Babasını vefatından bir hafta sonra babasının odasındaki eski sandığını açtı. İçinden eski bir kuranı kerim ve köstekli bir saat çıkmıştı. Kuranı kerimi eline aldığında sayfaların arasından bir mektup düştü yere. Mustafa titreyen elleriyle zarfı yerden aldı, kapağını açtı ve içindeki kâğıdı çıkarttı. Kısık bir sesle okumaya başladı.
" Aslan oğlum. Yıllardır yaptığın hataları düzeltmeye çalıştım. Yanlış yola düştün, kurtarmaya çalıştım. Madde kullandın unutturmaya çalıştım. En önemlisi sorumluluklarını unuttun, öğretmeye çalıştım. En sonunda anladım ki ben başarısız olmuşum. Babamın bana öğrettiklerini sana öğretememişim. Hatta o kadar başarısız olmuşum ki bu mektuba ulaşman için ölmem gerekti. Her şey için hakkımı helal ettim sadece tek bir şey istiyorum. Bir kerede olsa camide namaz kıl." Yazıyordu.
Mustafa babasının son isteğini yerine getirmek, cemaatle namaz kılmak için camiye gidecekti. Ama nasıl namaz kılınır nasıl abdest alınır bilmezdi. İlk defa evinde ki bilgisayarı kullanarak iyi bir şey yaptı. İnterneti kullanarak namaz kılmak la ilgili her şeyi cuma gününe kadar kusursuz öğrendi. Cuma günü sabah çok erken saat'te uyandı ve abdestini aldı. Evden çıktı ve caminin yolunu tuttu. Mahallenin camisine giderken yoldan yanında yürüyen insanlara baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GERÇEK SORUMLULUKLARIMIZ
General FictionGerçekleri unutup yalanları kendine doğru belliyen bir insanin önce gerçek hayatla yüzleşip sonrada dogru yolu buldugu bir hikayenin sizlerede ışık olmasını dilerim