersler başlamıştı. Hemen sınıfımın kapısına gelip kapıyı çaldım. İçeriden' Gel!' komutunu alınca yavaşça kapıyı açtım.
" Geç kaldığım için özür dilerim hocam"
" İlk ders olduğu için bir şey demiyorum. Bir daha olmasın he bu arada hocam değil öğretmenim. "Son cümlesini der demez hemen başımı kaldırdım. Ne yani ilkokul çocukları gibi öğretmenim mi diyecektik bu hocaya pardon öğretmene.En fazla 25 yaşlarında, kahverengi gözlü, kumral saçlı bir adamdı.
" Yerine geçmek için ne bekliyorsun?"" Pardon ho- öğretmenim dalmışım" der demez hemen yerime geçtim.
" Evet arkadaşlar size kendimi tanıtayım. Ben Emre Soykan. Edebiyat öğretmeniyim Allah' ın izniyle dört sene beraberiz. Şimdi de siz kendinizi tanıtın" herkes kendini tanıtmaya başlamıştı. Sıra bana geldiğinde ayağa kalktım.
" Adım Esila Özsoy. 15 yaşındayım. Annemle yaşıyorum, babam ben beş yaşındayken vefat etti"
" Peki Esila Şiir'le aran nasıl? "
" Şiir okumayı severim."
"Peki bize şiir okurmusun?" başımla onayladım ve Özdemir Asaf'ın en sevdiğim şiirini okumaya başladım.Seni bulmaktan önce aramak isterim,
Seni sevmekten önce anlamak isterim
Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de
Sana hep hep yeniden başlamak isterim.
Neydi o gözlerinde gördüğüm. Allah'ım kalbim niye bu kadar hızlı atıyor? Sınıfta sadece ben ve o varmış gibi hissediyorum. Neydi bu? Neden bayılacakmışım gibi hissediyorum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOK SEVDİM SENİ ÖĞRETMENİM
Teen Fiction" Siz Remzi kızı Çiğdem TAŞKIN ; iyi günde kötü günde, hastalıkta sağlıkta bir ömür boyu Emre SOYAN'ı Eşiniz olarak kabul ediyor musunuz? " "Evetttt!!!" " Siz Ekrem oğlu Emre SOYKAN ;iyi günde kötü günde,hastalıkta sağlıkta bir ömür boyu Çiğdem...