CK-1 "Başlangıç"-DÜZENLENMİŞTİR-

76 9 6
                                    

Sabah güneşin ışınlarıyla karşılaşınca başımın altındaki yastığı çekip yüzüme bastırdım. Ben Mira. Aslında hayatımı anlatmama gerek yok annem ile babam iş nedeniyle şehir dışındalar ve abimle beraber kalıyoruz. Erkek arkadaşım var. İki kardeşiz.

Odamın kapısı çaldığında bir anda irkilsem de içeriye  giren abimi görünce az da olsa rahatladım.

"Günaydın."

"Günaydın." diyerek karşılık verdim.

Yatağıma oturdu. Bir şeyler olduğu belliydi. Düzeltiyorum , 'Yine bir şeyler olduğu belliydi.'

"Senin abin olduğumu ve her zaman yanında olacağımı biliyorsun değil mi? Ne olursa olsun." dediklerine gözlerimi devirdim. Gene aynı konuşma metnini okumaya başlayacaktı.

"Abim olduğun doğru. Ama her zaman yanımda değilsin." çok fazla tepki verecektim. Çünkü çok fena soluklanıyordum. Bunu da regl'a bağlıyorum, sonuçta başka açıklaması olamazdı. Olamazdı değil mi?

"Sen aşkını içine gömemedin ki. Neden? Çünkü senden büyük bir kardeşin yok! Sana sınırlar koyan bir kardeşin de yok! Ama benim var ve-" sözümü kesip devam etti.

"Arsel doğru kişi değil Mira! Sana aşık da değil! Sen ona aşıksın! " sesi sona doğru kısık çıkmıştı. Neden? Çünkü bana acıyordu. Ama acınacak bir yanım yoktu. Onun boş yere sarfettiği cümleleri düzeltmeye başladım.

"Arsel doğru kişi Murat. Bana aşık. Ben de ona aşığım." diyerek odamdan çıktım ve tam karşıdaki banyoya kendimi atıp kapıyı kilitledim.

Her sabah bunu yaşamak zorunda mıydım? Bana her sabah bunları söylemek zorunda mıydı? Beni seviyor ve düşünüyordu bunu biliyorum. Ancak bana bunları söylemesi-yüzüme karşı-kalbimi kırıyordu. Alışkın olmam gerekiyordu. Ancak kırıyordu işte.

Kapının arkasına yaslandım ve gözlerimi kapattım ve bir süre sonra Murat'ın kapının arkasındaki sesini dinlemeye başladım.

"Ben şimdi çıkıyorum. Gece geç geleceğim ve şirkette olacağım. Eğer eve sizin kızlardan başka biri girerse hiç iyi olmaz Mira. Haberin olsun." dedi cevap bekler bir şekilde ama susmayı tercih ettim ve gitmesini bekledim. Bir süre sonra dış kapının kapanma sesini duyunca kapının kilidini açıp banyodan çıktım ve kendi odama geçtim.

Aynada kendime baktım. Üzerimdeki pijamalar şort ve askılıydı. Uzun siyah saçlarım bir lastik ile dağınık bir topuz haline gelmişti. Aynadaki görüntüme bir 5-10 dakika baktıktan sonra zil çaldı. Zilin sesini duyar duymaz hemen aşağı indim ve kapı deliğinden baktım. Arsel'i görünce hemen kapıyı açtım ve ona sıkıca sarıldım. Burnumu o çok sevdiğim kokusunun oluştuğu yere boyun girintisine bastırdım. O da burnunu şakağıma bastırdı ve öptü. Ondan ayrılırken bir şeyler olduğunu anlamıştı sanki.

"Ne oldu Mira?" diye sordu ve ben de konuyu değiştirmek amaçlı odama çıkarken "Murat akşama kadar gelmeyecek, haberin olsun." dedim.

O da peşimden odama çıkarken "Gene ne dedi?" diye sordu.

"Bir şey demedi Arsel. Sadece-"

"Sadece ne?" sustum ve odama girdim. O da peşimden odaya girdi ve konuşmaya kaldığı yerden devam etti.

"Mira beni deli etme de cevap ver!" diyerek tısladı.

"Sadece sana aşık olmamam gerektiğini falan filan söyledi işte."

"Bu muydu yani? 'Sadece' diye geri çekilerek söylemeye çalıştığın şey bu muydu? Yapma be güzelim. Bu kadar da saf ve aptal olma."

"İnanmadım." dedim fısıltı ile.

"Eee daha ne? Güzelim bak ben seni çok özledim. Tamam mı?" sorusu karşısında kafamı salladım. O da büyüleyici gülüşünden sonra dudaklarını dudaklarıma yaklaştırdı ve dudaklarımız tam birleşecekken telefonumun o etkileyici iPhone zil sesi çaldı. Artık neresi etkiliyse?

"Si-"

"Küfür yok!" diyerek lafını kestim ve telefonu açtım.

"Efendim Güneş?"

"Evet. Ne oldu?"

"Güneş-" lafım yarıda kaldı sağ olsun Güneş hanım her zaman ki gibi telefonu suratıma kapadığı için.

"Mira?"

"Efendim?"

"Ne oldu?" dedi.

"Güneş geliyormuş. Ben de ne olduğunu anlamadım."

"Tamam. Benim şimdi gitmem gerek. Ama Meleğim sana söz veriyorum yarın da yanında olucağım. Hem de daha uzun süre." diyerek yanağıma bir öpücük bıraktı ve aşağı indi.

Ben de aptal gülümsemem bitince peşinden aşağı indim ve kapıdan çıkmasını bekledim. O giderken el salladım. Arabasına binip uzaklaştıktan sonra kapıyı kapatıp, kapıya yaslandım.

Beni mutlu ediyordu. Nasıl oluyordu da benim o aptal abim hala bana "Arsel doğru kişi değil." konuşmalarından yapabiliyordu ki.

Cehennemde Kayıp (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin